ADALET SİYASETİN KÖPEĞİ Mİ? – KUMANDAN’IN KATİLLERİ NEREDE?

A. Bâki AYTEMİZ

Adaletin siyasetin köpeği olduğunu söyleyen Perinçek olunca kimse pek ses etmedi.

Adalet siyasetin köpeği ise, o zaman hukuk devletinden değil de domuzlar diktatoryasından bahsedebiliriz.

Domuzlar Diktatoryası malûm, George Orwell’in Hayvanlar Çiftliği adlı romanında gerçer. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar birleşip insan istibdatına karşı devrim yaptıktan sonra bu defa domuzlar çiftliği hileli yollarla ele geçirir ve çiftlik artık domuzlar diktatoryası ile yönetilmeye başlar.

Domuzlar için de hukuk kendi siyasetlerinin köpeğidir. Hatta bunu lâfta bırakmazlar, diğer hayvanlara karşı, onları bastırmak için çiftlikteki köpekleri kullanırlar.

Domuzlar için bütün hayvanlar eşittir ama domuzlar biraz daha eşittir.

Bizim rüyasını gördüğümüz sistemde ise adalet her şeyin üzerindedir.

“Adalet mülkün temelidir!”

Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur, ancak o olduktan sonra başka şeylerin olması mümkün olabilir. Adalet, her türlü müspet oluşun baş şartıdır. O yüzdendi ki:

“ADALET MUTLAK’A”

O yüzdendir ki, “Zalim olmaktansa, mazlum olmayı tercih ederim!” demiştir Şehid Kumandan Mirzabeyoğlu. Ve yine bu yüzdendir ki, zalimlere prim vermediğinden dolayı da önce çok büyük işkencelerle susturulmaya çalışılmış, olmayınca da katledilmiştir.

Biz, adalet için kan pahası, can pahası verilen bir mücadele geleneğinden geliyor ve o mücadeleyi devam ettirme azmimizi dile getiriyoruz.

Düşmanla savaşılır, kavga edilir. Kavgada yumruk sayılmaz. Ama kavgadan sonra adaletle muamele etmek gerekir. Ve hele adalet özellikle kendinden gözüken hakkında karar vermek gerektiğinde kritik bir hâl alır. İşte o kritik noktanın hakkı verilmez, kanunları koyanlar kendi koyduklarına uymazsa, herkes eşit ama domuzlar biraz daha eşit diyenlerden olunur.

Ki, Kumandan Mirzabeyoğlu bu duruma da dikkat çekmiş ve adaletin sağlanmasında vasıtalık eden hukukun, vazifesini yapmadığı noktada “hûk-domuz”a dönüşeceğine, “İşkence” kitabının alt başlığını “Hukuk ve Hûk” koyarak işaret etmiştir.

Adalet nasıl kurulur?

Fikirle!

İnanç fikre, fikir ahlâka, ahlâk da hukuka dönüşür. Hukuk da adaletin vasıtalığına…

Allah inancı emreder ve ondan sonrasında, yani inancın fikir ve ahlâka dönüşümü ve hukuklaşması vd. sürecinde insanın vazifesi başlar.

İnancını fikir hâline getirip, hayata tatbikinde fikri de sistem çapı ile ortaya koyacaksın ki şeylerin birbiri arasındaki münasebetlerde tenakuz çıkmasın. Adaletsizlik olmasın, zulme meyledilmesin. Zalimlerden olunmasın!

Allah zalimleri sevmez. Biz de Allah’ın sevmediklerine buğzederiz elhamdülillah!

Bu devir zulmünün zirvesi milyonların çektiği eziyetler filân değil, Kumadan’ın katledilmesidir. İslâma Muhatap Anlayış’ın remz şahsiyetinin katledilmesi ne demek? Öyle bir keyfiyet ki bütün kemmiyetler O’na feda! Zira O, “O değil ondan, bu yüzdendir ki O!” hikmetinin hem maddede hem de mânâda tevarüs edicisiydi.

Kumandan’ın katilleri nerede?

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: