AÇLIĞI SİLAH OLARAK KULLANMAK: TAHIL ANLAŞMASINI KİM SABOTE ETTİ?
Emre KÖSE
Geçen yıl ağustos ayında İstanbul’da imzalanan ve Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracatını güvence altına alması beklenen tahıl anlaşması her seferinde belirli bir süre için uzatılıyor. Bir sonraki uzatmanın yapılıp yapılmayacağı 17 Temmuz’da belli olacak. Eğer Moskova uzatmayı kabul etmezse Rusya’nın açlığı silah olarak kullandığı telkinlerinin ihtiva eden bir medya bombardımanının başlaması kuvvetle muhtemel.
New York ve Londra basınının konuyu ele alış biçiminde ciddi eksiklikler var.
İmzalar atıldıktan sonra
2022’nin bahar ve yaz aylarında hâkim iddia Rusya’nın Ukrayna’nın tahıl ihracatına blokaj uyguladığı, “küresel açlığı silaha dönüştürdüğü” zira Ukrayna tahılına en çok dünyanın en yoksul ülkelerinin ihtiyacı olduğu yönündeydi.
Buna göre Ukrayna tahılının başat alıcısı üçüncü dünyaydı ve AB de şeytan Ruslardan izin koparmak için lobi faaliyeti yürütüyordu. Nihayetinde anlaşma BM nezaretinde imzalandı ve Ukrayna tahılının ihracatı tekrar başladı.
Başladı ama yükler belirtilen güzergâhtan farklı yerlere gitti.
Basının devam eden süreçteki sükunetinin sebebi de açıktı; zira Ukrayna tahılı, sözü edilen “en yoksul ülkelere” değil, büyük oranda AB ülkelerine akmaya başladı.
Bu bilginin kaynağına BM’nin ilgili raporundan ulaşılabilir.
Hâkim iddialarda bahsedilmeyen bir diğer husus da anlaşmanın Rus tahıl ve gübre ihracatına uygulanan ambargonun kaldırılmasını öngörmesiydi. Söz edilen yaptırımlar Rus bankalarını hedef alanlar; zira para transferi yapılamazsa Rus tahılının satılmasının mümkünatı da kalmıyor. Bunlara Rus lojistik şirketlerine, limanlarına, nakliye şirketlerine uygulanan yaptırımlar da eklenmeli.
Hatta bu durum o kadar ileri gitti ki AB ülkeleri 2022 yılında gübre sevkiyatı yapan Rus gemilerini alıkoydu. Moskova daha sonra bu gübreleri Afrika ülkelerine vermeyi teklif etse de Brüksel’den ret cevabı aldı.
Açlığı silah olarak kullanan kim? Rusya mı Ukrayna mı?
Haziran ayının başlarında Kiev, 1970’lerde inşa edilen ve Rusya’nın Tolyatti kentinden Harkov üzerinden geçerek liman kenti Odessa’ya uzanan amonyak boru hattını hava uçurdu.
Boru hattı Odessa’ya yılda yaklaşık 2,5 milyon ton amonyak naklediyor ve buradan da gemilerle dünyaya ihraç ediliyordu.
Ve Kiev, Rusya’nın askeri müdahalesinden sonra hattı tek taraflı olarak kapatmıştı.
Tahıl anlaşmasında altına imza atılan maddelerden biri de Rus gübresinin ihraç edilebilmesi için bu boru hattının yeniden çalıştırılmasıydı. Kiev, boru hattını havaya uçurarak bir oldubitti yarattı.
Brüksel’in yaptırımları
AB, Rosselhozbank’ı (Rus Ziraat Bankası) uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkardı, bu nedenle diğer ülkelerin Rusya’dan tahıl ve gıda maddesi alması artık zor.
Tahıl anlaşmasına göre Brüksel’in bu yaptırımı kaldırması gerekiyor ancak aksi durum söz konusu.
Brüksel, bunun yerine banka bir yan kuruluş kurarsa AB makamlarının bu kuruluşun SWIFT’e bağlanıp bağlanamayacağını soruşturacağı önerisini yaptı. Moskova ise Brüksel’den net bir taahhüt gelmeden bu prosedürü başlatmayacağını, mantıklı olarak mevcut bankayı SWIFT’e yeniden bağlamanın daha kolay olacağını ifade etti.
Bu konuda herhangi bir gelişme yok.
Ölmenin eşiğindeki anlaşma
Başka bir deyişle AB, Rusya’nın tahıl ve gübre ihracatının önündeki engellerin kaldırılması adına anlaşmada belirtilen hususlardan birini bile yerine getirmedi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın 4 Temmuz’da yaptığı yazılı açıklama şu oldu:
“Amacı Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki muhtaç ülkelere yardım etmek olan tahıl anlaşması, Ukrayna’nın ‘semirmiş’ ülkelere yaptığı tamamen ticari bir gıda ihracatına dönüştü. Odessa, Çernomorsk ve Yujnıy limanlarından 1 Ağustos 2022’den bu yana ihraç edilen 32,6 milyon ton tahılın 26,2 milyon tonu ya da yüzde 81’i yüksek ve orta gelirli ülkelere gitti.
Fakat BM liderliği bu rahatsız edici konularda sessiz kalmaya devam ediyor. Bu arada Batı’da, gıda ve gübre için bile olsa Rusya karşıtı yaptırımların gevşetilemeyeceği açıkça ifade ediliyor.
Bu koşullar altında, 17 Temmuz’da sona erecek olan ‘tahıl anlaşmasının’ daha fazla devam etmesi için hiçbir neden olmadığı açıktır.”
Kaynak: Harici