PYD İLE SAVAŞTA ARAP AŞİRETLER YENİLMEK ÜZERE

Amerika’nın desteklediği ve Suriye’nin Kuzey Doğusunda İsrail vari bir şekilde devletleşmek isteyen etnik Kürtçü PYD yapılanmasına karşı silâhlı saldırıya geçen Arap aşiretleri, ABD’nin etnikçi Kürtçü yapılanmaya verdiği teçhizat, silâh ve mühimmat, istihbarat desteği karşısında tutunamayacak duruma gelmiş hâlde.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, günübirlik çalışma ziyareti kapsamında gittiği Rusya’dan dönüşünde Arap aşiretlerle YPG arasındaki çatışmalara ilişkin soruya şu yanıtı vermişti:

“Suriye’deki bu gelişmelerde PKK’ya YPG’ye karşı artık Arap aşiretlerin bir bütün haline geldiğini, hatta şu anda katılımın artmasıyla Arap aşiretlerin güçlendiğini görüyoruz. Sayın Putin de bölgenin sahipleri olarak Arap aşiretlerinin bir araya gelerek, terör örgütüne karşı mücadele vermesinin önemli olduğunu söyledi.

Şu anda yaşanan, Arap aşiretlerinin birlik, beraberlik içerisinde kendi topraklarına sahip çıkma hamlesidir, adımıdır. Bu bakımdan yaşananları önemli buluyorum. Arap aşiretler oraların gerçek sahipleridir. Oraların gerçek sahipleri bu terör örgütleri değildir. Ne PKK ne YPG buraların sahibi değil, bunlar sadece terörist.

Aşiretlerin bir araya gelmek suretiyle PKK’ya, YPG’ye karşı koydukları tavır, haysiyetli bir onur mücadelesidir. Hem millidir hem yerlidir. Terör örgütünün bölge halkı için ne kadar büyük bir tehlike olduğu bir kez daha görülmüştür. Bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle yok etmenin de mümkün olmadı umarım görülmüştür. Terör örgütü PKK/YPG’nin, terör faaliyetleriyle bölge halklarına yaşam hakkı tanımadığını, bu örgütlere destek veren ülkelerin görmesi gerekir. ABD ve Rusya’ya PKK/YPG’nin terör faaliyetleri ve ülkemizi tehdit eden faaliyetlerine yönelik bilgilendirmeleri sürekli yapıyoruz.

Deyrizor’daki petrolün kontrolü için bu terör örgütünün yapmayacağı katliam, terörist faaliyet yoktur. Bu konuda muhatap ülkelere gerekli uyarılarımızı yaptık, yapıyoruz. ABD’nin bu terör örgütüne yaptığı mühimmat ve silah yardımının bölgenin huzuruna hizmet etmediği görüldü. Terör örgütüne verilen her silah, bölgede akan kanın sürmesine, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün bozulmasına hizmet etmektedir.”

Erdoğan’ın bu açıklaması, PYD’nin son saldırılarından önce yapılmıştı. Lâkin şimdi durum değişti ve Erdoğan’ın, “bölgenin sahibi” dediği Araplar zor durumda.

Daha önceki haberlerimizde, fırsat bu fırsat diyerek Türkiye’nin Kuzey’den girmesi gerektiğini, Barış Pınarı ile sulanacak Zeytin Dalı’nın köklerini olabildiğince derinlere salıp, daha gür verim vermesi gerektiğine vurgu yapmıştık. Şimdi ise durum daha da kritik. Madem oraların gerçek sahipleri Araplar, Arap topraklarının sahibinin Araplar olduğunu tasdik etmek üzere Türkiye’nin müdahale etmesi kaçınılmaz oldu. Zira PYD Arapları püskürtürse -ki, Amerikan desteği sayesinde bu artık gayet mümkün gözüküyor- artık hedef doğrudan Türkiye olacaktır.

Kısacası Arap hamlesi artık sadece bir “onur” mücadelesi olmaktan çıkmış hem Araplar hem de Türkiye için çözülmesi gereken bir beka meselesi olarak kendisini dayatmaya başlamıştır.

Evet, hadiseler Türkiye’yi tarihi misyonunu ifaya zorluyor. Son tahlilde bu süreç Türkiye’nin iktidarını da belirleyecek ve tarihî misyonu ifya kim ehil ve hamle sahibiyse iktidarı da o devralacaktır.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: