İŞGALCİ ABD ASKERLERİNİN SURİYE’DE YPG ARMASI İLE DOLAŞMASI NE DEMEK?
BBC’nin haberine göre işgalci haçlı ordusu ABD akerleri, Suriye’de YPG armalarıyla dolaşırken görüntülenmiş…
Bunun üzerine AKP’nin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ağlamaklı bir üslûpla “Terörle mücadelede çok iddialı olan bir ülkenin, bizim müttefikimizin, ABD askerlerinin YPG armasını, bir terör örgütünün armasını kullanması kabul edilemez” buyurmuş…
Havuz medyası yarın bu haberi manşetten girer artık…
“Dışişleri bakanımız ABD’ye arslanlar gibi kükredi..”
“Çavuşoğlu ABD’ye haddini bildirdi…”
“Çavuşoğlu ABD’ye balyoz indirdi…”
Falan filan…
Bu “ver gazı kerizler uyanmasın” hesabı manşetleri okuya okuya ‘AKP manyağı’ olmuş gariban takımı “elhamdülillah, barekallah, maşallah, inşallah muhterem” diyerek körkütük sarhoşlar gibi naralar atarak sevinç gösterileri yaparlar artık…
Şimdi bunlara desek ki…
Yahu muhteremler, ABD’nin en yetkili ağızlarının neredeyse koro halinde “YPG bizim Suriye’deki kara kuvvetlerimizdir.” demesinin üzerinden kaç ay geçmiş olmasına rağmen sizin ‘mücahit’ hükümetinizin gıkı bile çıkmadığından haberiniz var mı?
Yok…
İncirlik’ten kalkan haçlı uçakları kimi korumak için kimleri bombalayıp duruyor, haberiniz var mı?
Yok…
Neden?
Çünkü siz duble yollarla, dünyanın en büyük hava Alanları, köprüleri, şunları bunlarıyla hipnozlanırken; memlekette neler olduğundan, neler döndüğünden, ‘mücahit” ağabeylerinizin, reislerinizin, şeyhlerinizin, alimlerinizin, yazarlarınızın servetlerinin en hırsız-arsız Arap şeyhlerine bile parmak ısırtacak hale geldiğini Amerikan savcısı Bharara bile duydu ama siz hala “Dublaj, montaj, paralel” durağında metrobüs bekliyorsunuz…
İncirlik’ten kalkan uçakların koruması olmasa YPG isimli terör örgütü (IŞ)İD karşısında tutunabilir, kanton manton ilan edebilir ve Akdeniz’e inme hayalleri kurabilir miydi?
Hadi biraz daha geriye gidelim…
İncirlik Üssü’nün, BOP planları doğrultusunda ABD öncülüğündeki haçlı savaş uçaklarının Suriye’nin bölünmesi ve YPG’nin bu işte ABD Kara Kuvvetleri’nin milis gücü olarak desteklenmesi için yapılan saldırılara, AKP tarafından tahsis edilmeden önce…
Sizin ‘mücahit’ AKP hükümeti, (IŞ)İD, YPG’yi yeryüzünden silmek üzereyken, onu kurtarmak için ABD’nin Irak’taki kara gücü Peşmerge’ye, ABD Ordusu armalı üniformaları ve ağır silahlarıyla birlikte topraklarımızdan geçiş izni vermeseydi; bugün Suriye’nin kuzeyi ve Türkiye’nin güneyinde YPG isimli bir silahlı çete varolabilir miydi?
Eee?
“Besle kargayı oysun gözünü” diye bir atasözümüzün olduğu bir ülkede hükümet ol…
YPG’yi koru, kolla, besle büyüt, Suriye’nin kuzeyinde korsan bir devlet haline getir…
Sonra’da ağlaş…
Suriye’deki ABD askerleri nasıl terör örgütü YPG’nin armasını takarmış diye…
Suriye’nin bölünmesinin tamamlanmasından sonra, Kandil’e yerleşecek olan ABD askerlerinin PKK arması takarak, Türkiye’nin bölünmesi için PKK’ya destek vereceklerini anlamamak için nasıl bir zekâ düzey(sizliğ)i gerekir bilemem…
Ama gidişatın ayan beyan bu yönde olduğunu biraz aklı, biraz fikri, biraz zekâsı olan, vicdanını dünyevi hırslarına kurban etmeyen herkes net olarak görüyor…
Son olarak…
Bir Dışişleri Bakanı’nın görevi, ülkesine açıkça düşmanlık eden ABD’ye ağlamaklı bir üslûpla ukdeli lâf sokmak değil, bu durumun gerektirdiği politikaları üretip uygulamaktır…
Ağlamaksa iş, vatandaş olarak onu biz yaparız..
Siz ağlamayı bir kenara bırakıp icraat yapın…
Görüyoruz ki; “Yeteri kadar ağlaştık daha ne yapabiliriz ki” anlamında melûl melûl bakacaksınız…
Bari bir iki tüyo verelim de, o da bizim sadakamız olsun…
Meselâ…
Düşürülen Rus askerî uçağı için özür dileyin, tazminat ödeyin ve düşürme emrini verenleri yargı önüne çıkarın..
Suriye’nin parçalanması için besleyip büyüttüğünüz silahlı çetelere desteği kesin…
İran’la ilişkileri “Dost ve müttefik” seviyesine yükseltin…
Irak’taki bölücü korsan devlet Barzanistan’la ilişkilerinizi kesin..
NATO’dan çıkmayı gündeminize alın…
İncirlik dahil bütün ABD ve NATO haçlı işgal üslerini derhal kapatın…
ABD ve NATO askeri uçaklarının hava sahamızı, gemilerinin limanlarımızı ve deniz sahamızı kullanmasına izin vermeyin…
Sizin işiniz bunları yapmak, ağlaşmak değil…
Başlıktaki sorunun cevabı ise çok net: Bir yabancı devlet, senin “terörist” ilan ettiğin bir örgüte yardım etmek için gönderdiği askerlerinin üniformalarına o örgütün armalarını takıyorsa, seni hiç takmıyor, devlet ve ülke yerine koymuyor ve senin devletine açıkça düşmanlık ediyor demektir.
Yabancı devlet gözü kesiyorsa düşmanlık eder…
Ona mani olamazsın…
Ama onun bu düşmanlığına vereceğin karşılık ağlamaklı bir üslûpla lâf sokmaya çalışmak değil. Onu bu yaptığına pişman edecek politikalar üretmektir…
Oğuz GÜRSES
Kaynak: MilliBirlikRuhu.Blogspot.com.tr