İMAM MATURUDİ, DİYALEKTİK VE İBDA
İmam Maturidi’nin “Kitab’ül Cedel”(Diyalektik Kitabı) adlı bir eserinin olduğundan çağdaşları söz eder. Bu kitapgünümüze ulaşmadığı için nelerden bahsettiğini bilemiyoruz. Ancak İmamMaturidi’nin tevil usulünün, tevilden kasdının diyalektik olduğunu görebiliyoruz.
Diyalektik, en basit şekilde, “fikrinkendisi değil, sıralanışı, hikâye edilişi ve düzeni” şeklinde tarifedilir. Sokrat, diyalektiği “ilimlerin en üstünü” sayardı. Çünkü buusûlle bir fikrin saf cevherine yani idea’sına ulaşılabilirdi. Diyalektik,idea’ya ulaşma yolunu gösteren muhakeme usûlü oluyordu.
İdea, Büyük Doğu’cu anlamıyla“keyfiyet” dediğimiz şeydir. Büyük Doğu keyfiyetçiliğinin Batıfelsefesindeki tam karşılığı idealizm demeyelim ama idealizasyondur. Keyfiyeti,Salih Mirzabeyoğlu şöyle tarif eder:
“Keyfiyet, bir “şey”i başka bir şeyden, birhadiseyi başka bir hadiseden, bir durumu başka bir durumdan ayıran –ki buayrılık, farklılık da ifâde edebilir, zıtlık da– bütün esaslı unsurlarınbütünüdür; o “şey”i, o “hadise”yi diğerlerinden ayıran vasıfların bütünü.”[Salih Mirzabeyoğlu, Kültür Davamız, 3. Basım, s: 124]
Bu keyfiyet ve keyfiyetçilik kavramı, Sokratikanlamda idea ve idealizasyonun olduğu kadar, İmam Maturidi’nin tevil metodununda pek yakınıdır. Zira İmam Maturidi, “tevil-bir fikri evveline, ilkprensibine döndürmek” derken, bugün diyalektik olarak anladığımız düşüncemetodunu işaret etmektedir.
Sokratik anlamda diyalektik, safsatayadüşmeden, lâf ebeliğine kaçmadan, doğru muhakeme ve titiz araştırma usûlü ilebir fikrin hakikatine, özüne, keyfiyetine (idea’sına) ulaşma disiplini idi.Fakat her çabada keyfiyete ulaşmak mümkün olmadığından her zaman bu diyalektikgayeye varmıyordu.
İmam Maturidi’nin tevil usûlü ise burada İbdaDiyalektiği ile Sokrat’ın diyalektiği arasında bir köprü gibi görülebilir. Ziratevil, dayanağı Kur’ân ve Sünnet olduğu için “mihraksız tümevarımınzaafiyeti” tarzında bir sapmaya uğramıyor; bilakis “sapmalar”ıda kendinde toplayan ve hedefe süren bir disiplin, bir sitem olarak beliriyor.
Şu halde İbda Diyalektiği, hakikate dair(İster İslâm’ın, ister eşya ve hadisenin hakikati) düşüncenin en gelişmişmetodu, yolu ve yordamı olarak kendini gösteriyor. Keyfiyetçiliğin aslı!
NOT: “İbda Diyalektiği”ndeki “Diyalektik,Edeb ve Tevil” başlığını hatırladınız, öyle değil mi? Alâkasınıngörülmesi… Hatırlayın.
İslâm düşünce biçimi, İmam-ı Azam’dan bu yana “doğru düşünce” ve “doğru düşünce faaliyeti” çizgisine diyalektik, edeb ve tevil esasında bitişiktir.
Selim GÜRSELGİL