Selim GÜRSELGİL: HARUN AĞABEYİMİZ, FİTNENİN KARŞISINDA HEP DOĞRU TARAFTAYDI
25 Ocak 1991 “Şanlı Cuma” Çıkışı;
25 Ocak 2000 tarihinde Kumandanımız ve evlâtlarına karşı Metris’te gerçekleştirilen “Noel Baba” Saldırısı ve Sancar Kartal’ın şehâdeti;
Ve Mücadele Geleneğimizin taşıyıcılarından merhum Harun Yüksel’in vefât yıldönümü (30 Ocak 2018 ) vesilesiyle 27 Ocak 2019 tarihinde gerçekleşen programda, yazarlarımızdan sayın Selim GÜRSELGİL‘in yaptığı konuşmanın görüntülü kaydını ve metnini sunuyoruz.
ADIMLAR Fikir-Kültür-Siyaset Platformu
Herkese selâmlar, saygılar.
Ben kısa tutacağım, birkaç kelimeyle Harun Ağabey’den söz edeceğim.
Harun Ağabey’den, daha doğrusu Kumandan nasıl söz ediyordu, nasıl söz ederdi, ondan bahsetmek isteyeceğim.
Şimdi, Kumandan birçok yerde birçok vesileyle bahsediyor, biliyoruz. Ama özellikle Tilki Günlüğü’nde bir başlık altında bahseder; “İmânlı Ruhlar” başlığı altında Harun Ağabey’den bahseder. Harun Ağabey’in belki de en özel, en dolaysız tarifi, o başlık altındaki tariftir. Az önce Aydın gönüldaşımız okudu, Üstad’la tanışma vesilesindeki şeyi… Harun Ağabey bu davaya imân etmiş, az önce burada Ünsal hakkında söylediği gibi, bu davadan son nefesine kadar hiçbir şekilde ayrılmamış birisiydi.
Şimdi Harun Ağabey naif bir mizaçtır. Bizim onu tanıdığımız kadarıyla pek öyle kabadayı bir mizacı yoktu. Ama şu, o naif mizacını hiçbir zaman birtakım şeylerin, bazı yolların önüne atmadı, bazı şeyleri, kendi mizacıyla davayı yargılamadı. Meselâ bir yerde kılıç çekilmesi gerekiyorsa, Harun Ağabey, “hayır, çekilmemeli!” demedi. Hiçbir zaman ve her şeye bütün şartlara uyum sağladı. Biliyorsunuz işte, Baki’nin de bahsettiği 25 Ocak hadiselerinden sonra Harun Ağabey de tutuklandı, işkence gördü ve hapse girdi. Neler yaşadı… Davanın her yerinde, her ânında, sonuna kadar örnek bir şahsiyet olarak hayatını sürdürdü ve nihayet sonlandırdı.
Biz onu hep şey olarak gördük, Hz. Musa’nın yanındaki Hz. Harun gibi gördük. Yanına gittiğimizde, onunla görüşmeye baktığımızda, hep o gözle baktık. Onun sohbetinden, onunla olmaktan çok büyük keyif aldık. Ondan çok şey öğrendik. Bizim için sadece hayatıyla, duruşuyla değil, yazılarıyla, çalışmalarıyla da bir ekoldü, bir öğretmendi. Tabi bunları böyle yazılı hâlde ortaya koyarsak daha başka şeyler olur, daha derli toplu cümleler ortaya çıkabilir ama burada az çok mânâsını, bendeki mânâsını hissetirmeye çalışıyorum. Meselâ bu, “İmânlı Ruhlar” başlığı altındaki yönlerinden bir tanesi de, mesela Harun Ağabey işin başından beri buradaydı derken dava yolu zor ve çetindir, birçok yerde çatallaşır. O çatallaştığı yerde doğru istikamette olmak mühimdir. Harun Ağabey her seferinde, yol her çatallaştığında daima doğru yerde, doğru taraftaydı. Ve bu onun belki de en önemli, en mümtaz özelliklerinden bir tanesiydi. Harun Ağabey, işte davadan dönenler oldu, davada fitneler çıktı, bu yolda her şey olur, bunlar her davada olur. İslâm tarihinde de, Allah Resûlü’nün ortaya koyduğu mücadele içerisinde de bunlar olmuştu. Her yerde olur insanın tabiatı gereği… Harun ağabey buradaki her şeyde, hep en doğru tarafta olarak bizlere de, biz gençlere de yol gösterici oldu. Onun için özellikle bilinmesi, altı çizilmesi gereken bir yer olarak belirtmek istiyorum.
Ben tabi bundan başka şeylerden de bahsetmek istiyordum.
Şimdi, Ünsal Zor hakkında benim mesela çok daha fazla… Şimdi Harun Ağabey’i anarken, onu bir şehidimiz, dava büyüğümüz, önderimiz olarak anarken tabi burada 25 Ocak mânâsı içerisinde bütün şehidlerimizin de sözünü etmek gerekir. Özellikle bunlardan Ünsal Zor benim çok yakın olduğum, hatıralarımın pek çok olduğu bir isimdi. Ondan da söz etmek isterdim ama çok uzatmayacağım. Başka bir yere ayıralım onu. Zaten hepimiz az-çok biliyoruz. Çünkü benim Ünsal’la çok özel hatıralarım vardır. Ünsal, beni ele vermemek için kendini feda etmiştir. Onu kolay kolay kelime olarak konuşamam, yazarım belki daha sonra Allah nasip ederse, anlatmak istediğim bir isim.
Şimdilik bu, şunu söyleyeyim, şehidler için şöyle bir görüşüm var, hani ağaçtan en olgun meyvelerin düştüğü gibi, aramızdan en olgunları düşerler ve şehid olurlar. Bizler onları daima yol göstericiler olarak bilmek, anlamak, tanımak durumundayız.
Hepinize saygılar, selâmlar tekrar.