HASBİHÂL

Yavuz USTA

Senin karanlık fon içindeki dik duruşun ve aşka davetkâr uslûbun, zihnimin içinde flaş patlamaları eşliğinde nihayet donuk kalan sûretinle hasbihâldeyim…

Kalbimi kriz nöbetleri ile yaralayan aşkı ilâhiyelerin mekri merdivenlerinde kâh göklere çıkıp kâh yerlere yuvarlandığım ruhsal yolculuklarımda, gökyüzünün mavisinde kulaç atabilme ile yanardağ kızgın lâvları içinde eriyebilme tutkularımın meczubuyum…

Neredeyse cennet ve cehennemi cem edebilen benliğimle, cümle âlemin cümlelerinde kendimi arıyorken kaybolduğumun farkındaki akıl payım heybemde az azık duruyor…

Senin tasavvurlarındaki dinginliğin kaçak ve beleş yolcusu benim, hanında tıka basa yiyip içip, uyuyup hesabı ödemeden kaçıp yollara revan olan züğürt yolcu… İlahî huzurda karşılaşabilme umuduyla hakkını helâl et demiyorum…

Şarapları haz suları olan, sarhoş olup serkeşce gezen devleri hançerleyip, hûma kuşlarına karışan kâtil kuşlar gibi, gittiği her mekâna uyumsuz olan benim.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: