KÖLE AHLÂKINA DÜÇAR EDİLEN MİLLET

Ayhan SÖNMEZ

Köle ahlâkı, Eski Ahit – Çıkış’ da tasvir edilmiştir:

-“Keşke Rab bizi Mısır’dayken öldürseydi, dediler. Hiç değilse orada et kazanlarının başına oturur, doyasıya yerdik. Ama siz bütün topluluğu açlıktan öldürmek için bizi bu çöle getirdiniz.”

Mâneviyatı fakirleşmış, yalnızca maddî taleplerden ibaret bir halkın idareciler karşısında hiçbir caydırıcılığı, tehdit ediciliği kalmamıştır. Tek başına refah beklentisi kölenin arzusudur.

“İslâm zıt kutuplar arası muvazenenin üstün nizamıdır!..” der Şehid Kumandan Mirzabeyoğlu.

Maddiyat ve mâneviyat, bunlardan birinin gerçekleşmesi diğerinin, yani zıddının olmayışına bağlı değildir. Maddiyatını, mâneviyatı yahut ideolojisinin başarısı karşılığında önemsemeyen de mâneviyatı üzerinden köleleştirilmeye açıktır; mânevî değerleri üzerinden yönetenlerce manipülasyona, istismara uğrar. Sırf maddî talepler de, var olma isteğini çabuk yitiren, hızla yozlaşan toplumlar üretir.

İmkânların iyileşmesi, karnın tok, sırtın pek olması elbet olması gerekendir. “Fakirlik handiyse küfür olayazacaktı” diyen Peygamber Efendimiz’in öğüdüyle insanı yokluğun da ahlâksızlaştırdığını bilmek gerekir. Mesele, daha çok, yokluğun ve çekilenin ne için olduğuyla ilgilidir.

Mâneviyatını ve dinini iktidara tevdi etmiş ve kendisine verilmesi gerekeni, hakkı olanı maddeyle sınırlandırmış bir halk, silâhını bırakmış demektir. Zira, insana insanlığını veren cüzlerden en mühimini, öngörülemez, hesaplanamaz saklı gücünü, yönetenler üzerindeki ihtar edici tarafını terketmiş olur. Din, ictimaî varlığını, toplumdaki gücünü kaybettiğinde daha da istismara alet edilen olur.

Köpek Kalbi’nde Bulgakov’un işlediği ana tema budur. İktidarın kendi rejimini dayatması için, meşruiyetini temin için refahın, konforun, hayat standartlarının artması gerekir. İnsan ve toplum maddiyata boğulmalıdır. Karnı doyan sadık köpek olur, sadık köpek havlamaz, ısırmaz, şişmanlar ve tembelleşir.

Her refah yozlaşmış tamahkârlarını üretir; AKP’yle birlikte gelen görece refah gibi. Evet bu yüzden, AKP kendisinden talep edilen maddiyat ve kendisine tevdi edilen mâneviyatla ilgilidir.

“Köpek Kalbi”ndeki Şarikov isimli köpeği şöyle konuşturur yazar: “Alıştım bir kere. Ben bey köpeğiyim. Entelektüel bir varlığım. En mükemmel hayatın tadına baktım artık. Nedir ki özgürlük? Duman, serap, kurgu…”

Yöneten için maddî varlığından başka varlığı, maddî ihtiyacından başka ihtiyacı kalmamış bir halk vergiden ibarettir. İktidarın nüfûzu zenginliği ölçüsünde ise, halk daha da fakirleştirilecektir. Fakirleştikçe isyankâr olmayacak; bilakis daha da muhafazakârlaşacaktır. Alıştığının kırıntısından da olmamak için, “zincirlerinden başka” pek çok başka bağışlanmış metasına sahip çıkabilmek için daha da itaatkâr olacaktır.

İnsana insanlığını veren hiçbir cüz tek başına yek diğeri olmaksızın var değildir ve idealize edilmemelidir. İnsanın insanlığı maddi manevi bütün cüzleriyle mümkündür. İnsana insanlığını veren, hürriyetini amaç edinen unsurlar bir başına kötü değildir

Bugün halkın her zamankinden daha fazla mâneviyata ihtiyacı vardır. Onda mâneviyatı arzulamayan, küresel emperyalist güçler ve yerli uzantıları ile bütün zorbalar karşısında.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: