YERYÜZÜNDE EN BÜYÜK SAVAŞIN GÜNÜ GELDİ
Kapitalizm her manevî değeri önce zehirler, sonra içini boşaltır, nihayet menkûl kıymet hâline getirir. Kapitalizmin eline geçmiş hiçbir manevî değer, eski niteliğini korumaz; maddiyata dönük yeni bir nitelik kazanır.
Kapitalist şartlarda, o şartlara halel vermeksizin size dinden, imândan söz ederler; cüzdanınıza dikkat edin. Kapitalist şartlarda, o şartlara halel vermeksizin kıbleye dönersiniz; istikametinizi bin kere şüphe edin. Size samimiyetten, ihlâstan, sabırdan, şükürden söz ederler; bunların onlarda olup olmadığını anlamak için söyleyenle yer değiştirmeyi teklif edin.
Marx’ın güzel bir sözü vardır: “Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser.” Din sömürüsü yapamıyorsa dini yasak eder. İstismar edemediği varlığı yok eder.
Yalnız bu söz eksiktir. Komünizm’e dönük boyutunun da olması gerekir:
“Kapitalizm’in gölgesini sattığı ağacı Komünizm inkâr eder.” Ağaç manevî varlık, gölgesi maddî değerdir. Kapitalizm manevî varlığa maddî değeri ölçüsünde kıymet verir. Komünizm’se, Kapitalizm’in maddî değer haline getirdiği, istismar ettiği, sömürdüğü manevî varlığı inkâr eder, yok sayar. Kapitalizm’in elinde din, kapitalistlerin bir çıkar aracıdır. Komünizm, kapitalistlerin çıkar aracı kıldığı dini inkâr eder.
Sömürülen maneviyat aslında yok mudur? İstismar edilen masumiyet aslında yok mudur? Kandırılmış bir çocuk, aslında çocuk değil, kandırılmayı hak etmiş biri midir?
Şu var ki, Komünizm aslında Kapitalizm’in bir sonucudur; onun sonucunun bir yorumudur. Kapitalizm’i kaldırdığınız zaman Komünizm’in de bir mânâsı kalmadığını görürsünüz. Sermaye tahakkümünün olmadığı yerde emeğin intikâmı yoktur; cinayet yoksa idam da yok.
Bu durum, Kapitalizm’e karşı ancak gerçek insanlık değerlerinin ve hakiki maneviyatın savaşının anlamlı olduğunu gösterir. Kapitalizm’le gerçek manada ancak İslâmiyet mücadele edebilir. Şeytanı ve şeytan ahlâkını, ancak Allah Resûlü’nün öğrettiği imân ve ahlâk yok edebilir.
O hâlde yeryüzünde en büyük savaşın günü gelmiş demektir. Bu savaşın adı, gerçek insanlığı, hakiki imânı ve maneviyatı Kapitalizm’in esaretinden kurtarmak savaşıdır. Kapitalizm’i yok etmek, gerçek İslâm ahlâkı ve ahkâmını hâkim kılmak, insanlığı, her saflık ve masumiyeti, lekelenmemiş ahlâkı, el değmemiş güzelliği ve her şeyi o şeye mahsus hak ölçüsü ile tanıyan doğruluğu yeryüzüne nakşetmek demektir.
Kapitalizm varsa İslâm yoktur. İslâm geldiğinde de Kapitalizm olmayacaktır. O gün “Hak geldi ve bâtıl gitti” âyetinin okunacağı gün olacaktır.
Selim Gürselgil