TÜTÜN MARLBORO’YA, FINDIK FERRORO’YA PEŞKEŞ ÇEKİLDİ

TÜTÜN MARLBORO’YA, FINDIK FERRORO’YA PEŞKEŞ ÇEKİLDİ

Geçenlerde çıkarılan torba yasa ile çiftçinin tütününü kendi eli ile satmasının yolu kapatıldı. Bu çerçevede artık tütün sarıp tüttürmek çok zor. Çiftçi, tütününü büyük şirketlere satmak zorunda… Tütün piyasası zaten yabancılara teslim edilmişti, bu son hamle ile artık geride kalan son kırıntılar da ortadan kaldırılacak.

Durum, Osmanlı’nın son dönemi ile oldukça benzerlik arz ediyor.

O zaman daha serbest piyasa dediğimiz şey bu kadar yaygınlaşmamıştı. Özelleştirmeler bu kadar yaygın değildi, olmasına da imkân yoktu. Zira hem makineleşme-teknoloji bu kadar gelişmemiş olduğundan emperyalistler sömürmek istedikleri ülkeye yetecek kadar mal üretmede de sıkıntı yaşayacaklarından, hem de gelecek tepkilere istinaden tedrici bir sömürü çarkı işletmekte fayda vardı.

Bunun yanında, İngiliz sömürgeciliği, Hindistan’da kendi mallarını satmak için,  binlerce Hintli dokuma ustasının ellerini bileklerinden kesmekte fayda görecekti.

Osmanlı’da durum biraz farklı oldu, halkın, “Gâvur Padişâh” dediği Sultan Mahmut’un muasırlaşma hamlesinin gereği olarak giyilmesi istenen Batı tipi kıyafetlerin dikilebileceği kumaş cinsleri bizde üretilmediğinden ister istemez ithalat yoluna başvuruldu; İngiliz’in bizim dokuma ustalarının ellerini kesmesine gerek kalmadı.

Sonrasında devlet zaman içinde o kadar borçlandı ki, bu borçları ödeyebilmek için Duyun-u Umumiye adlı kurum tesis edildi. Bu kurum, devletin borçlarına karşılık, Osmanlının ürettiği tütün, tuz vs gibi mamullerin gelirlerine doğrudan borçlu olduğumuz devletlerin el koymasını gerek görmüştü.

Niye tütün ve tuz gibi mamuller diyecek olursanız, üretim yapabildiğimiz pek fazla bir şey yoktu…

Nihayetinde halkın pazara getirdiği mallardan devlet, daha doğrusu borçlu olduğumuz yabancılar büyük bir vergi alıyordu. Buna karşı kaçakçılık başladı, tütün kaçakçılığı bunda başı çekiyordu. İşte, Ege’nin efeleri, aslında çoğu tütün kaçakçısıdır. Ve, meşhur “Çökertme” türküsü de tütün kaçakçısı bir gencin gönül macerasını ve hüzünlü sonunu anlatır.

Bugün artık Türkiye’nin ürettiği pek bir şey kalmadı. Üretim özelleşti ve çoğu da yabancıların eline geçti. Geriye kalan önemli kalemlerden biri tütünle fındık…

Tütün büyük oranda özelleştirildi, geriye küçük bir oran kalmıştı, o da bu son yasa ile halledilmiş olunacak ve böylece tütün piyasası yüzde yüz yabancı tekellere devredilmiş oldu. Türk çiftçisinin arada üretip kendi namına satarak üç kuruş para kazanması da engelleniyor. Çünkü bu günkü Duyun-u Umumiye bunu istiyor. Artık, pazarları doğrudan ele geçirmek imkânına sahipler.

Yalnız fındıkta durum biraz farklı… Orada Türkiye’nin büyük bir üretim gücü var ve bu üretimin yerine ikame edilebilecek bir alternatif henüz mevcut değil. Dolayısıyla yabancılar da Türkiye’nin fındığına muhtaçlar; şimdilik… Ama orada da özelleştirme yoluyla pazarı kontrol edip fiyatları da kendi menfaatlerine olacak şekilde istedikleri gibi belirleyebilecek güce ulaştılar. Bize sadece üreticilik kaldı ki o da kendi ürettiğimizi onların belirlediği fiyata ve onlardan başkasına satamayacak olduktan sonra, bu üretim gücü de bir işe yaramıyor. Bilakis, kölelik düzenini getiriyor.

Niye onlardan başkasına satamıyoruz? Bakan TMO’nun alım yapacağını söylememiş miydi?

İşin içinde olanlar biliyor ki, Bakan yalan söylemektedir ve TMO, piyasadaki fındığın tamamını almaz, alamaz. Bu göstermeliktir. Ve zaten açıklanan 10 liralık fiyatı da Ferroro ile beraber belirlemişlerdir. Bu fiyat, Ferroro’nun bakanlığa dikte ettiği rakamdır.

İkincisi, bu sene fındıkta üretim fazlası olduğu mazeretidir.

Evet, üretim fazlası vardır ama bu fiyatların düşmesi için yeterli sebep değildir. Bu, fiyatları düşük tutmak adına uydurulan bir bahanedir.

Daha önceki yazılarımızda Dünya Kabuklu Yemişler Birliği adlı bir kuruluştan, bu kuruluşun her sene bir ülkede toplanıp, o sene hakkında bir planlama yaptığından bahsetmiştik. Bu seneki toplantısını Çin’de yapan bu kuruluşun yayınladığı raporda, Türkiye için üretim fazlası tahmininde bulunulmakla birlikte, bu fazlanın stokları artıracak bir faktör olmadığı da görülmektedir. Yani, Türkiye’de üretilen fındığın tamamına yakının satılacağı daha fındık yetmeden aylar öncesinden açıklanmıştır. Bu da şu demektir ki, fındık alımı yapanlar, bu sene Türkiye’de üretilen fındığın tamamını almayı akıllarına koymuşlardır. Tablo şu şekilde:

Görüldüğü üzere Türkiye’nin bu sene üreteceğini tahmin ettikleri fındık miktarı 670 bin tondur. Elde zaten 50 bin ton da stok bulunmaktadır. Türkiye’nin sene sonunda elinde kalacağı tahmin edilen stok da yine 50 bin tondur.  Yani fındık alıcıları Türkiye’nin elindeki fındığı almanın kendileri için kârlı olacağını 19-21 Mayıs’taki zirveye sunulan raporda zaten ifade etmişlerdir.

Yetkililerimiz bu durumu bilmemekte midir?

Bildikleri ve zaten Ferroro ile birlikte aldıkları ortak kararla fındık fiyatını 10 lira olarak açıklamışlardır.

Bu çerçevede de fındık üreticisinin itirazını bastırma görevini de üzerlerine almışlar, yapılmak istenen protesto mitingini OHAL’i bahane ederek sudan bahanelerle yasaklamışlar, çiftçinin ağzını kapatmışlardır.

Bu yasaklama üzerine bir basın açıklaması yapan Köy-Sen Ordu Şube Başkanı Zekai Sağra, “Fındık fiyatı 15 TL olmalıdır. Hem de acil olarak. Her yıl yapılan fiyat tartışmalarından bıktık. Serbest pazar denilen canavar emeğimizi, ürünümüzü gasp ediyor, Bahçe bizim, fındık bizim, dökülen alın teri, verilen emek bizim. Fiyatı şirketler belirliyor. İtalyan Ferroro 9.25, Hükümet TMO aracılığıyla 10 liradan fındık alıyor. Buna da serbest piyasa diyorlar. Bunun adı üreticiye kölelik, şirketlere serbestlik düzeni. Bu dayatma kabul edilemez” dedi.

Sedat Başkavak’ın fındık üreticisiyle yapmış olduğu röportajlarda da çiftçinin feryadı yükseliyor:

Ordu Ulubey’de 40 dönüm arazide fındık üreten Hikmet Poyraz, “İtalyan Ferrero tüccarlarına 9.25 fındık alın denmiş, fiyatın 10 liranın üzerine çıkmaması için uğraşıyorlar” diyerek Tarım Bakanlığında ihracatçılarla yapılan toplantıya dikkat çekti: “Demek ki ihracatçılarla fındığın fiyatını 8-9 lirada tutma kararı alınmış. Anlaşılan o ki tüccar hükümete siz 10 lira verin biz ona yakın fiyat veririz demişler. Böylece onlar parasını kazanacak, hükümet de biz fındık üreticisini yalnız bırakmadık propagandası yapacak. Anlaşılan o ki; Tarım Bakanı fındığın 10 lira olmasından değil 9 liranın altına düşmesinden rahatsız olmuş. 7-8 lira olmaması lazımdı borsaya soruşturma açtık demesinin tek anlamı var. Bakanlıkta ihracatçılarla aldıkları kararlara sadık kalınmadığıdır.”

EMEĞİMİZ ÜZERİNDEN TÜCCAR VE İHRACATÇI KAZANIYOR

TMO’nun randevuyla alım yaptığını, üreticinin 75 kuruş farkı gözetecek durumda olmadığı için İtalyan tekel Ferrero’ya fındık vereceğini söyleyen Poyraz, “Buna da serbest piyasa diyerek bizi kandırmaya çalışıyorlar. Hükümetin kendi yaptığı maliyet hesabına göre Ordu 8.75, Giresun 9, Trabzon 9.25 lira maliyet belirlemiş. Buna yüzde 30 refah payı, yüzde 25 kâr eklenmesi lazım ama bunlar ortada yok. Ben 40 dönüm arazide senesine göre, o yıl ki rekolteye göre 2 ile 7 ton arasında fındık üretiyorum. Bir kilogram fındığın sadece toplanma maliyeti 5 lira. Bahçeden toplanması, harmana gelmesi, ayıklanıp, temizlenip 1 kilo kabuklu fındık haline getirilmesinin maliyeti 5 lira. Benim ve çocuklarımın emeğinin üzerinden tüccarlar para kazanıyor. Emeği biz veriyoruz parayı tüccar ve ihracatçı kazanıyor. Hükümetin TMO’ya 15 liradan fındık aldırması lazım. Hükümet ve bakan üreticiyi düşünüyorsa bunu yapsın” diye konuştu.

FINDIK ÇOK OLDUĞU İÇİN FİYAT DÜŞÜK SÖZÜ YALAN

Giresun’dan Orhan Kara ise “Her sene rekolte açıklaması yapacaklardı yapmıyorlar” dedi. Bakanın bir keresinde rekolte için 650-700 bin ton dediğini ama resmi açıklama yapılmadığını söyleyen Kara, devam etti: “Şu an Karadeniz’de ne kadar fındık üretildi cevabı yok. Rekolte açıklamasını İstanbul fındık ve mamulleri ihracatçılar birliği, Karadeniz fındık ve mamulleri ihracatçılar birliği yapıyor. Yani fındık komisyoncuları yapıyor ki fiyat düşük tutulsun diye. Giresun Ziraat Odası Başkanı açıklama yaptı. Fındığın 3’te 1’i boş diyor. Yani kabuk var ama içi koruk. Bu demektir ki; 80 kiloluk fındık çuvalından 40 kilo fındık çıkarken, şimdi 25-30 kilo fındık çıkacak. TMO’da, tüccarda kabuğa değil fındığın içine para veriyor. 2014’te don felaketi oldu 450 bin ton fındık üretimi vardı, 22 liraya fındık satıldı. 2016 yılında 468 bin ton fındık rekoltesi açıkladılar sonra 420 bin ton diye revize ettiler 12-14 liraya fındık satılırken 8 -10 liraya kadar düştü. Yani fındık az olunca fiyatı yüksek, çok olunca fiyatı az ediyor sözü tamamen yalan. Bakan borsaya soruşturma başlattık diyor ama bir anlamı yok. Serbest piyasada biz bu fiyattan alıyoruz diyerek işin içinden çıkacaklar. Bu üç ay önemli çünkü fındıktan geçinen üretici köylü eylül, ekim, kasım kısmen aralık ayında fındığını pazara indirecek. Yani fındığın yüzde 60-70’i pazara inmiş olacak. Bu nedenle de fındığın çoğu maliyetin bile altında satılmış olacak.” 7-8 lira fiyat oluşmaması için AKP Hükümetinin TMO’ya gerçek maliyetleri göz önüne alarak 15 liradan fındık aldırması gerektiğini dile getiren Kara, “Bakalım o zaman borsa da fiyat kaçtan oluşuyor” dedi.

EKİP HÜKÜMET, TÜCCAR VE İHRACATÇIDAN OLUŞUYOR

TÜM Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy Sen) Genel Başkanı Sadık Turan “Açıklamaları hem kızarak hem de gülümseyerek izliyoruz” dedi. “Kızıyoruz çünkü söylendiği kadar fındık rekoltesi çok değil. Elbette ki az değil ama dağ taş fındık fışkırmıyor. Bazı bölgelerde üretici köylüden aldığımız bilgiler sıcak geçen aylar ve küllemenin etkili olduğu ve verim kaybı olduğu yönünde. Hadi bunu geçtik 2015 yılında 650 bin ton üzerinde fındık üretildi ve bu gün piyasa, borsa, tüccar üçlüsünün verdiği 8.5 liranın iki katına fındık satıldı. Mesele fındık rekoltesi değil. Azerbaycan her ne kadar üretimde söz sahibi olmasa da dünyada 4. sırada ve üretim azalmış. İtalya ikinci büyük üretici, İtalya’da üretilen fındığın rekoltesinde 3’te 1 azalma var. 150 bin ton fındık üretimi 100 bin tona düşmüş. İtalya senelik 100 bin tandan fazla fındığı da satın alıyor. Yani aynı zamanda fındık alıcısı. Bizde rekolte çok olmadığı gibi dünyanın da fındık ihtiyacı var. Bakanın açıklaması gülümsetiyor çünkü ‘Bunu tek başıma ben yapmıyorum burada bir ekip var’ diyor. Evet burada bir ekip var ve bu ekip hükümet, tüccar ve ihracatçıdan oluşuyor. Hükümet geçen yılki fiyattan fındık alarak piyasayı düşürüyor ve randevu, randıman, rekolte diyerek alıyormuş gibi yapıyor. Tüccar TMO’nun altında fiyat vererek köylünün fındığını ucuza kapatıyor. İhracatçıda satıp karını alıyor. Fındık üreticisi köylüler de bedavaya çalışmış oluyor. Biz de o ekibi gördüğümüz ve suçüstü yakalandıkları için açıklamayı gülümseyerek izliyoruz.

BAKANLIK TALEP VE UYARILARA KULAK TIKADI

2016 yılı fındığı yılın sonu ve 2017 yılının başında 14-15 liraya kadar satılmıştı. Geçen yılın fındığının tükendiği ve yeni yılın fındığının toplanıp satılmasının hazırlıklarının yapıldığı dönemde hükümet, TMO’nun 10 liradan fındık alacağını açıkladı. Fındık üreticileri ve tarımla ilgili kuruluşlar, AKP Hükümetinin TMO’ya 2016 fındığını 10 liradan aldırma kararını “Geçimlik fındık üretimi yapan köylüler zaten fındığını çoktan sattılar, o nedenle bu karar fındık üreticilerinin işine yaramazken fındığın fiyatını da 10 liranın altında sabitleyecektir” eleştirisini sundu. Hükümete yapılan çağrılarda 2017 yılı fındığı için TMO’nun 15 lira fiyat vermesi ve alım yapması gerektiği belirtilmişti. Bakanlığın TMO’ya hem geçmiş yılın fındığını, hem yeni yılın fındığını 10 liradan aldırması fındık üreticilerinin tepkisine neden oldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın yaptığı “Böyle 7-8 liraya düşecek bir fiyat olmaması gerekirdi. Çiftçi mağdur olmasın diye geçen yılın fiyatını verdik” açıklaması ise tepkileri daha da büyüttü. Tarım Bakanı aynı açıklamasında rekoltenin geçen yıla oranla fazla olduğunu, fındık fiyatını tek başına değil ekip olarak belirlediklerini, fiyatın 7-8 liraya düşmemesi gerektiğini, dünya üretiminin 900 bin ton olduğunu söyledi ve fındık borsasının 8.5 lira fiyat açıklaması için de soruşturma başlattıklarını duyurdu.

TİCARİ SIRMIŞ

Fındıkta dönen dolapların açığa çıkartılması maksadıyla, CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş’ın fındık ihracat rakamlarına ilişkin sorularına Gümrük ve Ticaret bakanlığı, “ticari sır” diyerek cevap vermedi.

Demirtaş, bakanlığa, 2011 yılından bu yana hangi firmaların ne kadar fındık ihracatı yaptığı ve bunun kaç liraya yapıldığı gibi sualler yöneltmişti.

Bakanlığın ihracat yapan ilk 15 firmayı, kaçar ton fındık ihraç edip bundan kaç lira kazandıklarını ticari sır diyerek açıklamaması meselenin vehametinin ortaya çıkmasından korktukları şeklinde yorumlandı.

A. Baki AYTEMİZ

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: