AMERİKA TÜRKİYE’YE HAD BİLDİRMEYE KALKIYOR: ADALAR YUNANINDIR, TÜRKİYE SESİNİ KESSİN, GERİLİM ÇIKARMASIN!

Ahmet ÖLÇÜLÜ

Erdoğan Ege’deki adalarımızın Yunanistan tarafından işgâl edildiğini, “bir gece ansızın geliriz” diyerek itiraf etmişti. Biz de, “bırakın gitmeyi, adamlar işgâl ederken neredeydiniz, niye müdahale etmediniz, sesiniz çıkmadı!” demiştik…

Amerika cenahı da hadiseye müdahale eder hâle geldi ve yaptığı açıklamalarla AKP yönetimine ayar verme gayreti gözlerden kaçmıyor. AKP buna karşı ne der, ne eder göreceğiz.

ABD Dışişleri Bakanlığı, VOA Türkçe’ye yaptığı yazılı açıklamada, “Yunanistan’ın bu adalar üzerindeki egemenliği sorgulanamaz” diyerek Adaların Türkiye’ye değil Yunanistan’a ait olduğunu ileri sürüp, “tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini” de buna ekleyerek, sesimizi kesmemiz gerektiğini söylemiş oldular.

PENTAGON’DAN DA PARALEL SÖZLER

Konu, ABD Savunma Bakanlığı’nın günlük basın brifinginde de gündeme geldi.

Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, “Size söyleyebileceğim şey; Bakan Austin’in geçmişte hem Türk hem de Yunan savunma bakanlarıyla görüştüğü ve yapıcı bir diyalog yoluyla Ege’deki gerilimi azaltmaya yönelik çabaların devam etmesi gerektiğini vurguladığıdır” dedi.

Bu sözlerin tercümesi de, “biz adaları Yunanistan’a verdik, Türkiye de artık sonu gelmez görüşme masalarından bir ona bir buna oturup kalkıp boş lâflarla zaman kaybederek bu işi yavaş yavaş sindirmeye baksın!” demekten ibarettir.

Bakalım, gerçekten bir gece ansızın gidilecek mi yoksa bundan önceki bir çok bir gece ansızın geliriz sözünün havada kaldığı gibi bu da mı havada kalacak?

Adalar işgâl edilirken ses etmeyip, işgâl edilmesine göz yumduktan sonra, tam da seçimler yaklaşıyorken AKP’nin birden bire adalar konusunda hassasiyete bürünmesi dikkat çekici değil mi?

Ortada fikir yok ki vatanı savunma şuuru olsun. Vatanı savunma şuuru için öncelikle vatan şuurunun olması lâzım gelir… Vatan şuuru da her şey gibi ideolojik bir mesnede dayanır. Türkiye’nin temel meselesi dışta değil içte, kendi benliğimizi idrak edebilmede. Bunu idrak etmeden, böyle bir ideolojik mesnede dayanmadan, mış gibi yaparak bu işler olmaz. Yarım olmuşlarla, olmuş görünenlerle olmaz. Olmayı istikamette aramadan, yani sistem çapında bir vasıta sistem anlayıının gerekliliğine ermeden, olmaz.

Amerika’ya karşı koymak elbette güç işidir ve o gücü temin edebilmek de kendi içinde vahdete ermekten geçer ki bu eriş de ideolojik bir hamleyi gerektirir. İdeoloji, mücadelenin gayesi olduğu kadar vasıtasıdır da. Bunu idrak edecek çapta adam lâzım önce. Ellerine emanet verilecek ehiller bunlardır. Sistem şuurunun idrakine ermiş, yani oluş yoluna girmeden olunamayacağını anlamış, istikametin sistem şuuru demek olduğunu bilenler…

Bu şuura ermeden hangi meselemize el atıp çözeceklerini iddia ediyorlarsa, yalan söylüyorlar ve bu işlerden hiç anlamadıklarını itiraf ediyorlar demektir. O kadar anlamıyorlar ki, bu işin sistem şuuru ile mümkün olabileceğini bilmeyecek kadar. Sistem şuuruna ermemiş adama emaneti vermek, ondan müspet bir oluş beklemek, katırdan döl beklemek derecesinden öte bir abes. Zira sistem şuuru olmadan ortaya çıkacak yapı, melezdir, eklektiktir. Saf İslâmî anlayışı temsil etmez. Bundan dolayı da bir o yana, bir bu yana büküntülü olması kaçınılmazdır. Burada İslâm der, oraya gider başka bir mevzuda, İslâmın o konudaki sözünün tam zıddını söyler.

İç oluşumuzun gözden kaçırılmasının neticesi olarak da dışarıda böyle itilip kakılan, adam yerine konulmayan bir görüntünün ortaya çıkması. Evet kabul ediyoruz, ülkemizin zaten Amerika gibi bir süper güce karşı koyacak maddi bir kuvveti yok. AKP de bunu tesis edemedi. Edemezdi de. İnsanları tek bir inanç etrafında kilitleyecek fikrî bir yapı yok ki. Kuru kuruya “İslâm!” demekle olmaz bu işler. Öyle olsaydı, Osmanlı yıkılmazdı zaten. Bugün kemmiyet plânında İslâmîleşiyoruz diye ileri sürülen şeylerin katmerlisi yok muydu Osmanlı’da? Vardı! Ama o da Osmanlı’nın yıkılmasına mani olamadı. Olamazdı da. Bizim söylediğimiz sistem şuuru olmadan da olamaz. Samimiyetle olmak isteyenleri bu davayı anlamaya davet ediyoruz. Biz anlatmaya hazırız. Her şeyin başı samimiyet. Samimi olsalar böyle olmazlar zaten.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: