PEKİN ÖRDEĞİ İLE VARLIK VERGİSİ

PEKİN ÖRDEĞİ İLE VARLIK VERGİSİ

PEKİN ÖRDEĞİ İLE VARLIK VERGİSİ

‘’Sadece müminleri kalbinle sev; münafıklarla dilinle anlaş, evine gelen Yahudi’yle yemeğini paylaş.’’

Mansur ATA böyle sohbet eyledi. Beliğ dedik, beliğ, söz verdik, el aldık; Hoca Ahmet YESEVİ’ nin halifesi, hikmet ehli pirimiz Mansur ATAMDAN.

Bugün, Devletlerarası münasebete, ülkelerarası ilişkilere değinmeyeceğiz. Konumuz, varlık vergisi aldatmacası ve Batının/batılın/kâfirin aldatıcı lisanına aldananlar üzerine olacak. Her zaman ki gibi yarın değil hemen şimdi prensibimiz gereğince, hemen başlayalım yazmaya.

  1. 05.2017 – 22.05.2017 tarihleri arasında; kartel medyasının tamamı ile sağ, sol ve İslami kesimlere ait mürekkep kullanılan yazılı matbuatı ile mürekkep kullanmayan yazılı ve görsel medyanın tamamında: ‘’Pekin yönetimi tarafından 20 CIA ajanı yakalandı. Yakalanan bu ajanların 12’ si infaz edilirken 8’ ide tutuklandı’’ yayınlanan parantez içinde ki bu yalan haber, muhakkak dikkatinizi çekmiştir.

NYT/ New York Times gazetesini de kaynak/orijin göstermeyi unutmayan, uyuyan saflar, açıkgöz geçinen ahmaklar ve gafiller için bu haberi yayınlamak; zuldür/ayıptır/utançtır. Bize düşen; batının/batılın aldatıcı lisanına bilmeden aracılık eden uyuyan kardeşlerimizi uyandırmak, gaflet ehli açıkgöz geçinen ahmaklara hatırlatmak ve batının aldatıcı lisanını isteyerek kullanan, bilerek aracılık eden hainlere karşı gerçeği, sadece gerçeği ve hakikati heykelleştirmeye çalışacağım. Maksadım bu kadar masumenedir.  NYT/New York Times kaynaklı haber, kesinlikle ve kesinlikle Türk insanı ve Türkiye vatandaşlarına karşı yapılan;palavra haber destekli, üstü örtülü bir operasyondu.

Bu palavra haberin doğrusunu; yarın değil hemen şimdi prensibimizle, hemen yazmaya başlayalım. 18 Alman BND ajanı, Münih ve Berlin havaalanları üzerinden, Pekin, Lushan, Şanghay havaalanlarına ulaştıklarında; takvimler 2012 yılının mayıs ayının ortalarını gösteriyordu. Operasyon, Alman THULE gurubuna bağlı Lama/Rahipleriyle bağlantılı bir organizasyondu. 18 BND/Alman ajanından 12 tanesi, takibi altında oldukları ÇKP/MSS- Çin Komünist Partisine bağlı İstihbarat Birim elemanlarını şaşırtmak ve güya, oltaya takılmış balık numarasıyla Tibet ve Doğu Türkistan’a sürüklerken; 6 BND elemanı ise Şanghay’da 3 gurup altında Amerikan üssüne yöneldiler.  Çin’in, liman kenti Şanghay’da bulunan Amerikan üssüne sızmaya çalışan 6 BND ajanı, ÇKP/Çin Komünist Partisine bağlı MSS/istihbarat elemanlarınca değil, üs görevlisi ABD/USA görevlilerince derdest edilerek sorguya alındılar. Öldürülmediler !! Öldürülmediler !!

Gezegenimizi, Örümcek ağı gibi saran Amerikan üslerinin bütününde bulunan profesyonel katiller çetesinin bir ekibi tarafından sorgulandılar. Ölümün, mumla arandığı sorguların ardından; 6 BND elemanı, ÇKP/MSS elemanlarına teslim edildiler. Çin nemi yaptı? İleri derecede endüstriyel materyaller, çok ileri düzeyde teknolojik bilgi transferi ve yüklüce money/ mangır/para karşılığı canlı teslim etti, Almanya’ya.

Tibet ve Doğu Türkistan’da bulunan 12 BND ajanını çok mu merak ettin?

Alman THULE tarikatıyla işbirliği içinde çalışan;Tibetli,Lama/Rahiplerinin yardım ve yol göstermeleri ile Tibet’in yanı başındaki Nepal üzerinden, Hindistan’a varış. Sonrası, ver elini Almanya.

Amerika’nın, tatlı su yankisi olan sarı Çin’in/kızıl Çin’in 12 CIA ajanını öldürdüğünü zanneden kardeşim, uyan uykudan. Malumat ile belleği kirlenen gafil, düşün. üçüncü gurupta yer alan vatan haini, Türk düşmanı hain/hainler;CIA tarafından organize edilen üstü örtülü operasyonda meze değil, aktör oldun ve mimlendin ahmak.

Sonuç, sarı Çin/Kızıl Çin,12 CIA ajanı öldürmedi. Çin’in sekiz şehrinde, sekiz adet Amerikan askeri üssü, Pekin’de CIA merkezi varken; Pekin ördeğinin 12 CIA ajanını öldürdüğüne inananın, aklından şüphe edilir.

DAVUT YILDIZINI PARLATTI VARLIK VERGİSİ

Şükrü SARAÇOĞLU hükümeti zamanında;1942/Kasım- 1944/Mart tarihleri arasında, bir defaya mahsus ödenmesi istenen vergilendirmedir. Bu klasik tanımlama üzerinden yürüyecek değiliz. Elbette ki kenar semtin “kaba softa ham yobazları” gibi değerlendirmeyeceğimiz de tabiidir. Aynı zamanda solun klasik söylemleriyle de değerlendirmeyeceğiz. Her şeyde olduğu gibi bu meselede de Devlet genetiğinde olan bilgileri esas almaya çabalayacağız. Devlet genetiğimizde olana geçmeden önce varlık vergisi hakkında, Yahudi ne düşünüyor? Konusuna göz atalım.

Moşe GROSMAN: “birlikte yaşanmış” ve “huzurlu bir geçmişin izleri” ni taşıyan bir birliktelikte bu tür olaylardan “hiç söz edilmemelidir”

  1. Sevilla Sharon:‘’Duyarlı konularda “tatsız olaylar” diye nitelendirilmiş ve “devrim yaşayan her ulusun için de oluşan geçici bunalımlar göz önünde tutularak değerlendirilmelidir” cümlesi ile geçiştirilmiştir.

Avram GALANTİ: ‘’Aldığınız vergiler helal olsun’’

bu ve benzeri yüzlerce satırla, varlık vergisinden rahatsız olmamaları, şüphe uyandırıcı değil mi?Aynı minvalde yürümeye devam edelim. Tarihin tozlu sayfalarını çevirelim. Balfour deklarasyonu olarak bilinen deklarasyonun, öznesine dikkat edelim lütfen.

Özne: A. James BALFOUR: ‘’Majestenin hükümeti tarafından kabul edildiğini bildirmekten zevk duyarım:Herhangi bir ülkedeki Yahudi haklara ve siyasi konuma halel getirilmesine meydan verilmeyeceğinin bilinmesi gerekir’’

Düşmanın, kendisine ait tespit ve değerlendirmelerden sonra, sıra geldi; kendi zaviyemizden değerlendirme ve işin künhünü gösterme cehdimize. Başın başında şu  sualle başlayalım. Üstat tarafından: ‘‘ Fikirde anarşist, maddede despot’’  veya ‘‘İki yumurta pişirmek için dünyaya ateşe verirler ‘‘ diye tanımlanan Yahudi’nin; Varlık vergisi ödemesi halinde, sessiz kalacağına inanıyor musunuz?

Lütfen! Kelimelere, dikkat edelim. Rejimin değil, Türk Devletinin genetiğine işlemiş hakikati dillendirelim. İsrail, Türk insanına; Mavi Marmara ile ikinci kazığını atmıştır. Birinci kazığı nemiydi? Elbette ki varlık vergisi paraları. 11.11.1942-15.03 1944 Tarihleri arasında uygulanan varlık vergisi uygulamaları ile toplanan paralar; uluslararası bağlantıları olan Yahudi tüccarlara verildi. Niye? O günün şartlarında; Türk sanayisi olmadığı gibi uluslararası bağlantı yapacak, Türk tüccarlarda yoktu. Bu arada, bir Tatar türküsünün: ‘’Gafil olmuş tatarları/niye uyandırmıyorsun/ hakikat altta kalmış’’ ezgisi acı, acı çığırıyor. Ben, şarkıyı bırakıp konuya devam edeyim. Evet, Varlık vergisi ile toplanan paralarla, Yahudi tüccarlar eliyle para kazanma siyaseti kısa bir müddet güzeldi. Öyle ki, Devletin para kazanması; açıkgöz bürokrat ve aracının para tırtıklamasına dahi göz yumup ses çıkarmasına engel teşkil etmeye yetti. Ta ki, Filistin’de, çete faaliyetlerinde bulunan: Hanagah, İrgun, Stern örgütlerinin  “göç edin”, emri gelinceye kadar.

Sonuç, göç emri üzerine; Türkiye’den, Filistin’e doğru yollara düşen 30.000/ otuz bin Yahudi’yle beraber, o güne kadar toplanan ve Yahudi tüccarlar eliyle işletilen, varlık vergisi paraları da İsrail’e kaçırılmıştır.

Söylediklerim, bir tez değil, antitez değil, rejimin malumatı değil; bugüne kadar dile getirilmesinden imtina edilen gerçeklerdir. 5 Kasım ihanetini unutmadığımız gibi Yahudi/ İsrail tarafından atılan ne varlık vergisini ne de Mavi Marmara kazığını unutmadık, unutmayacağız!

Son hesaplaşmada, bedel ödetene kadar. Şimdilik not alıyoruz!

Burhan Halit KOŞAN

07/10/2017

 

 

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: