“28 ŞUBAT ZULMÜ DEVAM EDİYOR”
Bu başlık, devletin resmi haber ajansı olan AA’ya ait…
Yani, zulmün devam ettiğini söyleyen yine devletin kendisi iken, ee peki, zulmü yapanla, zulümden şikâyet eden nasıl oluyor da aynı oluyor?
Önce zulmediyorsun, sonra zulmettiğin mazlumla beraber oturup ağlıyorsun…
Evet, ne oldu, 28 Şubat zulmünün gadrine uğrayanlar neden hâlâ serbest bırakılmadı?
Komisyonlar kuruldu, çalışmalar yapıldı, sözler verildi ama elde var sıfır.
Sadece zulmetmekle kalmıyor bir de ümitleri istismar ediyor ki bu zulmetmekten daha fena… Gözü yaşlı analara çekilen “Satalin’in Tavuğu” muamelesi…
Allah herkese müstehakını verecektir.
Bu habere vesile olan hadise ise, Mazlum-Der’in dün yapmış olduğu basın açıklaması.
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Genel Sekreteri Kaya Kartal, her ayın 28’inde gerçekleştirdikleri basın açıklamasını bu ay Çağlayan Adliyesinde gerçekleştirip, 28 Şubat zulmünün gadrine uğrayanların serbest bırakılmasını bir kez daha dile getirdiler.
28 Şubat yargılamalarına meşru bir yargılama gözü ile bakmanın açık bir zulüm olduğunu belirttiler.
Bu yargılamalar meşru olmadığından, neticeleri ile beraber yok sayılmalı ve gayrı meşru olarak esaret altında tutulanlar, öz yurdunda garip, öz vatanında parya muamelesine tabi tutulmaya devam edilenler bir ân önce serbest kalmalı.
Ve herkes biliyor ki mesele hukukî filân değil; iş, tamamen siyasî bir irade ve karara bakıyor. Zira bu ülkedeki siyasî iradenin istediğinde hukuku nasıl by-pass ettiğini yaşayarak şahit olduk.
Ajan denilen Deniz Yücel’in nasıl bir günde serbest bırakıldığını gördük.
Bizimkilerin arkasında Merkel olmayışı mı yani asıl mesele?
Hani sizler kimsesizlerin kimsesiydiniz?
Yani, ancak bazı kimsesizlerin kimsesi oluyorsunuz bu durumda. Şanslı olan kimsesizler.
Bu durum, kimi kimsesizler ise kimsesiz kalmaya devam etsinler veya bir kimse bulsunlar demek olduğuna göre…
Herkes eşit ama bazıları daha da eşit oluyor.
Avrupa ve genel olarak Haçlı Batı’nın çifte standardından şikâyet ederken, bu zihniyetin içerideki devam ettiricisi olmak nasıl bir konfor sağlar insana?
Şu satırları yazarken içim daralıyor…
Mazlumların âhı arşa yükseliyor ve bunun karşısında umumî olarak gelecek belâdan hiçbirimizin nefsimizi koruyamayacağımız da malûm.
Yıllar yılı yolunu gözlediklerinden ayrı kalan ana-babaların, evlatların, eşlerin, kardeşlerin gözyaşları toprağa akar ve oradan da göğe yükselirken…
İçim daralıyor…
A. Bâki AYTEMİZ