SİLÂHLA SÖYLEDİKLERİNİ SÖZLE DE VURGULADILAR
Şoygu: Rusya ABD’nin diktasını ve baskısını reddediyor
Rusya Savunma Bakanı Şoygu, Nikaragua Genelkurmay Başkanı Julio Aviles Castillo ile gerçekleştirdiği görüşmede Moskova’nın ABD ve diğer Batılı ülkelerin dayatmalarını ve baskısını reddettiğini, Rusya’nın Nikaragua ve diğer müttefikleri ile oradan gelen tehditlere karşı koyacağını söyledi.
Şoygu, “ABD öncülüğündeki Batılı devletlerin diplomasiden şantaj ve tehditlere geçişi sonucunda dünyada yayılan dayatma politikasını ve siyasi baskıları reddediyoruz. Nikaragua ve diğer benzer düşüncelere sahip müttefiklerle birlikte buna karşı çıkacağız ve bu tür davranışların kabul edilemezliğine dikkat çekeceğiz” diye konuştu.
İki ülke arasında askerî ve askerî-teknik alanlarda mevcut ve geleceğe dönük işbirliği projelerinin kapsamlı bir şekilde tartışılmasını öneren Şoygu, aynı zamanda ‘Rusya’nın savunma alanı da dahil olmak üzere karşılıklı yarar teşkil eden çok çeşitli konularda Nikaragua ile eşit işbirliği geliştirdiğinin’ altını çizdi.
“Uluslararası alanda ikili işbirliğine büyük önem veriyoruz. Ülkelerimiz küresel ve bölgesel güvenliğin temel konularında ortak tutum izliyor” diyen Şoygu, ‘Nikaragua Cumhuriyeti’nin Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi zamanından bu yana Rusya’nın Latin Amerika’daki ana stratejik ortaklarından biri’ olduğunu vurguladı.
Rusya, dünya üzerinde Amerika’nın başını çektiği Anglo-Sakson hegemonyasına karşı isyanını silâhla dile getirmiş ve Rusya’ya karşı Ukrayna üzerinden yürütülen plânları Ukrayna’ya yaptığı operasyonla bozmuş, yani Amerika’ya karşı olmayı lâfta bırakmamış ve dolayısıyla söylediklerinin de bir ağırlığı var…
Rusya bugün Doğu-batı savaşında, Amerika’nın şahsında Batı’ya karşı aldığı tavır ve Ukrayna’da bu tavrı silâhlı eyleme dökmekle, Doğu’nun liderliğini de üstlenmiş durumda…
Rusya’nın kazanması, Doğu’nun kazanması, Filistin’in, Gazze’nin kazanması demek. İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in, Anadolu’nun kazanması demek… Ukrayna’ya destek verenlerin sözlerine değil, bu desteklerindeki mânâya bakmalı. Filistin’de, Batı’nın Ortadoğu’ya sapladığı hançer olan İsrail’e karşı açılan cephede Ukrayna safını apaçık ortaya koymakla, Ukrayna’ya desteğin mahiyetini de ifşa etmiş oldu: Ukrayna’ya destek Kudüs’e ihanettir, Filistin’i arkadan hançerlemektir. İslâm dünyası ve tüm dünyanın bağımsızlığını istememek, Anglo-Sakson hegemonyaya boyun eğmektir.
Bunun için de diyoruz ki bütün anti emperyalist savaşlar, kurtuluş mücadeleleri kardeştir. Ukrayna’nınki en başından beri ifade ettiğimiz üzere, Rus işgâline karşı gerçek bir vatan savaşı değil, bu perdeleme altında emperyalizmin maşası olarak bölgede emperyalizmin varlığını kalıcılaştırma plânında piyonluktu. Vatan fikirdir, o fikirde emperyalizme maşalığa yer yoktur. Emperyalizma maşalık için vatan, olmaz. O zaman, o toprakların vatanlaştırılması, emperyalizmaya karşı mücadele edenlerin vazifesidir. Vatanı işbirlikçilerden kurtarmak ve gerçek sahiplerine teslim etmek. Rusya’nın Ukrayna’da yaptığı da bu. Bu savaşın sonunda Ukrayna, işbirlikçilerden kurtarılıp gerçek vatanseverlere teslim edilecektir. Ki bunlar zaten en başından beri mevcut işbirlikçi rejime karşı oldukları için zamanında Turuncu bir darbeyle, Soros darbesiyle iktidardan uzaklaştırılmadılar mı? Rusya, Ukrayna’ya, Ukrayna’nın Ukraynalılara ait olduğunu garanti altına almak için girmiştir.