FAİZ ARTIRILDI, DOLAR FIRLADI, “DAVA”YA NE OLDU?

Âlâaddin Bâki AYTEMİZ

Merkez Bankası yüzde 8,5 olan politika faizini, yüzde 15’e yükseltti.

Faiz kararının ardından dolar rekor kırdı.

Merkez Bankası’nın politika faizini açıklamasının ardından dolar yükselişe geçti.

23,55 seviyelerinde hareket eden dolar/TL, faizin beklenilen seviyede artırılmaması üzerine dolara yönelişin neticesi olarak fırladı ve 25 lira seviyesine doğru bir atak yaptı.

Merkez Bankası’nın faiz artırımı sonrası Mehmet Şimşek’in açıklaması:

“Türkiye Yüzyılı’nın temel felsefesi üç kavramla somutlaşmıştır: İstikrar, güven, sürdürülebilirlik. Önümüzdeki dönemde izleyeceğimiz ekonomi politikamız da bu kavramlar ekseninde şekillenecek,

Refah ve kalkınma için sürdürülebilir büyüme vazgeçilmez önkoşuldur. Sürdürülebilir büyüme bir yandan yatırımlar ve istihdam artışı diğer yandan da verimlilik artışı ile sağlanır. Yatırım ve istihdam kararları için en önemli belirleyici etken öngörülebilirliktir. Finansman koşulları çok elverişli de olsa, karlılık çok cazip de görünse öngörülebilirlik olmadan kalıcı yatırım ve istihdam artışı sağlamak mümkün değildir. Öngörülebilirliği sağlayacak olan ise güvendir. Güven, ancak kurala göre politikalar uygulanarak temin edilebilir.

-Fiyat istikrarına odaklanan ve finansal istikrarı gözeten kurala dayalı para politikası,

-Kamu kesimi mali dengesinde istikrarlı bir yapıyı ve sürdürülebilir bütçe finansmanını hedefleyen kurala dayalı öngörülebilir maliye politikası,

– Piyasa ekonomisi, serbest kambiyo rejimi, dışa açık ekonomi ilkelerine dayalı politika çerçevesi

Türkiye’ye çok ciddi miktarda sermaye akımı sağlayacaktır. Bu ise yatırımların ve üretimin finansmanını çok daha kolay hale getirecek, Türk lirasının yeniden istikrar kazanmasını, güvenilir bir para birimi haline gelmesini sağlayacaktır. Paramızın istikrarlı ve güvenli olması, dolarizasyon belasından kurtulmak için en etkili çözümdür.

2002 yılından beri iktidarda olan hükümetlerimizin hükümet programlarındaki ekonomi politikalarında yer aldığı ve en son seçim beyannamemizde de ifade edildiği üzere ekonomi felsefemizin temeli; teşebbüs hürriyeti, piyasa ekonomisi, dışa açık serbest kambiyo rejimi, dalgalı kur sistemi ve enflasyon hedeflemesi modeli ilkeleri tarafından belirlenen çerçeveye dayanmaktadır. Bugün Merkez Bankası’nın aldığı kararı bu çerçevede değerlendirmek gerek.”

HANİ FAİZ DÜŞECEKTİ?

Erdoğan, 21 Nisan’da TOKİ’nin toplu temel atma töreninde yaptığı konuşmada, “Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez. Faiz devamlı düşecek. Amerika’da faiz yükselebilir, Avrupa’da yükselebilir ama Türkiye’de faiz düşecek.”

Anlatılan, faiz düşecek, enflasyon da düşecek ve böylece yatırım artacak, istihdam, bolluk bereket gelecek ve Türkiye Yüzyılı başlamış olacaktı.

Ama daha ilk adımda tersi olmaya başladı.

Faizler arttı.

Bu defa, faizleri artırsın diye Bakan yapılan Şimşek, Türkiye Yüzyılı’na faizleri artırarak ulaşacaklarını söylemeye başladı.

DEMAGOCYA

Ortada acayip bir demagocya var. Üstad Necip Fazıl, demagocya konusunda şöyle demiş:

“Demagocya zanaatı… Evet, sanatı değil zanaatı… Sahte para basmaktan daha şenî bir fikir suistimali… Kalpazan, hiç değilse, hakiki paranın sahtesini basar, demogocya zanaatçısı ise, sahte fikrin, sahte nahdini… Fikir, vergi değil, bahşiş almaya alışınca demogocya zanaatının istismar meydanı olur. Ve menfaat karşılığı ırzını teslim eden bir kadın gibi, ilk hamlede samimiliğini feda eder.”

Ben ekonomistim bilirim. Nas var, faizi düşüreceğiz, bizden kimse faiz yükseltmemizi beklemesin derken, hooop, abra kadabra, faizleri yükseltiyoruz…

SİSTEM DAVASI

Zamanında Refah Partisi de böylesi nas faiz demagojisi yapmıştı da, Kumandan Mirzabeyoğlu şöyle seslenmişti:

“Niyetimiz şu: “Yenisi gelene kadar herşeye paydos” hesabı, mevcut düzen ahlâkî, idarî, siyasî, hukukî vesair unsurlarıyla bütünüyle değişmeden, açıkçası sıfırdan başlayıcı bir yıkım olmadan, bir otomobile tır tekeri takmaya yeltenme kabilinden İslâmî bir iktisadî sistem ve tabiî ki bunun para davası ve kompozisyonları sözkonusu olamaz. Bu hususta en çarpıcı misâl, “adil düzen” tekerlemesinden başka kafalarında hiçbir mimarî hayal olmayan gûyâ müslüman Refah Partisi’nin 1996 senesindeki seçimlerden sonra düştüğü gülünç durumdur: Koalisyona girme – iktidar olma- şansı doğunca, seçim boyunca “faizi kaldıracağız” tekerlemesi yerine müşahhas şeyler söyleme gereğine çattılar ve “faizi hemen kaldırmayacağız!” utanmazlığına düştüler… Hiçbir teklif sahibi olmadıkları siyasî, hukukî, idarî, iktisadî rejim bütün müesseseleriyle yerli yerinde dururken, öküzde boynuz hesabı tabiî bir vakıa olan faizi nasıl kaldıracaksın?.. Hangi bankacılık, hangi vergi sitemi, uluslararası para ilişkileri karşısında hangi tutum?..” (Parakutâ’ , SM)

Faizi kaldıracağız, düşüreceğiz demagojisinde ortak, Adil Düzen yerine Türkiye Yüzyılı tekerlemesini ikame edince olur mu?

Kumandan’ın vurgusuna dikkat: “Gûyâ müslüman!” Neye istinaden? “Kafalarında hiçbir mimarî hayal” olmamasından. Kafada fikir namına bir şey olmayınca da, fikir kelliğini örtmek için demagoji… İslâmî oluş, sistem çapında fikirden geçer. “Doğru düşünce olmadan, doğru düşünce faaliyeti olmaz” hükmünü, yanlış ve olmayan düşünceleriyle tersinden doğrulayanlar… Küfür, bunların bu dejenere tavırlarıyla aldığı avans ve teslimiyetle varolmaya devam ediyor. Evet teslimiyet. Yanlış düşünce, bilmediğini bilmeyecek derecede cehaletin neticesi, direne direne küfre teslim oluş.

“Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşelidir!” der Hz. Ebubekir! İslâm’ın harcanması karşısında kimse bizden iyi niyet beklemesin. İslâm bu kadar ucuz değil, bu dava şehidlerin kanlarıyla bu günlere getirildi, demagoglar elinde harcanmasına razı olmadık, olmayacağız.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et