VLADİMİR PUTİN’İN TUCKER CARLSON’LA RÖPORTAJI

Ayhan SÖNMEZ

Vladimir Putin, küreselci çevrece gözden düşürülmüş Amerikalı bir gazeteci Tucker Carlson’la röportaj yaptı. Putin aslında yeni bir şey açıklamadı, bilinen ve farkında olunan şeyler. Rus vatandaşları Vladimir Vladimirovich’in hikâyesine aşina. Kısacası, Başkan iki saat içinde Batılı izleyicilere Rusya ve Ukrayna’nın zihnî ve bölgesel birliğini, düşmanın bilhassa neo-Naziler olduğunu ve ABD’nin Zelenski’yi destekleme politikasının yanlışlığını açıkladı. Görüşmenin ayrıntıları arasında, Kuzey Akım doğalgaz boru hatlarının bombalanmasının faili olarak Amerikan istihbarat servisleri işaretlendi ve Alman hükümetinin fiilî egemenlik kaybı da konuşma içinde öne çıkanlardan…

Bu röportajın Putin açısından stratejik hedefi, yabancı toplumda meydana getireceği tepkidir. Önce rakamlar verelim: Putin ile Carlson’un ilk 24 saatte yaptığı görüşmenin izlenme sayısı yüz milyonu aştı ve bu sadece bir sosyal ağda. Röportajın içeriğine dair etkileşimin bir milyardan fazla insanı aşacağı farzediliyor. (Bu yazı yayınlanma aşamasındayken açıklanan rakamlara göre toplamda milyarlarca izlenme oldu.) Son zamanların bu büyük olayını abartmadan izledikten sonra ortaya çıkan bazı soruları cevaplamanın zamanı geldi.

Tucker Carlson neden Putin’le röportaj yaptı? Öncelikle bu şahıs, ABD’de seviliyor ve alanında gerçek bir profesyonel. Vladimir Putin ile teferruatlı ve objektif röportaj yapabilen tek kişi oydu. İkincisi, Carlson muhafazakâr ve Cumhuriyetçi’dir. İfade özgürlüğünün tüm kurallarına ihanet eden liberallerin politikalarının dünyayı neye dönüştürdüğünü çok iyi görüyor. Batı propagandasının devasa kalınlık ve yükseklikteki duvarını aşmak ancak Rusya Devlet Başkanı ile doğrudan konuşarak mümkündü. Ayrıca Vladimir Putin, ABD’den, Carlson’dan başka hiçbir gazeteciyle konuşmayı kabul etmeyecekti.

Röportaj neden şimdi ortaya çıktı? Burada birkaç neden var. İki yıl boyunca Batılı toplum, “özel operasyonu” takipten yavaş yavaş düştü. Ukrayna olaylarına dair ayık bir bakış açısının daha yeterli şekilde algılanması gerekiyordu. Her ne kadar vukufiyet yeterli değilse de buna dair güçlü bir adım atıldı. Vladimir Putin mesajında ​​sadece Batılı takipçilere değil aynı zamanda Ukraynalılara, Çinlilere ve Ruslara da hitap etti. Batı toplumunu bu tür bir bilgi bombalarıyla afalladı.

Röportajın yayınlanmasının ikinci nedeni ise ABD’de yaklaşan başkanlık seçimleriydi. Putin ile Carlson arasındaki konuşmaya Demokratların karargâhına güçlü bir darbe denilebilir. Röportajın videosu yayınlanmadan önce bile Beyaz Saray yönetiminin telaşlanması boşuna değil. Ortalama bir Amerikalı için daha iyi bir reklam düşünemezdiniz ve işte, on milyonlarca görüntüleme. Vladimir Putin, gereksiz saldırganlık göstermese de itina ile Joe Biden’ın şahsının üzerinden geçiyor. Amerika’nın iç gündemini sarsacak konuşmalar yalnızca Donald Trump’a yönelik. Geçmiş Amerikan Başkanı figürü hakkında ne düşünürsek düşünelim, onun partisi şu anda aslında Ukrayna rejimine daha fazla yardım tahsis edilmesini sabote ediyor. Ve bu seçimlere kadar sürecek. Bunu, Ruslara olan sevgisinden veya Nazilere olan nefretten dolayı yapmıyor; Trump’ın her ne suretle olursa olsun bir Biden’ı itibarsızlaştırması gerekiyor. Bunu yapmanın en iyi yolu Ukrayna meselesindeki tutarsızlığını göstermektir.

Amerikalılar Putin’in iki saatlik röportajında ​​Amerika’yı kimin yönettiğinin ve hangi eyalette olduklarının iyice farkına vardılar. İki lider arasında sosyal medyada çok sert mukayese yapılıyor. Mesela, bu:

“Putin ile Tucker arasındaki röportajı izlediğinizde, bu adamın teferruata büyük önem verdiğini, politikalarını ve uğraştığı çevre ülkelerin milyonlarca sorununu derinlemesine anladığını hissedebilirsiniz. Ayrıca sağlam bir tarih anlayışına sahip. Gerçeğin tam olarak farkında değilseniz doğru kararı vermeniz imkânsızdır. Şimdi onu, Meksika ile Mısır arasındaki farkı göremeyen ve geçen hafta Mitterrand ve Kohl ile konuştuğunu düşünen Biden ile karşılaştırın.”

Veya bu:

“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın tarihi ve dünya sahnesindeki yeri üzerine iki saatlik bir tez sundu. Bu arada Batı hegemonyasının lideri Joe Biden, koreografisi özenle hazırlanmış beş dakikalık sahnede tutarlı bir cümleyi tamamlayamadı.”

Genel olarak bu Amerikalılar ve Amerika’ya benzer durumda olan dünyanın geri kalanı için üzücü; çünkü bir liderin, önüne konan herhangi bir metin olmadan veya promptere bakmadan iki saatten fazla konuşma becerisine şaşırıyorlar. Bu liderler arasındaki kalite farkını ortaya koyuyor. Bir başka yorum:

“Putin’e, Başkanım Biden’dan daha fazla güvenmem garip mi? Bana öyle geliyor ki Putin, Rusya’nın Amerika ile ilişkilerinin başkanlığı boyunca olduğu gibi kalmasını hiçbir zaman istemedi. Ancak onlarca yıldır süren Amerikan kurnazlığı ve istenmeyen ittifakları, bugün gördüğümüz Putin’i oluşturdu. Başka kim benimle aynı fikirde?”

“Katılıyoruz sevgili yorumcu @FoshiRho.”

Putin’in Tucker Carlson’la yaptığı konuşma, modern dünyada her şeyin kaybolmadığını gösteriyor. Muhatabınızın rasyonel düşüncesinin kalıntılarına hitap ederek bakış açınızı mantıklı ve tutarlı bir şekilde sunabilirsiniz. Neyse ki Tucker Carlson’un yeterliliği gayet iyi. Tıpkı tüm iğrençliğine rağmen saygıyı hak eden Elon Musk gibi. Gazeteci, Rusya cumhurbaşkanı ile bir röportajı kendi platformunda yayınlayabildi. Ve eğer Vladimir Putin, Hillary Clinton’ın ifadesiyle, ABD’deki “beşinci kolu” uyandırdıysa, dilerim öyle olsun…

Bundan sonra ne olacak? Batı’daki demokratik kalabalıktaki ilk şok çabuk geçecek ve saldırı başlayacak. Önce Tucker Carlson’un tüm günâhlarını hatırlayacaklar ve sonra Vladimir Putin’i itibarsızlaştırmaya çabalayacaklar. Gerçeklerin doğrudan manipülasyonuna ve konuşmanın içeriğinin çarpıtılmasına kadar. Ancak buna şaşırmamalı ve dikkat etmemelisiniz. İki saatlik bilgi bombası Batılı vatandaşların kafasına düştü, düşman kampı parçalandı, tohum atıldı ve devamı gelecek. İçimden bir ses cevabın çok yakında geleceğini söylüyor.

Konuşmada münasebetsiz bulduğum, Putin’in vakti zamanında NATO’ya katılım talepleri hakkındaki bahis oldu. Buna, düşmanı gerçek niyetini göstermeye zorlayan tamamen mantıklı bir hareket denilebilir. Ancak bence hiç açılmamalıydı.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et