RUS-UKRAYNA CEPHESİNDE ASKERÎ VAZİYET
Birinci Dünya Savaşı’ndaki Batı Cephesi’nde yıllara göre değişmekle birlikte İtilaf Devletleri’nin ve Almanya’nın en az 2 ile 3 milyon askeri karşılıklı olarak siperlerde bulunuyordu.
Askerî açıdan 500 kilometrelik bir cephe hattında, bu, her metreye 6 asker düşmesi gibi savunma konusunda mükemmel bir miktar ediyor.
Makineli tüfekler, yüksek miktarda topçu ve mayın kullanımı ile dikenli teller bir araya gelince taraflar bir noktada yenişemedi. Toprağı kazdılar, kazdılar, kazdılar; 500 kilometre boyunca, İsviçre sınırından Manş Denizi’ne kadar Fransa içerisindeki cephe hattı onlarca kilometre derinliğinde siper ve tahkimat hatlarıyla doldu taştı.
Savaştaki tarafların teknolojik seviyesi, birbirine denk silâhların ve personelin bolluğu, tarafların birbirlerine karşı üstünlük kuramaması ve kesif bir yıpratma savaşının başlamasına neden olmuştu. Yıllar içerisinde uçaklara, tanklara, kimyasal silâhlara, denizaltılara ve ekonomik ambargoya olan yatırımlar da tam da bu nedenden dolayı meydana gelmişti.
Birinci Dünya Savaşı’nda yaklaşık 1 ile 1,5 milyar adet topçu mühimmatı kullanıldı.
Bu mühimmatın yarısından fazlası Batı Cephesi’nde kullanıldı. En az 800 milyon mermi 500 kilometrelik bu cephe hattına 4 yıl boyunca her gün yağdı. Günlük ortalama 550 bin topçu mühimmatı kullanımı ile cephe hattının her bir metresine her gün bir merminin düştüğü neredeyse kesindi.
Kimi mühimmat 1000 kilogramlık, kimi mühimmat ise birkaç kilogramlık ağırlığa sahipti.
Tarafların birbirlerinin cephe hattını böylesine sıkı bir topçu gücüyle denetlemesi ve herhangi bir boşluk olduğunda dahi siperlerdeki makineli tüfeklerin ve mayınların ilerleyişi aşırı derecede zorlaştırması ile savaş sadece birkaç kilometre için on binlerce kişinin feda edildiği bir bataklığa dönüşmüştü.
Nitekim bu savaş, ayakta kalan son kişinin kazanacağı bir düelloya dönüşmüştü.
Askerî ekonomik altyapısı dışarıdaki kaynaklara bağlı, hayat şartlarının giderek kötüleştiği, erkeklerin büyük kısmının cephede tükendiği askerî ekonomik çıkmazın getirdiği kaos, nihayetinde bir ucu Estonya’da, bir ucu Kırım’da olan ve Fransa içlerinde olan Almanya’yı yıkıma götürmüştü.
Hali hazırda yaşanan çıkmaz ABD askerlerinin ve ikmâl desteğinin gelmesiyle yıpratma savaşının bir anda Almanya’nın tersine dönmesiyle bu süreci sağladı.
Ukrayna Savaşı’nda da bunu gördük; Harkov Donbas hattını boydan boya geçen kapsamlı tahkimatlar, Rus Ordusu’nun rahat bir yarma harekatıyla ilerleme şansı gibi bir ihtimali ortadan kaldırmıştı. Donbas’taki mücadele 8 yıldır tarafların toprağı sürekli kazdığı bir siper savaşı halindeydi ve onlarca kilometrelik tahkimat ağını ve mayın tarlalarının bir çırpıda aşılamayacağı belli olmuştu.
2014 plânı ile Ukrayna Ordusu’nun hızla savaşı bırakacağı düşüncesiyle düşük miktarda personel kullanımı Kiev, Çernigiv, Sumi hatlarında tıkanmaya yol açmış ve nihayetinde geri çekilmeyle sonuçlanmıştı. Harkov ve Herson’daki yetersiz miktarda birlik ve yine aynı kısıtlamalardan kaynaklanan ikmâl krizi bir araya gelince Batı’nın askerî ve lojistik desteğiyle milyonları silâh altına alıp öne süren Ukrayna Ordusu’nun başarılarıyla sonuçlanmıştı.
Ukrayna Ordusu’nun bilfiil 4 milyondan fazla kişiyi silâh altına aldığını ve 2 milyonunu 1000 kilometrelik cephe hattını destekleyecek şekilde konuşlandırdığını geçen sonbahardan beri söylüyorum.
Yeni Stavka’nın idareyi ele aldığı sonbahardan sonra Rusya seferberlikle 300 bin kişiyi askere aldı ve ufak gruplar halinde savaşa yollayarak deneyim kazandırmaya başladı. Askerî üretim aylık bazda önceki yıllardaki toplum üretimi aşar hale gelmeye başladı. Sahada kullanılan ateş gücü ve personel miktarı önemli ölçüde arttırıldı.
Rusya, Nisan 2022’de topçuya dayalı yıpratma savaşına geçmişti ve kısa sürede günlük 60-70 bin atış yapar hâle gelmişti. Ukrayna’nın savaşın başlarındaki 20 bini bulan atış miktarı ağır kayıplar ve stratejik bombardımanla birlikte hızla 10 binin altına düştü. 2023 yılı ortalarına geldiğimizdeyse Ukrayna’nın günlük topçu kullanımı en iyi günlerde 6-7 bini ve sık sık de da 2-3 bin seviyesini buluyor. Rusya ise zaman zaman 100 bin atış miktarını bile aşıyor.
Burada 1000 kilometrelik bir cephe hattı ve karşılıklı devasa bir tahkimat ağı var. Birinci Dünya Savaşı’ndakinden daha büyük, daha uzun, lâkin bir taraf o dönemin şartlarına göre olabildiğince çok personel yığmışken, yakın döneme kadar hiçbir zaman 170 binden fazla personeli Ukrayna’da olmayan, şimdilerde ise 200 bin civarında personeli olan Rusya, rakibinin onda biri kuvvetle çok geniş bir alanı tutuyor ve ateş gücü ile keşif üstünlüğünü kullanarak devasa bir yıpratma savaşı veriyor.
Ukrayna hava savunmasının dünyanın en kalabalık hava savunma ağlarından biri olması ve NATO tarafından Avrupa’da ve ABD’de ne var ne yok bulunup yollanması göz önüne alındığında ve gerilla modunda hareket edip sürekli hareketli olmaları, Rusya’nın hava üstünlüğü kurduğu bu savaşta kesin hava hakimiyeti elde edemeyip hava gücüyle cephelerde kırılma sağlamasının önüne geçmişti.
Geçen sonbahardan beri 60 ile 100 km menzilli yüksek ağırlıklı glide bombalarının ve Lancet kamikaze İHA’larının ve Rus SEAD DEAD operasyonlarının artışı, stratejik bombardımandaki artan miktar ve kaliteyle birleşince cephe hatlarında bazı bölgelerde gedikler oluştu ve Rusya hava gücü kullanımında rahatlama yaşadı ancak hâlâ gidilecek çok yol var.
Bütün bir halkı, sürekli askere al, eğit, cepheye yolla, hatta mekanize hücumlarla “yan sanayi yıldırım harbi” deneme gibi dur durak bilmeyen bir savaş mantığı varken ve bu iş artık Doğu ile Batı arasında askerî altyapının karşılıklı yıpratılması hususuna dönüşmüşken taraflar var güçleriyle yıpratma savaşına geçti.
Kısa sürede yeni Stavka’nın çok daha kurnaz ve becerikli olduğunu fark eden NATO, yıpratma savaşının dağdan yuvarlanan bir kartopu gibi kendilerine çığ olarak geldiğini fark etti. Yıpratma savaşı uzadıkça NATO da Ukrayna da bu yüksek ateş gücü karşısında tükenecekti. Rus ekonomisi 14 bin yaptırımdan neredeyse etkilenmedi, aksine Batı’yı enflasyon ve hayat pahalılığı vurdu. Askerî ekipman üretimindeki kriz ve devasa miktarda ekipmanın Ukrayna’da kaybı askerî eşikte Rusya lehine avantaja yol açtı.
Rusya, 30 yıldır ülkenin kanını emen oligarklara karşı harekete geçip neo Stalinist üretim tekniklerine yöneldi.
Bu yıpratma savaşında Almanya’nın durumuna düşen Batı oldu ve İtilaf Devletleri’nin üstün konumunu elde eden ise Rusya oldu.
Fakat arada bir fark var ki o da Rusya üstün bir askerî kuvvetle bunu sağlamış değil. Sadece elindeki kısıtlı miktardaki personeli yüksek bir ateş gücüyle doğru şekilde kullanarak başardı.
Ukrayna çevresinde 750 binden fazla Rus askeri eğitiliyor. Rus Ordusu 2 milyona çıktı ve 3 milyona doğru gidiyor. Doktrin yapısını değiştiriyor, yeni doktrinleri deniyor ve buna göre düzenliyor. Ukrayna’nın askere aldığı milyonlar ve NATO’nun destek kapasitesi yeterince güçten düştüğü ve ordu artık dayanamayacak hâle geldiği ve Rus Ordusu da ekipman miktarını iyice arttırdığında harekete geçecek.
Batı cephesinde Almanya 20 bin, İtilaf Devletleri ise 30 bin civarında topçu kullanıyordu, irili ufaklı havan toplarının ise miktarı belli bile değil. Şimdi 1000 kilometrelik bir cephe sağlam Sovyet yapımı binalar ve nükleer saldırıya dayanıklı metro ağı ve devasa tahkimatlar silsilesi var. Bunu ciddi şekilde aşmanın iki yolu var: Ya yıpratma savaşı ile personel bitene kadar beklenecek ve her iki savaşta olduğu gibi devasa arazileri uzun süre kontrol etmekle övünen, lâkin askerî gücü tükendiği an milyonlarca kilometreyi bir çırpıda kaybeden Almanya gerçekliği yaşanacak; yahut öyle bir ateş gücü ve mekanize güç ortaya konacak ki büyük bir ivmelenme ve yıkım tüm bölgeyi saracak.
Tarafların inat ettiği bir savaşta, hele de, bir tarafın milyonları silâh altına alıp kayıpları düşünmeden hücum edip durduğu yerde işin bu noktaya gitmesi kaçınılmaz.
Geçen yıl Ukrayna bir şehir için 100 bin can kaybı bile vermekten çekinmez demiştim; çünkü NATO ve Ukrayna’nın idarecileri için can kayıplarının hiçbir önemi yok. Bine karşı bir Rus askeri kaybı onlara makul geliyor.
Şimdi 70 gündür süren nihaî süngü hücumunda Ukrayna, çoğu cepheler arası bölgeler ve ileri hatlar olan 200 km2 arazi ve 9 köy ele geçirdi. Can kaybı ise 60-70 bin seviyesinde. Her gün için yaklaşık bin can kaybı, her bir kilometrekare için 350 can kaybı. Bir şehir için 100 binden, 9 köy için 70 bine… Yıpratma savaşında her şey Rusya’nın lehine işliyor ve bu şekilde devam ettikleri takdirde gelecek mevsimler şu ân neredeyse hiç değişmeyen cephe hatlarında büyük değişikliklere yol açacaktır.
NOT: Telegram Enformasyon kanalından derlenmiştir.