ÖLENİN DE KİMLİĞİ VAR, ÖLDÜRENİN DE…
12 Eylül öncesi dönemin Başbakanı Demirel, “bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz” demişti. Şimdi “Yeni” Türkiye’de trend tersine döndü. Artık bu memlekette ne medyaya, ne devletin etkili ve yetkili temsilcilerine “PKK’lılar adam öldürüyor” dedirtemezsiniz.
Daha önce Kobani bahanesiyle gerçekleştirilen gösteriler sırasında da aynısını yazmıştık. Türkiye’de basın Türk değildir. Her defasında yeni baştan şahit oluyoruz. O günleri hatırlayın; mahalle, sokak ve evlere saldırıp Türk Milletine meydan okuyan ve Müslümanları linç etmeye yeltenen ve bütün bunları büyük bir pervasızlıkla sergilerken artık Batılı güçlerin himayesinde olduğunu gizleme ihtiyacı bile hissetmeyen Etnik “dinsiz” Kürtçülük ile onlara karşı sokağını, mahallesini, evini ve devletin korumaya tenezzül etmediği canını savunan Müslüman Anadolu ahalisi arasında çıkan çatışmalarda da aynı yavşaklıkları görmüştük. “Kobani bahanesiyle gövde gösterisi yapmaya yeltenen PKK yandaşlarıyla; mahallesini, sokağını, iş yerini ve evini savunmaya mecbur kalan Türk Milleti arasında çıkan çatışma” şeklinde vermeleri gereken haberleri; “Kobani’ye destek olmak için Işid’i protesto etmek isteyen gruplarla, karşıt görüşlüler arasında çıkan çatışma” gibi sözde objektif ama biraz altını eşince apaçık Türk düşmanlığı yapan yayınlardan daha sinsi ve tehlikeli bir dil olduğu besbelli bir üslûpla veren hain müstemleke medyası dünden beri aynısını Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun katledilmesiyle ilgili haberlerde de yapıyor.
“PKK yandaşları hem de ülkenin Batı kesiminde bile güpegündüz adam öldürmeye başladı, Üniversitelerde Türk Milletinin pırıl pırıl vatansever gençlerini öldürerek sindirmek istiyorlar” demenizi beklemiyoruz zaten; o kadarını yazıp söyleyebilmek için Müslüman Anadolu ahalisinin ruhuyla aynı hamurdan olmak gerek. Ama şu kadarını söylemek çok mu zor: “PKK’lılar Üniversite’de bir Türk Milliyetçisini öldürdü.” Haber budur efendiler. Yorum katmanıza lüzum yok. Objektiflikse derdiniz haber bu… “Yok efendim, ölenin ve öldürenin kimliği olmaz; silahlar sussun, kimse ölmesin, düşünce özgürce tartışılsın” kahpeliklerine lüzum yok.
Ölenin de kimliği var, öldürenin de… Batıcı “dinsiz” Etnik Kürtçülük bu ülkenin gençlerini öldürüyor; belli güçler tarafından planlı ve sistemli olarak o kadar şımartıldılar ki, Ege üniversitesinde bile kan döküyorlar ulu orta. Kimden neyi saklıyorsunuz? Sizi dinleyen de, Fırat Yılmaz basit ve aptalca bir sağ sol kavgasında öldürülmüş sanacak.
PKK ve “öldürme” kelimelerini niçin yan yana koyamıyorsunuz? Niye bu ülkenin medyasında PKK kelimesi sadece ama sadece “barış” ve “süreç” kelimeleriyle yan yana ifade ediliyor? Sol, sağ, laik, İslâmcı fark etmez; hepiniz aynı bokun suyusunuz. PKK’nın adını “öldürme” ve “cinayet” kelimeleriyle beraber anmamak için kaka yaptığınız deliği yırtıyorsunuz gece gündüz. O delik yırtıla yırtıla kafanızdan daha büyük oldu. Ağzınız yerine oranızla konuşmanızın sebebi de bu olsa gerek. Malûm, en işlek yeriniz…
Gökhan YAMANGÜL / ADIMLAR Dergisi