GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİNE BİNAEN…

Cem TÜRKBİNER

Saray entrikalarında köylüleri ilgilendiren iki şey vardır: Biri yılgınlık, biri umuda dair… Ortaya saçılan pisliklerle, bir sokak köpeği gibi bir müddet oyalanır, eğlenir ve günlük gıdalarını alarak yollarına devam ederler…

İrin dışa akıyor ve kulağı kirişte, her gece evin kapısına çıkıp mehdi bekleyen ve her hadiseden umut devşirenler, başka türlü de yaşayamayacakları için buradan bir yol açılır; yer yüzünde hiçbir şey yoktur ki bilinmesi bilinmemesinden evlâ olmasın…

İrin içe de akıyor… Nicedir Türkiye ahalisi için artık yerin altı üstünden hayırlıysa, edilebilecek tek dua Allah’ın yerden ot bitirir gibi yeni insanlar bitirmesiyse, irinin içe aktığına dair bir şübhe yoktur… Hâlâ arş başımıza çökmedi, yer iki şakk yarılmadıysa, hâlâ ayak üstü durup nefes alabiliyorsak, bir mucizeyi yaşıyoruz demektir… Öyleyse, umuda dair konuşmak da hakkımız…

Saray entrikaları topluma iyilik olsun diye çıkmazlar… Yağmur gibi, deprem gibi, güneş gibi iyilik veya kötülük gibi bir dertleri yoktur; basitçe olurlar…

Siyaset de, aynen oyun teorisinin oyunu tarif etmesi gibi, tarafların niyet ve kasıtları tarafından şekillendirilen fakat onlardan bağımsız olarak gelişen, yani kimsenin tam olarak belirleyemediği ve hâkim olamadığı şeyin adıdır…

Hep birlikte batmıyoruz; daha fazla batmanın mümkün olmadığını idrak ediyoruz… Suyun dibini boylamış adamın tek bir saniyesi vardır ve bütün hayatı o saniyeden ibarettir: ya var gücüyle, son bir hamleyle, can havliyle topuğunu suyun dibine vuracak ve yüzeye çıkıp yaşayacaktır yahut bir saniye daha gecikip, kararsız kalıp, ümitsizliğe düşüp bekleyecektir ve damarları patlayarak geberip gidecektir…

Kurtuluş, verili şartların içinden, hadi entellik yapalım paradigması içinden çıkmaz… Kurtuluş, “sürec”in hedefi veya sonucu olarak belirmez… Tam tersine, eğer varsa, süreçle tam bir kopuş noktasının varlığı ümidindedir…

Yani ki artık peygamber gelmeyecektir, kehanet de yasaklanmıştır, kelâm ve iş meydanı kullara kalmıştır ve ancak “onlar değiştikçe değişecektir bir şeyler”…

Şunun bunun yardakçısı, yamacısı ve tevilcisi olmakla biriktirilen şey, dünya ve ahiret sefaletinden başka bir şey değildir… İlâhî vaaddir ki, hepimiz orada olacağız ve göreceğiz vesselâm…

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: