UGANDA KADAR OLABİLECEK MİYİZ?
Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni’nin, cinsiyetçi sapkınlığa karşı ceza getiren yasayı onaylaması akabinde Dünya Bankası da, Uganda’yı desteklemeyi kestiklerini, kredi vermeyeceklerini açıklamış, bizde bunun haberini yapmıştık:
Dünya Bankası, verilen kredi için “destek” tabirini kullanıyor. Yani iktidarda kalmak istiyorsan, benden destek almak için dediklerimi de yapacaksın şeklinde şartlı bir destek bu…
Uganda Devlet Başkanı Museveni, iktidarda kalmak uğruna ibneleşmeyi kabul etmeyeceklerini, Dünya Bankası’na ve iplerini elinde tutan cinsiyetçi sapıklara meydan okuyarak şöyle ifade etti: “Parayla bizi inancımızdan vazgeçirmeye çalışıyor. Afrika’yı çok hafife alıyorsunuz. Paranızı istemiyoruz. Eşcinselleri HIV virüsünü yaydıkları için idam etmeye devam edeceğiz.”
Peki ya Türkiye’de durum?
Bizde iktidar paraya olan ihtiyacından dolayı çoktan satıldı.
BOP Eşbaşkanlığı ile gelmişlerdi, yeni küresel düzende yer almak için can atıyorlar.

Bu düzende yer alabilmek iktidarda kalabilmelerinin tek çaresi.
Zira, emperyalizmanın desteği olmazsa iktidarda kalamayacaklarını biliyorlar.
Erdoğan AB’ye alınmayı istediğini geçtiğimiz NATO toplantısında dile getirmişti. Hani şu üyelerine ibneleri koruyup kollayacaksınız diye şart koşan AB… Hakan Fidan daha ileri gitti ve “Bizi AB’ye almazsanız AB küresel aktör olamaz” diye, bir de emperyalistlere yol göstermeye başladılar. AB dünya gücü olunca ne olacak? Dünyaya adalet mi gelecek? İnsanlar huzur mu bulacak?

Hani Büyük Doğu’yu kuracaktık?
Cinsiyetçi sapkınlık üzerine kurulu bir sistemde var olmayı, rol almayı, dahil olmayı istemek…
Uganda kadar olabilecek miyiz?