ŞEHİDLERİMİZİN BEREKETİYLE… İSTANBUL, ADETA TEKBİRLERLE YENİDEN FETHEDİLDİ
15-16 Temmuz gecesi şehîd olan Halil Kantarcı ve onun şahsında aynı gece verdiğimiz şehîd ve gazilerimiz vesilesiyle ADIMLAR Fikir-Kültür-Siyaset Platformu’nun Fatih Bürosu’nda yaptığımız toplantı dün gerçekleşti.
Anadolu’nun çeşitli şehirleri yanında, İstanbul’un birçok bölgesinden gelen gönüldaşlarımız ve dostlarımız, ayrıca Güldenizde Elifler Grubu Başkanı Esma Turan başta olmak üzere gruba mensup hanım gönüldaşlarımızın da iştirak ettiği toplantının başında şehidlerimiz için Fatiha okunduktan sonra Genel Başkanımız Ali Osman Zor’un söz almasıyla sohbet-istişare bölümüne geçildi.
Ali Osman Zor, sohbetin başında Şehîdimiz Halil Kantarcı’nın İBDA Mücadelesine dahil olduğu 95 yılında kendisiyle birlikte davaya dahil olan Cüneyt Karan ve Aydın Alkan’dan şehîd Halil Kantarcı ile ilgili duygu ve düşüncelerini aktarmalarını istedi. Gönüldaşlarımızın ilk gençlik yıllarından başlayarak Şehîd Halil hakkında düşüncelerini aktardıkları konuşmalarının ardından Ali Osman Zor, 95 yılı sonunda cezaevine girmesiyle tanıdığı Halil Kantarcı hakkında katılımcılara hissiyatını aktardı.
Ardından 15 Temmuz 2016 akşamı başlayan isyan ve milletin karşı koyuşu ile ilgili Sayın Zor, tek tek katılımcıların görüş ve düşüncelerini aldı… Hadiselerin yaşandığı gece İstanbul’un çeşitli bölgelerinde sahada olan gönüldaşlarımızın zaman kaydı olmaksızın uzun uzun gözlem ve düşüncelerini aktardıkları bölümün ardından verilen kısa bir ara sonrası Genel Başkanımızın değerlendirmelerini dinleme fırsatı bulduk.
Herkesin ve her kesimin gördüğü üzere Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde Milletimizin “dış kaynaklı” olduğunu düşündüğü silahlı unsurlar karşısında ve bu İrade’nin önünde yer alan İBDA mensuplarının yaşanan hadiselerde oynadıkları stratejik role dikkat çeken Ali Osman Zor, bu tür hadiselerin Devrimci Hareketler’in imkân ve kabiliyetlerini test etme noktasında oynadığı role dikkat çekti… Bundan sonrası için yakın istikbâlde yaşanabilecek tarihî hadiselerde bir ve bütün hâlinde ve eşzamanlı refleks gösterilmesi hâlinde Millet’e önderlik eden güçlerin kemmiyet hesabına bakmaksızın zaferi elde edebilecekleri ve bütün hazırlıkların bu yönde yapılması gerektiği dile getirildi. ADIMLAR’ın yıllardır bu yönde yaptığı yayınlar çerçevesinde bazı hatırlatmalarda da bulunan Ali Osman Zor, artık “taşların yerinden oynadığı” bu zaman diliminde bütün gönüldaşlarımızın olağanüstü şartların gerektirdiği hazırlıklarını bir ân önce tamamlaması etrafında ihtarlarda bulundu.
Milletin ortaya koyduğu söz konusu karşı duruşunun dış saldırıya karşı gösterilen bir refleks olduğuna dikkat çeken Ali Osman Zor’un konuşması boyunca dikkat çektiği bazı hususlar:
65 yıldır devam eden Küçük Amerika Düzeni içerisinde geçmiş dönemlerde yığınlar bir-iki asker veya polisten korkarken, 15-16 Temmuz gecesi yaşanan hadiselerde tankların altına yatmalarına ve kurşunların üzerlerine doğru gitmelerindeki irade;
Asıl dikkat edilmesi gerekenini baştan sona İslâm Temelli olan bu direnişin ortaya çıkardığı kırılma olduğu;
İstanbul’u adeta tekbirlerle yeniden fetheden halkın kendisine önderlik edecek iktidara mensup bir teşkilatın olmadığını gördüğü;
Halkı küçümseyenleri, “bu millet adam olmaz” diyenleri panikleten bu durumun, asıl korku ve paniği Emperyalizme yaşattığı, bu sebeble Emperyalizmin bölgemizdeki işbirlikçilerinin şuan halkın ESAS DÜŞMANA karşı tepki göstermesini engellemek için gayret içinde oldukları;
Toplantımızın uzunca bir bölümünde, hadiseyi “ihtilalin oluş tekniği” çerçevesinde hem “darbeci”ler, hem iktidar, hem de halk ekseninde yaptığımız değerlendirmeler sırasında, mevcut tarafların fizikî ve ruhî durumları yanında imkân ve kabiliyetleri de ele alındı. Bu çerçevede “iktidar nasıl ele geçirilir?”, “nasıl korunur?”, “nasıl yıkılır?” gibi devrim teorisine giren meseleler de etraflıca konuşuldu.
Neticede; 25 Mart 2015 tarihinde ADIMLAR’a yapılan kahpe saldırı ile başlayan ve 15 Temmuz 2016 tarihinde adetâ bir vicdan patlaması hâlinde infilak eden bu HESAPLAŞMA Süreci’nin aynı zamanda ADALET’in tüm tarafların tatmin edilmesiyle sağlanacağı, Adalet’in Mutlak’a irca edileceği güne kadar süreceği;
Herkesi ve her kesimi kapsayacak şekilde devam eden bu süreçte, ne zaman ki tüm taraflar “tatmin” olur, o zaman adalet sağlanmış olur. Böylesi kuşatıcı ve bütün kesimlerin hakkını verici bir Adalet’in, ancak BİR Şahsiyet etrafında sağlanabileceği ve O’nun da tıpkı bir operatör neşteri gibi Adalet’in kılıcı olarak hayatı, mücadelesi ve ortaya koyduğu BÜTÜN FİKİR’iyle Salih MİRZABEYOĞLU olduğu gerçeği;
Dolayısıyla, bazen hâl diliyle, çoğu zaman açık açık her kesim tarafından ortaya konan temel ihtiyaç olarak BÜTÜNLEŞME adresinin İBDA olduğu;
Yaşanan bu hadiselerin ve ortaya konan Millî Direniş’in başta 25 yıldır bölgemizde Amerika’nın başını çektiği işgale ve 100 yıldır Anadolu’da “demokrasi” tiyatrosu içerisinde yürütülen BATICI politikalara karşı olduğunun tesbit edildiği sohbet sırasında, Millî İrade’nin biricik muradının Emperyalizme karşı olduğu vurgulanarak, kimsenin onun bunun siyasi ikbali veya mal varlığını korumak için ölmediği de dile getirildi.
İstanbul’un adetâ tekbirlerle yeniden fethinin yaşandığı bu sürecin, ancak, Millet’in gerçek Kumandan’ını bulmasıyla tamamlanacağı tekrar teşhis ve tesbit edildi.
Toplantıya yeni katılan gönüldaşlarımızın da iştirakinin ardından Mehdi gönüldaşımızın okumuş olduğu Kur’ân tilâveti sonrasında Şehîdimiz Halil KANTARCI ve onun şahsında bütün şehidlerimiz ve gazilerimiz için toplu duâda bulunuldu.
ADIMLAR Dergisi