KABA SOFTA VE HAM YOBAZ – 1
“Kaba Softa sanattan, Ham Yobaz da fikirden kaçar.”
KABA SOFTA
Kaba Softa, doğruya uygun davrandığını ve doğrudan taviz vermediğini sanır ama adı üstünde, herşeyi öyle bir kuru kaba oturtur ki, kabalığından geçilmez.
Fikri, bakışı, görüşü, yazısı, kelimeleri, cümleleri, çözümlemeleri, dili, diyalektiği, ahlâkı, imânı, ibâdeti, tavrı, şiiri, stratejisi, taktiği, giyimi, niyeti, fiziği, ruhu ve daha nice içe ve dışa yönelik hâlleri kabaca bir örtüye bürülü ve adına yakışır bir biçimde kabadır.
Kaba Softa güzelden nefret ettirici bir hava tüttürür etrafına. Öyle ki; nerde bir nezaket ve incelik, zariflik ve efendilik görse hasedinden çatlar. Hele bir mertlik oluversin çevresinde, kudururcasına örtmek, unutturmak ve karalamak, mühimsenmesine mani olmak için çırpınır. Çırpınırken tepinmeyi de ihmâl etmez.
Sanat, karanlıkta yaşadığı hayatının ve örümcek ağlarıyla kaplı beyninin ve gönlünün en dehşetli düşmanıdır. Kendi adına tesadüfen meydan gelen sanatvâri bir eserin bir işin varidatını senelerce yiyip tüketemez de, gerçek soydan bir sanat eseri ve sanatkârane oluş karşısında ölüm terleri dökecek kadar ürkekleşir, anlamaz, anlamadığı için kabul etmez, kendi varlığına tehlike görüp düşmanca hislerle yok etmek için didinir.
Sevdikleri şeyler de vardır tabi. Bu sevdiklerini, illâ ki çirkin yollarla sevmeye alışıktır ve böyle de sevdirmeye çalışır sevdiklerine, sevmediklerine ise anlatmaya.
Hantaldır. “Yaşam tarzı” onun putu olmuştur ve hâlinden gayet memnundur, ama her gerçek oluş gerektiren mevzuda olduğu gibi bu mevzuda da hâlinden memnun değilmiş taklidi yaparak nefsini yellemeye bayılır. “Olma”ya çalışmaz, ya olmuş görünür veya olmaya çalışıyor taklidi yapar. Nefs muhasebesi yapıyor görünürken bile yapılması gerekeni değil de kendi nefsine hoş geleni, nefsini teklif eder. Yapılması gereken üzerine haysiyetli bir muhasebeye girmez.
Kaba Softa için sevap, sadece yapmak istedikleri veya yapabildikleri, günâh ise yapmak istemedikleri veya yapamadıklarıdır. Yâni ister sevap, isterse günâh işlemek olsun, tamamen bir cimrilik ve uyanıklık içindedir.
Korkunç bir hakikat katili ve felaket tellâlıdır. Hakikatten bahsederken o derece kaptırır ki, kendi uydurduklarına inanmaya başlar ve başkalarının buna inanmalarını şart koşar. Eğer inanmayan olursa cehennemin baş köşesine oturtur. Felâketlere bayılır, çünkü çok imânlı olduğunu ve bunlardan ürkmediğini göstermekten büyük zevk duyar.
Riayetsizdir. Hiç bir sisteme, disipline, edebe, saygıya, hürmete yanaşmaz. Öyle görünmeye gayret etse de içini yer, tahammülsüzlüğü yüzüne vurur ve dışa doğru bu hâli anlaşılırken içe doğru da bunlardan kaçmanın hesabını güder.
Kuşku duymadığı hiçbir şey yoktur ve herşeyden nem kapar. Anlayışının kıtlılığını örtbas edebilmek uğruna kuşkulandığı meseleleri sanki hakikat avcılığı derdindeymiş havasında araştırıyormuş görünür, fakat asıl derdi ve bütün tasası kuşkularını gidermek değil, tek gayesi kuşkulanmasını devam ettirecek ve böylelikle sorumluluk yüklenmekten kurtulacağına dair ipuçları arayıp bulmaktır. Gerçekten inanmak için değil, inanmamak, bir disiplin ve nizama girmemek için şüphelerini besleyecek şeylerin arayışındadır hep. Zorda kalırsa kaçar, kaçabilmek için de yalan ve iftiraya başvurur bu yüzden. Aczini idrak ederek emaneti ehline teslim edeceği yerde ve böylece disipline girerek örgütlü mücadelede kaabiliyeti ve çapı derecesinde yer alacağı yerde hep âlâda görünmek istediğinden emir-komuta zincirine girmeyi reddeder. Topluluk hakikatinin düşmanıdır yani, dolayısıyla topluluk hakikatinin cem edicisi olan fert hakikatine.
Kibir en kıymetli hazinelerindendir. Onunla yatar, onunla oturur, onunla kalkar, onunla yürür, onunla konuşur. Bilmediği bir şey yoktur zannı içinde her mesele hakkında konuşmayı marifet diye pazarlar, yanlışlarını hiç üşenmeden, sıkılmadan, patlayıncaya ve gözleri baygınlaşana dek yoruluncaya kadar anlatır, ardından şuncacık bir muhasebe çilesine düşmeden bir kütük gibi uzanır yatağına ve gözlerini yumar yummaz mışıl mışıl uyur.
Kaba Softa’nın daha nice özellikleri var elbette, ama şimdilik bu kadarla yetinelim ve en azından “Kaba Softa” hakkında bir kaç noktaya değinmiş olalım.
Kaba Softa’lıktan ve bu gibilerden daima uzak kalmamız ve kabalaşmama duası ile ve bir dahaki sefere, yine kısaca, “Ham Yobaz”ın özelliklerinde buluşmak üzere sağlıcakla kalınız.
Nihan ÖZTÜRK – 22.12.2018
Not: Adımlar Yazarı Sayın Baki AYTEMİZ Bey’in geçen hafta kaleme aldığı “KABA SOFTA, HAM YOBAZI TANIMA KILAVUZU” makalesi vesile ve ilhâm kaynağı olmuştur. Kendisine kalbi teşekkürlerimi sunarım.