ABD’nin Stratejik Hedefi Irak

ABD’nin Stratejik Hedefi Irak

ABD’nin stratejik hedefi Irak

ABD yönetimi, Irak Şam İslam Devleti’nin Irak ve Suriye topraklarındaki hızlı ilerleyişinin ardından, yaklaşık iki ay önce bazı Arap ülkelerini de kurduğu koalisyona dahil ederek IŞİD ile mücadelede dört basamaklı planı yürürlüğe sokacağını duyurmuştu.

ABD Başkanı Obama, dört basamaklı planın, hava saldırıları, ılımlı muhalefetin desteklenmesi, IŞİD’in mali ve istihbarat kaynaklarının kesilmesi ve insani yardım unsurlarını içerdiğini açıklamıştı.

IŞİD’in sahada uzun süredir etkin olmasına ve özellikle Haziran ayında Musul’u ele geçirerek bu etkinliğini artırmasına rağmen Washington, örgüte karşı ve bölgede istikrar sağlanmasına yönelik bir strateji geliştirmede başarısız oldu.

 ABD neden harekete geçti?

ABD’nin IŞİD’e karşı harekete geçmesinde iki önemli sebep ön plana çıkıyor.

Birincisi, Ağustos ayında IŞİD’in Irak’ın Kürt bölgesine doğru ilerleyişiyle Musul barajı, Mahmur ve Sincar gibi önemli bölgeleri ele geçirmesi, bölgedeki Amerikan petrol şirketlerinin faaliyetlerini durdurmasına ve çalışanlarını bölgeden tahliye etmesine neden oldu.

ABD’nin bölgedeki önemli stratejik ortaklarından olan Kürt yönetiminin güvenliğinin tehlikeye düşmesiyle,  Suriye ve Irak’ta günlük 350 bin varil üretim kapasitesine sahip petrol yataklarını kontrolü altında tutan ve gelirinin önemli bir kısmını ‘petrol karaborsasından sağlayan IŞİD, ABD’nin bölgedeki çıkarları açısından daha da büyük bir tehdit haline geldi.

İkinci olarak, IŞİD’in bazı Amerikalı gazetecilerin kafasını keserek öldürdüğü videoların yayınlanması ve Amerikan vatandaşlarının IŞİD’e katılmasının yeniden gündeme gelmesi, Amerikan kamuoyunun yoğun tepkisine neden oldu ve bu durum IŞİD’e karşı harekete geçmesi konusunda Obama yönetimi üzerindeki baskıyı artırdı.

 ‘Yumuşak ve stratejiden yoksun’

Son olarak ara seçimlerde Kongre seçimleriyle çoğunluğun Cumhuriyetçi Parti’ye geçmesi, ülkedeki muhalefet tarafından IŞİD konusunda ‘yumuşak ve stratejiden yoksun’ olmakla suçlanan Obama’yı belirgin ve somut adımlar atma konusunda daha da köşeye sıkıştırıyor.

Kobani’de olduğu gibi, ABD öncülüğündeki koalisyonun hava saldırıları IŞİD’in Irak’taki etkisini de kırmayı başaramadı. Örgüt Irak’ın Sünni bölgelerindeki varlığını korurken, özellikle son haftalarda Anbar eyaletindeki Bağdat’a ait bazı askeri üsleri ele geçirmeyi başardı ve bu durum ‘IŞİD Bağdat’a yaklaşıyor’ endişelerinin artmasına yol açtı.

Amerikan yönetimi son dönemde Suriye’nin kuzeyindeki Kürt kasabası Kobani’ye yoğunlaşmış gibi gözükse de, asıl niyetinin IŞİD’i Irak’ta etkisizleştirmek olduğunu gizlemiyor.

Obama ara seçimlerde aldığı darbenin ardından yaptığı ilk açıklamada bu konudaki pozisyonunu şü sözlerle açıkladı:

“İlk odak noktamız, IŞİD’ın Irak’ın dışına atılması. Suriye’de yaptığımız öncelikle, IŞİD’in yeniden ikmal, militan gönderme ve Suriye sınırı üzerinden geri dönme kapasitesinin azaltılması, Irak ve Suriye arasındaki sınırı yeniden oluşturup Irak’ın güvenlik ve topraklarının kontrolünü yavaş yavaş yeniden kazanmasına yardımcı olmak.”

 Kara operasyonu hazırlığı

ABD yönetimi, defalarca Irak’a muharip kara gücü göndermeyeceğini ve ülkedeki Amerikan askeri personelinin sadece danışmanlık görevi göreceğini açıkladı.

Dolayısıyla sorunu hava saldırılarıyla çözemeyeceğinin farkında olan Washington, karada istediği sonucu alabilmek için Irak ordusunun yeniden ‘gerçek bir ordu’ haline gelmesi ve peşmergenin kara operasyonuna destek vermesini sağlamak zorunda.

Peki ABD yönetiminin bu noktada planı ne?

Haftasonu Amerikan gazetesi New York Times, Pentagon kaynaklarına dayandırarak ABD’nin Irak’ta IŞİD’e karşı birkaç ay içinde geniş çaplı bir kara harekatının başlaması için hazırladığı planın detaylarını paylaştı.

Plana göre, ABD yönetimi önümüzdeki bahar aylarında Irak ordusu ve peşmerge birliklerinin yer aldığı yaklaşık 24 bin askerden oluşan bir askeri birlikle  kara operasyonunun başlamasını hedefliyor.

Hedef 2015’in sonuna kadar başta Irak’ın en büyük ikinci ve Sünni kenti olan Musul ve diğer bölgelerden IŞİD’i tamamen çıkarabilmek.

ABD’nin Irak’taki 1600 kişiden oluşan askeri personelinin de bu büyük operasyona ‘eğitim ve danışmanlık’ desteği vermesi planlanıyor.

Irak ordusu IŞİD’in 10 Haziran’da Musul’a girişinden sonra ülke topraklarının büyük bölümünden çekilmiş ve IŞİD’e bırakmak zorunda kalmıştı.

iraktasondurum

Sünniler ne yapacak?

Plan Irak ordusuna destek veren Şii milislerin yanısıra, Sünni aşiret güçlerinden oluşan ‘Sahva Birlikleri’ benzeri bir gücün de IŞİD’e karşı savaşmasını öngörüyor.

Ancak IŞİD’in Irak’ın Sünni bölgelerinden çıkarılması planı karşısında temel bir sorun duruyor. Sünni bölgelerde yaşayan kesimlerin önemli bir bölümü, Maliki’nin ayrılmasından sonra göreve gelen Haydar İbadi hükümetine de güvenmiyor.

Sünnilerin, Maliki yönetiminde uzun süre devam eden mezhepçi politikalar ve hak ihlalleri tamamen ortadan kalkmadan ve bu yönde somut adımlar atıldığını görmeden  IŞİD karşıtı operasyona destek vermesi mümkün gözükmüyor.

IŞİD son haftalarda, Irak ordusuyla işbirliği yaptığı gerekçesiyle Anbar ve Tikrit’teki Sünni aşiretlere saldırarak yüzlerce kişiyi öldürdü.

Bir diğer sorun da Musul gibi nüfusun hayli kalabalık olduğu ve IŞİD’in etkinlik kurduğu bölgelere yönelik bir kara harekatının büyük can kaybına yol açması ihtimali.

Erbil-Bağdat pazarlığı

Söz konusu kara operasyonuyla ilgili soru işaretleri barındıran bir diğer nokta peşmerge ve Irak ordusu askerlerinin bu operasyonda nasıl birlikte hareket edeceği. Zira Bağdat yönetimiyle Erbil arasında yaşanan gerilimde göze çarpan herhangi bir azalma olduğunu söylemek zor.

IŞİD’in son haftalarda peşmerge kontrolündeki petrol zengini Kerkük kentini zorlamaya başlamasıyla Erbil Irak ordusundan bölgeye destek kuvvet göndermesini istedi. Ancak Bağdat’tan bu çağrıyı olumlu bir yanıt gelmedi.

banner_ISID_Petrol_Sahalari

Kara harekatı konusunda ortak bir tavır ortaya koyulması için Kürtlerin bütçe ve doğrudan petrol ihracatı gibi konularda Bağdat ile sıkı pazarlığı sürdüreceği ortada ve bu pazarlıktan nasıl bir sonuç çıkacağı da kara harekatının kaderini etkileyecek.

Bağdat da Musul’daki operasyon için peşmergenin Irak ordusunu desteklemesini istiyor ancak Irak Bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesut Barzani, 3 Ekim’de Rudaw haber kanalında yer alan ‘Kerkük ve Sincar bölgeleri IŞİD’den temizlenmeden kimse Musul’dan bahsetmesin’ sözleriyle bu konudaki tavrını net bir şekilde ortaya koydu.

Adı konulmayacak ortaklık: ABD-İran

ABD yönetimi İran’in Irak’a müdahalesi konusunda rahatsız olduğunu ve Tahran’la asla işbirliği yapmayacağını her fırsatta söylese de iki ülke şu anda ortak bir hedef için sahada faaliyet gösteriyor.

Farklı bölgelerde de olsa Amerikan ve İran ordusu unsurları Irak topraklarında Irak askerlerine ‘askeri danışmanlık desteği’ veriyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun dış operasyon gücü Kudüs Tuıgayları’nın komutanı Kasım Süleymani’nin birkaç haftadır Irak topraklarında çekilen fotoğrafları İran medyası tarafından paylaşılıyor.

ABD yönetiminden bu fotoğraflar hakkında bir tepki ya da eleştiri henüz duyulmadı. Bu durumda, iki ülkenin özellikle geniş kapsamlı bir kara operasyonunda ‘adı konulmamış ve asla koyulmayacak’ bir ortaklığa gidebileceği ihtimalini güçlü bir şekilde ön plana çıkarıyor.

Amerikan Wall Street Journal gazetesinin, ABD’nin resmi yazışmalarına dair bilgisi olan bir kaynağa dayandırarak, ABD Başkanı Barack Obama’nın, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e Ekim ayının ortasında yazdığı gizli bir mektupta IŞİD ile savaşta ortak hareket etme teklifinde bulunduğuna dair haberi de bu ihtimali güçlendiriyor.

Kendisine mektupla ilgili soru sorulan Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest’in da konuyla ilgili yalanlamada bulunmaması dikkat çekiyor.

Türkiye’nin pozisyonu: IŞİD gider başkası gelir

Ankara, başından beri Sünnileri dışlayan politikalar ortadan kalkmadığı sürece Irak’a istikrar gelmeyeceği görüşünde ısrar ediyor.

Türkiye’ye göre sorun askeri bir sorun olarak görüldüğü ve meselenin sosyolojik boyutu gözardı edildiği sürece ‘IŞİD gidecek ve yerini başka bir örgüt alacak’.

Maliki yönetimini yoğun bir şekilde eleştiren ve konuyla ilgili kaygılarını Ankara’yı ziyaret eden yeni hükümetin Şii Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi’ye ileten  Türkiye, İbadi hükümetinden  Sünnileri sistemin parçası kılacak ve mezhepçi politikaları tamamen ortadan kaldıracak adımları atmasını bekliyor.

 

Kaynak: Al Jazeera Erman Yüksel

ADIMLAR

 

 

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: