25 OCAK VE MÜCADELE TARİHİNE BAKIŞ

Alâaddin Bâki AYTEMİZ

Bugün 25 Ocak…

25 Ocak’ın mücadele tarihimizde apayrı bir yeri var. Hem de tek bir sefer değil…

25 Ocak 2000, Metris Cezaevi’ne yapılan ve NATO’cu, laik, ve Kemalist görünümlü küfür rejiminin Noel Baba adını verdiği saldırının tarihi. Aynı zamanda Sancar Kartal’ın da şehid olduğu tarih.

Biraz geriye gidersek, 5-7 Ocak 2000 ise Bandırma Cezaevi’ne yapılan saldırının tarihi. Orada da Hasan Meriç şehid olmuştu.

Bundan biraz daha geriye, 5 Aralık 1999’a gidelim… Metris’e yapılan ilk saldırının ve İslâm tarihinde kazanılmış en kıymetli zaferlerden birinin tarihi. Malûmdur ki, nasıl hiçbir savaş Bedir’in seviyesine erişemezse, çağdaş dönemde 5 Aralık zaferinin seviyesi de eşsizdir. Ve 5-7 Ocak Bandırma ile 25 Ocak Noel Baba saldırısı, esas itibariyle 5 Aralık’ın tafsilinden başka bir şey değildir.

25 Ocak Noel Baba saldırısını anlamak için, 5 Aralık’a gitmek gerekir. 5 Aralık zaferini anlamak için, Kumandan’ın yakalanıp Metris’e getirilişine, oradan 28 Şubat’a, oradan 90’lara, İbda’nın kuruluşu derken Büyük Doğu mücadelesine… Efendi Hazretleri’nin 1919’da Anadolu’da başlayan Millî Mücadele’ye verdiği desteğe… Ve hatta, Batı’da yükselen modernite ve emperyalizm çığırı altında İslâm coğrafyası lime lime edilmeye başlanmışken, talebelerine, “size ilmi siyaseti öğreteceğim” diyerek, nur talebelerini dört bir bucağa fışkırtan ve gittikleri yerde emperyalizme karşı mücadelenin bayraktarlığını yaparak, Nakşibendiyye’nin nasıl çağın gereklerine göre tavır aldığının ispatçısı olan ve Efendi Hazretleri’nin de bağlı olduğu tarikatın kol başlarından Mevlana Halid El Bağdadî hazretlerine…

Kısacası 25 Ocak’ta cereyan eden çatışmanın kökleri, daha da geriye doğru Allah Resûlü ve oradan da ta Kabil-Habil mücadelesine kadar götürülebilirse de biz esas olarak öncelikle Mevlana Halid Hazretlerinin siyaset ilmini öğrettiği talebelerini emperyalizme karşı durmak üzere vazifelendirmesine, O’nun talebelerinin talebelerinden olarak Efendi Hazretlerinin 1919’da Anadolu’daki Millî Mücadele’ye destek oluşuna kadar gitmemiz gerekir. Zaten Kumandan Mirzabeyoğlu da İbda tarihini, Efendi Hazretleri’nin Millî Mücadele’ye verdiği destekle başladığını vurgulamaz mı?

İbda mücadelesi, emperyalizme karşı bir mücadele olması hasebiyle, 25 Ocak da bunun bir parçasından ibarettir.

Ve, unutulan, unutturulan bir başka 25 Ocak… 25 Ocak 1990… Bu tarih, İbda mücadelesi içinde ateşin yakıldığı ilk olarak başka bir efsanedir ve bu efsanede başrol, bizzat Kumandan’ın emir ve direktifleri ile Adımlar liderliğine, Ali Osman Zor’a ait olması hasebiyle, özellikle dile alınmamaya çalışılmaktadır…

Geçtiğimiz 5 Aralık tarihinde, Adımlar’ın İstanbul Merkez Bürosu’nda yapılan toplantıya, Maraş İbdacıları olarak internet üzerinden görüntülü arama ile iştirak edip, yurt içi ve yurt dışından bizim gibi katılan diğer gönüldaşlarla uzun uzun değerlendirmelerde bulunduktan sonra, bu konuda yazılması gerektiği üzerinde mutabakata varmıştık. İhmalkârlık, şu, bu derken bir tülü yazmak nasip olmadı… Bugün 25 Ocak olması hasebiyle yazılanlara baktığımda, 25 Ocak’ın mânâsının doğru anlaşılması için doğru anlatılması gerektiğine bir kez daha ikna olunca, bu yazıya başlamak da zaruret oldu. Uzun uzadıya bir yazı olmasındansa, kısa kısa sohbetler şeklinde değerlendirmeler, hem okuyucuyu yormaz hem de yazana kolaylık olur.

Bu satırları girizgâh kabul ediniz…

Selâm başta Kumandan’a, Sancar’a, Hasan’a, Ünsal’a, Cahid’e ve adını anamadığımız diğer şehid ve ahirete intikal etmiş olan gazilerimize…

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: