DOĞU-BATI SAVAŞI: ÇİN VE SURİYE STRATEJİK ORTAKLIĞI
Doğu-Batı savaşında Doğu’dan Batı’ya karşı yeni bir hamle daha geldi.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Şam yönetimi lideri Beşar Esed, ilişkileri “stratejik ortaklığa” yükselteceklerini açıkladılar.
Açıklama, Esed’in neredeyse yirmi yıl sonra Çin’e yaptığı ilk resmi ziyaretin ardından yapıldı.
Çin devlet televizyonu CCTV’nin haberine göre Xi, Esed’e “Bugün, ikili ilişkiler tarihinde önemli bir kilometre taşı olacak Çin-Suriye stratejik ortaklığının kuruluşunu birlikte ilan edeceğiz” dedi.
Çin lideri Xi, “İstikrarsızlık ve belirsizliklerle dolu uluslararası bir durumla karşı karşıya olan Çin, Suriye ile birlikte çalışmaya, birbirini sıkı bir şekilde desteklemeye, dostane işbirliğini teşvik etmeye ve uluslararası adalet ve hakkaniyeti ortaklaşa savunmaya devam etmeye isteklidir” ifadelerini kullandı.
İki ülke arasındaki ilişkilerin “uluslararası değişimlerin testine dayandığını” söyleyen Xi, “iki ülke arasındaki dostluğun zaman içinde güçlendiğini” sözlerine ekledi.
Çin ve Esed rejimi arasındaki stratejik ortaklık, Pekin’in “kapsamlı stratejik ortaklık” olarak adlandırdığı ilişkinin bir basamak altında yer alıyor.
“Suriye’nin yeniden inşasına destek”
Xi, “Çin’in Suriye’nin dış müdahaleye ve tek taraflı zorbalığa karşı çıkmasını desteklediğini ve Suriye’nin yeniden inşasına destek sağlayacaklarını” söyledi.
Çin Devlet Başkanı, Esed’e mali bir can simidi sunarak Pekin’in bölgede son dönemde elde ettiği diplomatik başarıyı daha da ileri götürmeyi hedefliyor.
Xi, Çin’in Asya ve ötesinde altyapı ve diğer bağlantıların geniş kapsamlı genişlemesine atıfta bulunarak “Çin, bölgesel ve dünya barışı ve kalkınmasına olumlu katkılarda bulunmak için Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla Suriye ile işbirliğini güçlendirmeye isteklidir” ifadelerini kullandı.
Bu yılın başlarında Çin, İran ve Suudi Arabistan arasında sürpriz bir diplomatik atılıma aracılık etmiş ve bu girişim iki tarafın ilişkileri yeniden kurmayı kabul etmesiyle sonuçlanmıştı. Böylece Çin, bölgede Batı emperyaizmasına karşı etkili bir güç olarak varlığını ispat etmiş, Suud-İran anlaşması emperyalizmanın oyunlarının bozulmasında bir faktör olarak dengeleri değiştirmişti.
Esed rejimi, Arap Birliği’nin on yıldan uzun bir süre önce askıya aldığı üyeliğine Mayıs ayından itibaren yeniden kavuşmasının ardından uluslararası izolasyondan yavaş yavaş kurtulmaya başladı.
Suriye emperyalizmanın kışkırttığı Arap Baharı dalgası ile yaşanan isyana karşı durmasıyla 2011’den bu yana Batı’nın ağır yaptırımlarıyla karşı karşıya kalmıştı.
Suriye’nin komşularının birçoğu da o süreçte Batı ile işbirliği yaparak Esed’i devirmek isteyenleri destekledmişti.
O zamandan bu yana Esed, İran ve Rusya’nın da yardımıyla ülkenin büyük bölümünde kontrolü kademeli olarak yeniden ele geçirdi.
Yıllardır devam eden mücadele neticesi bölgede Yahudi-Haçlı Batı emperyalizmasının gücü ve tesiri azalıp bölge ülkeleri Batı emperyalizması ile bir yere varamayacaklarını gördükçe, Suriye ve bölge meselelerinde emperyalizmanın bakış açısı dışında çözüm arayışları hız kazandı. Yakın zamanda Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan normalleşme çabalarında başı çekerken her iki ülke de Şam’ı yeniden bölgesel meselelere dahil etmek istiyor.