KUR’ÂN’A HAKARET FURYASI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 28 Temmuz’da, “Bu ay sonunda İslâm İşbirliği Teşkilâtı (İİT) toplantısında, Kur’ân-ı Kerîm saldırılarına karşı hep beraber bazı kararlar alacağız. Bu İslâm dünyası için de bir ilk olacak.” diye bir açıklama yaparak, en azından bazı insanların ümit etmelerine sebep olmuştu.
Hatta bu açıklamayı yayınlayan Daily İslamist adlı sosyal medya hesabında paylaşımın altına yorum yapanlardan bir çoğu, açıklama karşısında selâma durmuş, Batı’ya haddinin bildirileceği zehabına kapılmış, Osmanlı ve hilâfetin yeniden geldiğini zannetmeye bile başlamışlardı.

Fidan’ın açıklamasından sonra ilân edilen İİT toplantısı yapıldı.
O toplantıda bir takım kararlar da alındı ama bu karaların ne mânâya geldiğini bilen, anlayan var mı?
Peki, Hakan Fidan’ın, “ilk olacak” dediği bu kararlardan sonra değişen bir şey oldu mu?
Evet oldu.
Bugün artık Batı’da Kurân’a hakaret furyasından bahsedebiliriz.
Yani saldırılar azalmak şöyle dursun, daha da arttı.
Düne kadar fevrî ve tek tük gerçekleşen eylemler artık bir histeri krizi gibi yayılıp furyaya dönüşmüşe benziyor. Öyle ki artık Kur’ân’a yapılan saldırıların, hakaretlerin haberlerine yetişemez olduk.
Bu bir cüret.
Cüretler de gerekli cevabı almayınca daha da artar.
Malûm, AKP Kur’ân’a hakaret meselesini pazarlık mevzusu yaptı.
Eh adamlar da gördü ki, bu mesele AKP için pazarlığa mevzu olmayan bir hassasiyet ve itikat meselesi değil, pazarlığa mevzu bir keyfiyeti haiz, o zaman hakareti artırırsın ki koparacağın taviz daha büyük olur veya tamamen tırstırırsın.
Yani AKP’li yöneticiler konuştukça iş daha vahim bir hâl almaya başladı. AKP içeride millete, dışa karşı duruş sahibi görüneceğim diye kof sözler savurdukça, bu, Türkiye düşmanlarının işine daha çok yarıyor.
Tabi bunların konuşmasına, yapacaklarına ümit bağlayanların içler acısı hâlleri ayrı bir mesele.
Mezkur sosyal medya hesabında yorumların bir kısmının ahlâksız, şerefsiz, haysiyetsiz trolleri tarafından yapıldığı, gayesinin hedef saptırma ve AKP’yi sahibi olmadığı mânânın maliki gösterme, İmâansız İslâmcılık rejimini korumaya alma operasyonu olduğu açık.