MİLLİ ŞEHİT: BOĞAZLIYAN KAYMAKAMI KEMAL BEY – Ahmet TÜRK

MİLLİ ŞEHİT: BOĞAZLIYAN KAYMAKAMI KEMAL BEY – Ahmet TÜRK

Malumunuz Nisan ayı içindeyiz ve ‘soykırım iddiaları ve Ermeni Meselesi’ sezonu açıldı!

24 Nisan’ın yaklaştığı şu günlerde AB ve Hıristiyan dünyasını yanına alan Ermeni diasporasının ‘4T’ formülü (Tanıtma, Tanıma, Tazminat ve Toprak) istikametinde Türkiye’ye yönelik tasallutunun şiddeti artarken, Türkler ve Türkiye ile hesapları olan ‘içimizdeki’ işbirlikçileri de boş durmuyor…

Maalesef, bu hemgâme içerisinde 100 senelik geçmişe sahip bu sürecin mazlumlarının ve ağır bedeller ödemiş olanlarının sembolü sayılabilecek bir isim olan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beyi unutuyoruz…

Kendisinin ifadesiyle “Cihan Harbi’nde yenilişimizin aleyhimizde meydana getirdiği hezeyanı durdurmak maksadıyla” zamanın hükümeti tarafından sisteme kurban verilmiş, bir kısmı iftira bir kısmı hâlâ çözülememiş bir meselenin günah keçisi ilan edilerek idam edilmiş olan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beyi, bilhassa şehit edilişinin yıldönümü olan 10 Nisan’da hayırla yâd etmek ve ondan habersiz olanlara tanıtmak boynumuzun borcudur.

Gözünüzün önüne getirin ve düşünün lütfen. Mondros Mütarekesi imza edilmiş ülke işgal edilmişti… En önemlisi tehcirin yoğun yaşandığı Erzurum, Van, Bitlis, Sivas, Elazığ, Diyarbakır illeri mütarekenin 24. Maddesi gereğince Ermenistan olmasına zemin hazırlanmıştı… İşte o mütareke yıllarında kurulan kukla yeni hükümet, ilk olarak İngilizlerin baskısıyla kurulan askeri mahkemelerde (Divan-ı Harb-i Örfi ) Ermeni tehcirini uygulayan asker ve sivil bürokratları, anayasayı ortadan kaldırılmaya çalışmak ve savaş zamanı vurgunculuğu iddialarıyla yargılamaya başladı.

O dönemin basiretsiz ve kifayetsiz hükümet yetkilileri, suçu birkaç İttihat ve Terakki üyesinin üzerine yıkıp, devleti temize çıkarmayı ve böylece Paris’te düzenlenecek barış konferansında kendilerine yönelik daha hoşgörülü bir tutum alınmasını sağlamayı umuyorlardı.

Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, tıpkı günümüzdeki her türlü müdahaleye açık bazı siyasi davalarda olduğu gibi, ‘yalancı tanıklar’ ve  ‘düzmece deliller’ ile hukuku hiçe sayan bir mahkemece yargılandı. Son derece acımasız davranışlarından ötürü halk arasında “Nemrut Mustafa” olarak adlandırılan Kürt Bilbas aşireti mensubu Mustafa Yamulki Paşa bu mahkemenin başkanıydı!

Kemal Bey‘in emriyle işlenen katliamları bizzat gördüğünü söyleyen bazı şahitlerin aslında o dönemde Yozgat’ta değil İstanbul’da olduğunun mahkeme sürecinde ortaya çıkmıştı… Gönüllü ve ücretsiz olarak savunmayı üstlenen avukatları mahkeme heyeti tarafından hakarete uğrayıp verdikleri itiraz dilekçelerinin suratlarına fırlatıldığı halde, aleyhte şahitlik yapacak kişilerin masrafları bizzat hükümet tarafından karşılanmıştı…

Üstüne üstlük Kemal Bey’in lehinde ifade verecek şahitlerin masraflarının beş kuruşu dahi olmayan Kemal Bey tarafından karşılanması istenmişti… İlk günden itibaren başta Ermeni Patrikhanesi ile yabancı büyükelçilik temsilcileri davayı mahkeme salonunda sürekli bir şekilde takip ettiler. Gerek patrikhane, gerekse bu işi ittihatçılara karşı bir kan davası olarak gören hürriyet ve itilafçılar mahkemeyi etkilemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar…

Nihayetinde daha nice rezilliklerin yaşandığı sözde yargılama süreci sonunda Kemal Bey idama mahkûm edildi! Akabinde Kemal Bey 10 Nisan 1919’da asılarak idam edildi!

Anlayacağınız, “Ermeniler planlı bir şekilde soykırıma uğratılmıştır” iftirasının, bizzat işgal altındaki bir ülkenin mahkemelerinde “resmen” tasdik ettirme tezgâhına kurban edildi Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey…

Şehidimizin idam sehpasındaki son sözleri “…yemin ederim ki ben masumum; son sözüm bu gün de budur, yarın da budur. Cihan Harbi’nde yenilişimizin aleyhimizde meydana getirdiği hezeyanı ve tazyiki durdurmak maksadıyla, ecnebi devletlere yaranmak adına beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun adalet!” oldu.

İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe “…Mahkeme süreci; hem bizim ,hem de Türk hükûmeti’nin itibarını zedeleyen bir maskaralığa dönüşmüştür! Lakin ‘soykırım’ suçuna katılmaktan dolayı bir kimse, ilk kez bir cezaya çarptırılmıştır!” bilgi ve yorumuyla bu idamı ülkesine rapor etti!

Hülasa

Yüz sene önce Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey‘i idam ederek, onun nezdinde, “soykırım” suçunu topyekûn bir millete giydirmek isteyenlerin niyeti ve hesabı neyse; bugün soykırım iddialarını gayet sıradan iddialarmış gibi hiçbir kanıt sunmadan ortaya atanlar ile “tarihimizle yüzleşmeyi öğrenelim artık” diyen sahtekârların niyetleri ve hesapları aynıdır!

Ama unutulmasın; âlemde şer Oğuz’da er tükenmez!

Henüz daha ülkesinde işgal orduları hüküm sürerken bile bu şehidini “milli şehit” ilan eden bu millet; vasiyetinde “İnşâallah Türk milleti ebediyen yaşayacak, Müslümanlık asla zeval bulmayacaktır. Allah millet ve memlekete zevâl vermesin. Fertler ölür, millet yaşar…”  diyen Kemal Bey’ler tükenmez.

Mekânı cennet ruhu şâd olsun!

Ahmet TÜRK

Kaynak: http://www.turk1399.com/19-gunluk/blog/418-milli-sehit-bogazliyan-kaymakami-kemal-bey.html

Not: Bu iktibastaki fikirler yazara ait olup, Adımlar’ın ideolojik ve siyasi anlayışına zıt görüşler sitemizi bağlamaz.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: