NATO’DAN ÇIKILSIN, NATO ÜSLERİ KAPATILSIN!
Kuzey Atlantik Haçlı Terör Örgütü NATO ile yaşanan son kriz, “Türkiye’nin NATO’da ne işi var?” sorusunu bir kez daha gündeme getirirken, bu yaşananlara rağmen Beştepe etrafından hâlâ NATO yanlısı ve NATO’da kalmamız gerektiğine dair sesler yükselebiliyor.
NATO ile yaşanan kriz bir varoluş krizi midir yoksa ne kadar ciddî olursa olsun bir nezaketsizlikten mi ibarettir?
Meselenin bizce cevabı dünden belli. Bunun yanında Beştepe etrafında hadiseyi hâlâ algılayamayanların oluşu, Türkiye adına endişelenmemize de sebep olmaya devam ediyor.
Bizim NATO’ya yanaşmamızdaki hata aptallık mı yoksa Erdoğan’ın dediği gibi başka bir şey mi?
Bu günlere nasıl gelindi ve bu hatalar nasıl işlendi?
İşte Millî Gazete’nin internet sayfasında yayınlanan aşağıdaki haber duruma ışık tutucu nitelikte:
“Hata değil, ‘Margaret Planı’nın bir parçası!
Norveç’teki NATO tatbikatında, Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedefteki düşman olarak gösteren skandal NATO ve Türkiye ilişkilerini yeniden tartışma konusu yaptı.
İngiliz eski başbakanlarından Margaret Thatcher, 1990 yılında İskoçya’da yapılan NATO toplantısında; “Sovyetler Birliği yıkılmıştır, karşımızda düşman kalmamıştır. Ama düşmansız bir ideoloji yaşayamaz. Yeni bir düşman bulmamız lazım. Düşman aramaya ise gerek yok; yeni düşmanımız İslam’dır” sözleriyle yeni dönemi başlatmıştı.
Rusya’nın öncülük ettiği komünist bloka karşı kurulan NATO, Sovyet Bloku’nun dağılmasının ardından strateji değiştirmiş ve yeni düşman olarak İslam dünyasını belirlemişti. Nitekim, İngiliz eski başbakanlarından Margaret Thatcher, 1990 yılında İskoçya’da yapılan NATO toplantısında; “Sovyetler Birliği yıkılmıştır, karşımızda düşman kalmamıştır. Ama düşmansız bir ideoloji yaşayamaz. Yeni bir düşman bulmamız lazım. Düşman aramaya ise gerek yok; yeni düşmanımız İslam’dır” sözleriyle yeni dönemi başlatmıştı. Margaret Thatcher’in 12 Şubat 2002 yılında İngiliz The Guardian için kaleme aldığı makalenin başlığı da, “Yeni Bolşevizm İslam’dır” başlığını taşıyordu. Thatcher söz konusu makalesinde “Tıpkı komünizm gibi İslamizm’i de yenmek için uzun süreçli ve kapsayıcı bir strateji gerekiyor” uyarısında bulunuyordu.
DÜŞMAN RENGİ KIRMIZIDAN YEŞİLE DÖNDÜ
1990 yılında İskoçya’daki tarihi toplantının ardından NATO, özellikle Amerika ’daki NATO tatbikatlarında düşman şehirlerinin adı İslam şehirleri ile değiştirilmiş, komünizmin simgesi olarak kullanılan kırmızı renk yerine İslam’ı simgeleyen yeşil renk, düşman rengi olarak kullanılmaya başlanmıştı. Bu gelişmeler dikkate alındığında, Norveç ’deki skandal, basit bir hatadan öte, İslam’ı düşman olarak tanımlayan NATO stratejisinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.”
Hata yapıldı şu oldu, bu oldu…
Bundan sonra yapılması gereken acilen NATO’dan çıkmak ve üsleri kapatmaktır.
Yoksa, “hata yapıldı” demekle hatalar telafi edilmiş olmuyor. Bilakis, güya karşı koyar gibi yapılarak milletin hassasiyeti bir kez daha istismar edilmekten başka bir netice ortaya çıkmayacak.
Yoksa, bu hata değil, başka bir şeydir!
Ahmet ÖLÇÜLÜ