SARI YELEKLİLER DEVAM VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ

Bu cumarteside Sarı Yelekliler geçen haftaya nazaran gösterici sayıları biraz düşmüş olsa da İçişleri Bakanlığı’ndan verilen bilgiye göre yaklaşık 70 bin kişiyle Fransa genelinde yine sokaklardaydı.

France Info adlı haber ajansı, başkent Paris başta olmak üzere Nantes, güney batı Fransa’da Sarı Yelekliler’in kaleleri olarak bilinen Toulouse ve Bordeaux, güneyde Mondpellier ve Avignon, Batı Fransa ve Kuzey Fransa’nın Normandiya bölgesinde bulunan Evreux şehirlerinde yine sert çatışmaların yaşandığını, göstericiler ile güvenlik güçlerinden yaralananların olduğunu, Paris’te Jérôme Rodrigues adlı bir Sarı Yelekli liderinin ise gözünden ağır yaralandığını ve 22 Sarı Yelekli’nin tutuklandığını bildiriyor.

Paris’teki çatışmaların genellikle Bastille Meydanı’nda yaşanması dikkat çekiyor; Fransız İhtilâli sırasında isyancıların bastığı Bastille hapishanesi burada bulunuyor. Normandiya malûm, İkinci Dünya Savaşı sırasında, yani 1944 senesinin Haziran ve Eylül ayları arasında Amerikan ve İngiliz kuvvetlerinin Almanlara karşı ortak çıkarma harekâtını gerçekleştirdikleri Omaha Sahil’inin bulunduğu bölge.

Pazar günü ise “Foulards Rouges” (Kırmızı Şallılar) adı altında Fransız hükümetine yakın ve Macron hayranı on küsûr kişilik bir grup Sarı Yelekliler’e karşı bir gösteri düzenledi fakat sadece broşür dağıtıp dağıldı.

Yaptığı politik yayınlarla bilinen KenFM adlı Alman radyosu kendi internet sitesinde Ernst Wollf imzalı bir makale yayınladı. Buna göre Macron’un Fransa’da yaşanan Sarı Yelekliler protestolarının sadece ülke sınırları içerisinde değil, “eski” Fransız kolonisi 14 Afrika ülkelerine de sıçraması korkusuyla uykusuz kaldığını bildiriyor. Nedeni ise Fransa’nın hâlen yeraltı kaynaklarını sömürdüğü söylenebilecek 14 Afrika ülkesine 1945 yılında yapılan Bretton Woods Anlaşması ile CFA-Frangı (Colonies Françaises d’Afrique – Afrika Fransız Kolonileri Frangı) para birimini zorunlu tutuyor. 1998 yılına kadar Fransız Frangı’na bağlı olan bu hayâli para birimi piyasaya sürülmesiyle birlikte Euro para birimine bağlanıyor. Fransız emperyalizmi altında esir tutulan Afrika ülkeleri Benin, Burkina Faso, Gine, Bissau, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon kendi iç ticaretlerini Fransa’nın belirlediği değerdeki CFA-Frangı ile, dış ticaretlerini de Euro ile gerçekleştirmeleri mecburi tutuluyor. Bu ülkeler ayrıca döviz ve toplam altın rezervlerinin yarısını EZB’ye (Avrupa Merkez Bankası) yatırmak zorundalar. Böylelikle paraya sıkıştıkları zaman bu rezervlere dokunamadıkları gibi, CFA-Frangı kurlarını da kendileri değiştiremediğinden sürekli Fransa’dan kredi almaya mecbur kalıyor. Makale, bu sömürü ve zulüm düzeninin daha ne kadar sürebileceği sorusunu gündeme getiriyor…

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ

RT adlı beynelmilel çalışan yayın organından edindiğimiz bilgilere göre Fransız Cumhurbaşkanı Macron bir açıklama yaparak Venezüella’da seçilmiş Devlet Başkanı Maduro’ya karşı yapılan gösterileri iyi bulduğunu söyledi. Hemen ardından BM Güvenlik Konseyi toplanıp kendi kendini Venezüella’nın Başkanı ilan eden Amerikancı Juan Guaidós‘u tanınıp tanınmaması konusunu tartışmaya açtı ve BM sözcülüğünü üstlenen Almanya, Maduro’ya yeni bir seçime gidilmesi doğrultusunda bir ültimatom verildiğini, seçim gidilmezse muhalefet liderinin tanınacağını açıkladı. Bu açıklamaların ardından RT’de yapılan yorumlar, hem Macron’un hem de Birleşmiş Milletler’in iki yüzlü olduğu ve Avrupa Birliği ülkelerinin Amerika Birleşik Devletleri ne yaparsa aynısını yaptıklarına yönelik. “Venezüella’daki protestolar iyi, Fransa’dakiler kötü” başlığı altında verilen haberde ABD, AB ve BM’nin, Venezüella’da meşru hükümete karşı yapılan gayr meşru girişime destek vermelerinin kesinlikle kabul edilemez olduğu vurgulandı.