TARİH TEKERRÜRDÜR -Bilhassa Bu Coğrafyada-
TARİH TEKERRÜRDÜR
-Bilhassa Bu Coğrafyada-
( Paganlar ve Tahrifçiler, Maviler ve Yeşiller )
Bize bazen soruluyor, oy verseydiniz hangi parti olurdu bu? Veya, hangi partiyi seviyorsunuz? Cevabımız da şu oluyor, “bir kere kutlamıştık vaktiyle, doğum günü partimiz, hah, işte o!”…
Ve yine, hangi takımı tutuyorsunuz diye sual eden de çok oluyor. Bunun cevabı biraz müstehcen, bu yüzden, yazmasak daha münasip!
Bu mânâda “Parti ve Takım” meselesi çok mühim, çok hayatî. Önemsiyoruz yani… Sadece kendimiz için değil, âtideki nesillerimiz cihetinden de çok hayatî bir ehemmiyet arzediyor görüleceği üzere!
Ya kardeşim bırakın bu işleri! Hepsi ayrı bir batıl, her biri ayrı bir küfür, her biri ayrı bir oyun, her biri ayrı bir tiyatro… Kavimleri uyutan ve uyuşturan batıl hileler bunlar…
Asla sıradan ve sürüden olma, Hak yolda icabında yalnız kurt kalmasını bil! Ancak kendin gibi kurtlar ile bir sürü teşkil edebilirsin…
İbrahim Aleyhisselâm tek başına bir ümmetti… Hak üzere isen, Ehl-i Şeriat ve Ehl-i Sünnet isen, bir kişi bile olsan Vel Cemaat’daki taife de sensin…
Bizler Allah’ın Kurtları’yız ve Tağutlar karşısında asla “Mankurt-Morisko” olmayacak ve köpekleşmeyeceğiz biiznillah !..
Enbiyâ’nın, Ashab-ı Kehf’in, Asb-ı Uhdud’un, Ashab-ı Kirâm’ın ve Asrı Saadet’in, Emevî’nin, Abbasî’nin, Selçukî’nin, Osmanî’nin, tüm bu atalarımızın izindeyiz…
“Maçlar”da amatörler kumar oynuyor; iddia, toto, loto vs… “Seçimler”de ise profesyoneller; banka, borsa, ihale vs… Tek fark bu…
Şimdi denecek; “Yok yav! Heç ele olur mi? Partiler vatana, takımlar da spora hizmet için!”…
Ve vatan mukaddesât’a, spor da sıhhate hizmet için…
Yani öyle olmalı değil mi ama? Aradaki değer ilişkisi budur. Bir şeyi değerli yapan asıl-esas nedir? Hah, işte biz doğrudan o asla esasa ve sahibine tabiyiz… Yukarıya… Hani ‘Emir yukarıdan’ der ya bazen emir kulları… Biz Allah’ın kulları da diyoruz, ‘Bize gelen emir daha yukarıdan, en yukarıdan!’… Başka da tanımayız zaten…
Ve Tanrı buyruğudur: “Zulmedenlere meyletmeyin!”
Ve Allah Subhanehu ve Teala, mazeretler ile kandırılmaktan münezzehtir…
Bedenimiz hakikaten çok mühimdir bizim için. Zira o, hür ve sıhhatli olmazsa kulluk aksar. Ruhî faaliyetler de zarara uğrar… Vatan da Türk Ruhu’nun bedenidir… Ve hakikaten çok mühimdir… Kullukta o da cismimiz kadar, belki de daha mühimdir… Bedenimizi nasıl ki malum takımlarımızın ve işkembemizin keyfine teslim etmiyorsak, vatanımızı da kendi ellerimizle partilere, demokrasiye, monarşiye vs’ye teslim edemeyiz… Yani bu teslimata iştirak edemeyiz… Ortada bir devir-teslim söz konusu. İki taife arasında… “Paganlar ve Tahrifçiler”… Evvela, Tağut’tan içtinab etme buyruğu gereği rey ile oy ile taraftarlıkla işimiz olmaz… Ve cismimiz de vatanımız da hepsi ruhiyat içindir ve onda da nihai ve tek gaye Tanrı hoşnutluğudur… Yani Allah Rızası’dır… Bu toprakları Muhammed Alparslan ve Muhammed Fatih vatan yaptı… Bizler de bir gün yeniden aynı ve değişmez Tanrı töresi ile yani Şeriat-Hilafet ile vatan yani Darulislam yapacağız… Şimdi işgal altındadır…
“Paganlar” mı “Tahrifçiler” mi? Veya “Maviler” mi “Yeşiller” mi? Dayatılan budur… Hayır! Hiç birisi! Gazi Sultan Muhammed Alparslan ve Gazi Sultan Muhammed Fatih’in varisi Akıncı Kurtlar eli ile, Tanrı Töresi hakim olursa, ne Maviler kalır ne Yeşiller, ne de Bizans!..
Bizans’ta da tâ kadim Roma’dan beri iki rakip “Parti-Takım” var idi: “Maviler” ve “Yeşiller”… Yani halk ikisinden birine ve nihayetinde hepsi her halukârda İmparatorlar’a ve Senatörler’e mahkûm idi…
İşte; tarih tekerrürdür… Bilhassa bu coğrafyada…
Levent AKINCI