MEVLİD KANDİLİ VESİLESİYLE

MEVLİD KANDİLİ VESİLESİYLE

Allah Resûlü’ne hakaretler yağdırıldığı bir dönemde müslümanlar olarak yer yarılsa da yerin dibine girsek iyi…

Televizyondan seyretmiyorum ama, sosyal medyada paylaşılınca dikkatimi celbetti ve paylaşılan kısmı seyrettim. Ulu Hakan Abdülhamid Han, kendi saltanatı döneminde yine böyle Fransa’da Allah Resûlü’ne karşı hakaret içeren bir piyesi Fransa’ya savaş açma tehdidi ile sahneden kaldırtıyordu. Şimdi yeryüzünde ne böyle bir iktidar var ne de böyle bir lider. Allah Resûlü’ne hakaret edenlere cevap verme yükünü sözde müslüman devletler ve onların sözde müslüman liderleri üzerlerine almadıkları, daha doğrusu alır gibi yapıp esip gürledikleri ama bu esip gürlemelerinin kaale alınmadığından her türlü hakaretin devam ettiğine şahit oluyoruz. Lâfımızı dinletemiyoruz ama bir zamanlar lafımızı nasıl da dinletmişiz diye film çevirip tatmin olmaya çalışıyoruz. Ha, bir de fedailer var; onlar Allah Resûlü’ne hakaret edildiğini duyunca, sağlarına ve sollarına bakınmadan, “devlet yoksa, lider yoksa ben varım!” deyip gereğini yapıyorlar ama bu defa da sözde müslüman devlet adamlarının hedefi olmaktan, bu sözde müslüman devlet adamlarınca Haçlı Batı ağzıyla “terörist” diye yaftalanmaktan kurtulamıyorlar. Bu fedailer, sözde İslâmî-müslüman devletler ve bunların sözde müslüman başkanlarının yapamadıklarını yapıyor ve onlara olamadıkları mânâyı ihtar ediyorlar.

Niçin böyle oluyor?

Aşk ve vecd olmazsa, müslümanlık iddiası kuru bir tebliğden başka bir şey değildir.

Üstad Necip Fazıl’ın ifadesiyle, “vecd”, imânın iç şartı…

O hâlde aşk ve vecdimizi kaybetmemek biricik vazifemiz olmalı ki, aşk ve vecd olursa her şey olur; olmazsa da, işte ancak aşk ve vecd sahiplerinin koltuklarını riske atmaktan çekinmeyip, sonlarını düşünmeden şahlanışlarının filmlerini yaparız ancak.

Onlar niçin mi kahraman oldular ve biz onların filmini yapmakla avunuyoruz? Aşk ve vecd içinde koltuklarını riske atmaktan çekinmeyip sonlarını düşünmeksizin ileri atıldıklarından. Evet, sonunu düşünenden, koltığum elden giderse endişesi taşıyandan kahraman olmaz. Kimin gerçekte ne olduğu da işte böyle ortaya çıkar.

Aşk ve vecde sahip çıkmak biricik vazifemiz…

Üstad Necip Fazıl, Allah Resûlü’ne olan aşk ve vecd dolu bağlılığını, onun hayatını anlattığı “Esselâm” adlı manzumesine tercüme ettirmiş. Mevlid Kandili ve yaşadığımız bu son hadiseler vesilesiyle Üstad Necip Fazıl’ın Esselâm’ını sizlerle paylaşmaya başlıyoruz. Umulur ki Üstad’ın ortaya koymuş olduğu bu aşk ve vecd destanını terennüm ederek o aşk ve vecd yangınından bizim gönlümüze de kor parçaları düşşün ve bizi de tutuşturup yaksın, kül etsin ki film çevirenlerden değil, filmi çevrilenlerden olma yoluna girebilelim…

A. Baki AYTEMİZ

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: