HADİSELERİN VERİMİ

HADİSELERİN VERİMİ

Bir hadisenin kimin ve neyin işine yaradığı, sadece faillerin ve tarafların belirlediği bir şey değildir ve bu keyfiyet daha çok hadise sonrası girişilen tavırlarda meydana çıkar.

Hani, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu 29 Kasım’daki konferansında bir boğa misali vermişti; boğa bana saldırıyor ve ben onu alt edip ayrıca yiyorum, demişti. Şimdi bu insanın boğadan faydalanıyor olması, ortada “kurulmuş bir hikâye” olduğunu göstermez. Lâkin yaptığı işin verimini başkasına kaptırmak da az görülen bir şey değildir…

Şimdi bunu 15 Temmuz darbe girişimine uygularsak: Evet kendini koruyan taraf bir hikâye kurgulamamıştır, fakat onu koruması için dayandığı esas kitle buradan bir verimle çıkabilecek midir?.. Bu kitlenin özelliği Ehli Sünnet Türklerden oluşmasıdır.

Şimdi iki misâl verelim… İlki; Diyanet, Gülen’in kitablarındaki dinî söylemlere yine dinî açıdan cevap vereceğini söylüyor… Eğer “dinler arası diyalog”u çıkarırsanız, Gülen’in kitaplarında Ehli Sünnet’e aykırı bir şey bulmak zordur. Adam içindeki bütün kötü niyeti kitablarına yazmış değil ki! Genel olarak klasik Ehli Sünnet kaynaklarına dayanıyor. Diyanet “dinler arası diyalog”un zaten bizzat tarafı olarak bu konuda bir şey demeyeceğine göre, mevcut durumu Ehli Sünnet inancının tabii bir neticesi sayacak ve doğrudan ona saldıracaktır. Zaten “yüksek şura”dan çıkan maddeler de bunu apaçık göstermiştir..

İkinci olarak ise, dikkat ediyor musunuz sürekli Mumcu, Kışlalı, Hablemitoğlu ve Dink suikastleri konuşuluyor… Siz hiç Hızır Hocadan, Bayram Ali Hocadan, Ünsal Zor’dan bahsedildiğini duydunuz mu?.. Ben diğerleri aydınlatılmasın demiyorum da, bu tuhaf “yüce gönüllülük!” nedir, onu anlamıyorum…

Burada esasında yüce gönüllülükten filan değil, doğrudan doğruya “kudret” mefhumundan bahsediyoruz… Kudret gerçekten ne demektir, bunu iyi kavramak lazımdır.

Cem TÜRKBİNER

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: