HİTLER’İN DOKTORU VE YENİ DÜNYA DÜZENİ

HİTLER’İN DOKTORU VE YENİ DÜNYA DÜZENİ

Oksijen, altın, gümüş, krom, nikel, magnezyum, arsenik, kalsiyum, fosfor, krom, çinko gibi 58 element bir insanın yapısında yaş ve yediklerine bağlı olarak değişkenlik gösteren oranlara sahiptir.

İnsan kimyasını oluşturan bu elementler ile evren arasında mevcut olan bağı inceleyen bilim dalına İslâm âleminde “El-Kimya” denilmiş, amacın “küçük âlemden” “büyük âleme” geçiş olduğunu söylemişlerdir. Ruhun yetkinlik kazanması için yani “altın” vasfına ulaşması için bu hikmetli yolda evvela “kimyacının” yürümesi gerekmektedir. Tabiat ve evren arasındaki ilişkinin inceliklerini öğrenen “kimyacı” aynı zamanda bir doktordur da.

Henüz yeni keşfedilen nötron yıldızı ve insan endoplazmik retukulumu arasındaki benzerlik İslâm’ın bâtın yolunun yürütücüsü ilm-i kimya mütehassısları tarafından yüzyıllardır bilinir ve birçok insan bu bilgi ile yetiştirilmiştir.

Eski Grek ve Mısır metinlerinde bazen felsefe bazen din haline alan kimyanın Batı’ya “simya” olarak geçmesi süreci içinde kimya “büyücülük” seviyesine indirgenerek bazı Peygamberlere “büyücü” demeye kadar gidilecektir.

Eski metinlerde “tanrı” kavramı üzerinden insan zihnine üflenen ve bazı elementlerden “altın” yaratıldığı, tanrıların başka gezegenlerden geldiği hikâyeleri ile “Tanrı”cılık oynayanlar bugün işi kimya, fizik, metafizik üçlemesi ile tıpı da yanına alarak “Öjenist” düşünceye doğru götürmekte “Modern Büyücülük” yapmaktadırlar.

“Saf kan ırk” yaratma düşüncesi veya felsefesi etrafında “sağlıklı insanlar” “sağlıksız insanlar” ayrımına inanan “öjenikler” bedensel olarak görünümlerinden ötürü bazı insanların yaşama hakkı olmadığına inanmış, bu inanış daha sonra zengin fakir ayrımına kadar indirgenerek fakirlerin yaşama hakkı olmadığı inancına dönüşmüştür.

Charles Darwin’in akrabası olan Francis Galton’un başlattığı bu akım, “insanların” genetik açıdan kontrol altında tutulup ayıklanarak ıslah edilmesini öngörüyordu.

Öjenik Alman bilim adamı ünlü biyolog Ernst Haeckel’in saf Alman ırkı projesini Hitler benimseyerek çeşitli programlar başlattı.

Antropolog Joseph Mengele, namı değer “Ölüm Meleği” binlerce insan üzerinde deney yaptıktan sonra kimyasal gaz kullanarak büyük bir katliam yaptı.

Afrika’da virüs ve insan kanı numuneleri toplayan Mengele, insan kanlarının farklılıklarını araştırıyordu. Bu araştırmaların sonucunda ırka özel veba (salgın) oluşturmayı başaran Mengele CİA’ye bağlı olmak koşulu ile yeni bir kimlik alarak “insan üzerinde deney yapmak” ve savaş suçlusu olarak yargılanmaktan kurtuldu.

Karl Brandt, Hitler’in doktoru ve en yakın halkanın bir üyesiydi. T-4 Ötenazi programının başına getirildi. “Nazi Partisi”nin parti programının uygulanbilir ve gelişmesine yardımcı olan faktörlerden bir olarak uygulanan T-4 programı, “Irk hijyeni” sağlamayı ve toplumu engellilerden temizleyerek “çürük elementlerden” arınmış bir toplum inşaası hedefliyordu. 1939’da başlayan program 1945 yılına Nazi Partisi dağılana kadar devam etti.

ABD’de ortaya çıkan ve Avrupa’ya yayılan “öjenik” düşünce, devlet hukukuna kadar girmiş, İsveç ve İsviçre’de 1931-1975 yılları arasında 63.000 kişinin T-4 programları kapsamında öldürülmesine neden olmuştu.

Hitler’e göre, “Savaş, zaman içinde iyileşmeleri mümkün olmayan insanların ortadan kaldırılması için en uygun zaman”dı. Binlerce doktorun işbirliği ile insanların hastanelerdeki dosyaları incelenerek akıl sağlığı ve fiziksel bozukluğa sahip insanlar belirlenerek T-4 programı kapsamında öldürüldü. Doktorlar öldürme eyleminin gözetim sorumluluğunu da üzerlerine alarak öldürülecek binlerce insanı Almanya ve Avusturya’da ki özel gaz odalarına gönderdiler. Küçük çocuklar ve bebekler ise aşı ile yüksek doz öldürücü sıvılar enjekte edilerek katledildi.

1939 yılında, Nazi’lerin “yaşama hakkı” sunmadığı insanlar için, doktorlara, hastanelerde bakım yapılmaması ve hastaların aç bırakılması emri verilmişti. Tedavisi ihmal edilen birçok insan daha sonra danışma grubu tarafından seçilerek gaz odalarına gönderiliyor ya da zehirli iğne ile öldürülüyorlardı. 1941 yılına kadar bu yolla 70 bin insan katledildi.

Bugüne kadar “bilim” adına “bilim adamlarının” gerçekleştirdiği deneyler sonucunda ölen binlerce insan bu acımasız deneylerin kurbanları oldular.

Bender’in deneylerinde çocukların beynine elektrik verilip üzerlerinde LSD deneyleri yapılması,

Guantanamo’da 1300 mahkuma frengi deneyi kapsamında frengi hastalığı bulaştırılması,

Doktor Cotton’un, zihinsel hastalıkların iç organların alınmasına bağlı olarak iyileşeceğine yönelik tezini doğrulamak maksadıyla gerçekleştirdiği deneylerde i insanların ölmesi,

2. Dünya Savaşı’nda Jopanların esir aldığı Çin askerleri üzerinde hastalıklara karşı yaptıkları kimyasal deneyler,

Charles Hoflin’in, 22 hemşire üzerinde itaat deneyi esnasında hastalara öldürücü dozda ilaç vermelerini söylemesi, 21 hemşirenin itaat etmesi,

Mengele’nin ikiz çocuklar üzerinde yaptığı deneyler,

CIA’nin MK Ultra Projesi de dahil zihin kontrol deneyleri ki kimileri hâlen devam etmekte,

Engelli, yaşlı, bebek; kısaca “çürük” kabul edilen binlerce insanın hastane personelleri tarafından fişlenerek önce 3 yaşından küçük sonra 17 yaşına kadar olanların imha edilmesine yönelik uygulanan programlarda yer alan personellerin tamamının özel bir madde ile korunmaya alınması…vb gibi çalışmalar göz önünde dururken, günümüzde yaşadığımız salgına da şüphe ile bakmakta haklıyız.

Nazi Partisi mensubu gibi davranan, itaat etmeyenleri ihanetle suçlayan “bilim adamları”, her gün yayınlanan “tedbir” adı altında uygulanan programlar ve yine bu programları uygulayan Hoflin’in hemşireleri gibi davranan “itaatkâr” doktorlar, bütün insanlığı karşılarına almış durumdalar.

Hangi düşünce, inanç veya gruptan olursanız olun, onlar için sadece “temizlenmesi” gereken bir varlık olarak, kendisi gibi “düşünmeyen” ve bu yüzden de öldürülmesi gerekenler arasındasınız.

Öjenik ruh hastalarına itaat eden sistemin içindeki ruh hastalarına, “insanlık” henüz son sözünü söylemedi…

“Son söz”e kadar;

YAŞAMAYA bakın !

Ahmet Faruk Özyiğit

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: