JAPON UZMANIN SÖZLERİ AKP İKTİDARININ MİLLETİN CANINI ÖNEMSEMEDİĞİNİ ORTAYA KOYDU
Âlâaddin Bâki AYTEMİZ
Japon deprem uzmanından Marmara depremi uyarısı: Boşaltılacak ilçeleri tek tek açıkladı
Japon deprem uzmanı Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki, olası Marmara depremiyle ilgili yaptığı uyarıda, zemini iyi olmayan yerleri saydı. Moriwaki, “İstanbul depremi çok yakın derken, hemen yarın olabilir. Bir sene içinde olabilir, on sene içinde olabilir. Ama insan hazır olmalı” dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası gözler tekrar Marmara Bölgesi’nde. Japon deprem uzmanı Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki, Marmara depremi ve Kahramanmaraş ile Hatay merkezli depremleri değerlendirdi.
“Kahramanmaraş depreminin yarattığı yıkım nedeniyle bana göre büyüklüğü 7.9” ifadelerini kullanan Moriwaki, “1930’da Erzincan, 41’de Tokat depremi oldu. Doğudan batıya gidiyor. Allah sizi uyarıyor, şimdiden hazır olun diye.Kahramanmaraş’taki deprem sonrası denizin içinde, Kıbrıs tarafında deprem olabilir veya öbür tarafta, Bingöl, Muş, Bitlis ve Van’da olabilir. Marmara’da Bölgesi’nde olabilir” diye konuştu.
Fay hattına dikkat çekti: ‘Buralar konut bölgesi olmamalı’
Yoshinori Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na dikkat çekerek şunları söyledi:
“Marmara Bölgesi’nin risk altında olduğunu düşünüyorum. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey kolu var. O kuzey kolunun bu noktasının tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Kimse ne zaman olacağını söyleyemez ama bir gün gelecek, bu depremi az hasarla atlatmak için hazır olmak lazım. İstanbul’da zemini iyi olmayan Atatürk Havalimanı, Ataköy, Küçükçekmece, Zeytinburnu, Avcılar ve Büyükçekmece’nin sıra sıra boşaltılması düşünülebilir. Buralar konut bölgesi olmamalı.”
İstanbul Depremi’nin ne zaman olacağına yönelik açıklamalarda bulunan Japon deprem uzmanı, “Bana hep soruyorlar; İstanbul Depremi ne zaman, ne kadar büyüklükte olacak diye. Ama bunu hiç kimse yüzde 100 bilemez. Çünkü bir hesaplama yöntemi yok. İstanbul depremi çok yakın derken, hemen yarın olabilir. Bir sene içinde olabilir, on sene içinde olabilir. Ama insan hazır olmalı. Şimdi hazır olunmalı. Bu anlamda hazırlığı hemen yapmak lazım. Türkiye depreme hiç hazır değil. Okulda fazla deprem öğretilmiyor. Senede bir kere okulda tatbikat yapmak yetmez. Haftada iki kez tatbikat yaptırın. En önemlisi anaokulundan itibaren deprem eğitimi verilmeli. Bu eğitimi temelden, çocukluktan vermek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Demek ki neymiş?
Ciddiye almak gerekiyormuş…
Ciddiye alıyoruz, yapıyoruz, ediyoruz…
Geçin bu lafları, göstermelik tatbikatlarla, sözde tedbirlerle olmaz! Hatırlıyoruz, Maraş depreminden önce de o zamanki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Maraş’a gelmiş ve çok başarılı bir sözde tatbikat yapmışlardı.
Sonra ne mi oldu?
Tatbikatta değil, gerçek depremde yıkılan, insanlara mezar olan binalar arasında tatbikat için üs olarak kullandıkları otel de vardı.
İşini ciddiye alan, milletini ciddiye alan, inancını, ahlâkını, namusunu, haysiyetini, şerefini ciddiye alan, ciddi adamlar lâzım… O ciddiyetle de her hafta bile yetmez, hatta haftada iki kez tatbikat yapılması ve saydığım yerlerin de boşaltılması gerekir diyor uzman…
20 senelik AKP iktidarında hem Maraş depreminde yıkılan ve onbinlere mezar olan binaların hem de Japon uzmanın boşaltılması gerekir dediği yerlerin yıkılacağı biliniyor muydu?
Biliniyordu.
Mesela, iyilerden de örnek verelim… Erzin belediye Başkanı, işini ciddiye alan namuslu adamlardan olduğu için Erzin’de ölü yok…
Erzin Belediye Başkanı biliyordu da diğerleri bilmiyor muydu? AKP iktidarı altında geçen bu 20 sene içinde, depremde yıkılan ve Japon uzmanın bir kez daha yıkılacak dediği bölgeler, binalar boşaltıp, dönüştürmeye dair projeler yapıldı, uygulandı mı?
Bilakis, nüfus yoğunluğunu artıracak projeler hayata geçirilmeye devam edildi.
Demek ki neymiş?
İmânsız İslâmcılık rejiminde milletin canı umurlarında değil.
Maraş depreminde de yaşayarak bir kez daha görüyoruz. Bu tip kriz anları olmasın, insanlar ölmesin diye çaba sarfetmiyorlar; zira olduğunda daha çok rant imkânı doğuyor. Milletin şeyine koyma ve koydurma rejimleri, 3000 ailenin menfaati bunu gerektiriyor.
Hak ve halk düşmanı rejimlerin ana karakteristiği budur, millet değil, yöneticiler semirir ve gelişir.
Şimdiye kadar tedbir almamışlar, şimdiden sonra elin Japonunun sözlerinden utanırlar da tedbir alır mı İmânsız İslamcılık rejimi? Utanmaları ve hayaları olsa imânları olurdun zaten. Allah’a gerçek bir imânla pazarlıksız bağlı olan da kulundan da utanır ve zaten şimdiye tedbir almıştı bile…