1444 REGAİB KANDİLİ…

Faik IŞIK

Hicri aylardan Recep ayının ilk Cuma gecesi -Perşembeyi Cuma’ya bağlayan gece- Regaib gecesidir.

Regâib, Arapça bir kelime olup “reğa-be” kökünden gelmektedir. “Reğa-be”, kelime olarak, herhangi bir şeyi isteme, rağbet etme, taleb etme, arzulama, ona meyletme ve onu elde geçirmek üzere çaba sarf etme mânâsına delalet eder. “Reğîb” kelimesi, “reğabe”‘den türemiş isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Kelimenin müennesi “reğîbe” olup, “reğîbe”nin çoğulu da “reğâib”dir. Lisânımıza “regaib” olarak geçmiştir.

Allah’ın rağbeti her şey ve herkesinkinden daha şiddetlidir. Allah, bu gecede kullarına ihsan etmeye rağbet eder. “Regaib” kelimesinin çoğul oluşu, bu ihsanın çokluğuna delalet eder ki, Allah’ın hazinesindeki ihsanın çokluğunun sonu yoktur.

Recep Ayı için Receb-ül esabb denmiştir ki; Allah’ın rahmetinin coşkunlukla, bir çağlayan gibi kullarının üzerine dökülmesi demektir.

Sabbe, Arapçada dökmek demek… Nehrin dağlardan çağlayarak döküldüğü yere münsab derler.

Allah, kulunun zannı içindedir ve kulunun rağbeti ile o da kuluna karşılık verecektir.

Denmiştir ki, Receb ayı ekim, ekme, ziraat ayıdır. Bir tarlaya ekin ekercesine, hayırlı işlerin ekimi bu ayda yapılır. Şaban bakım ayıdır. Ramazan ekinin biçileceği, mahsûlün devşirildiği aydır.

Receb Ayı ve Regaib Gecesi ile ilgili Hadis-i Şerifler:

Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder. (Gunye)

Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir. (Miftah-ül-cenne)

Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır. (Ebu Yala)

Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geriye çevrilmez. Recebin ilk (Cuma) gecesi, Şabanın ortasında bulunan gece, Cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir. (Beyhakî, Sünen, Şuabül-İman, 3/342)

“Receb-i Şerîf’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.” buyuruyorlar. (Camiu-s Sağir)

İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri: “Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu hiç oruç tutmayacak zannederdik.” buyurmuştur. (Müslim)

Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye’l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır.” (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)

“Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)

Yine mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik (r.a.)’dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: “Allahım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)

Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. (Taberânî)

Hz. Aişe (r.a.) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, “Ameller Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizî)

*

Bu gecede biz, İslâm ihtilâl ve inkılâbına olan rağbet ve gayretimizi artırmasını Allah’tan dileyelim.

Tüm dünyanın “Yaşanmaya Değer Hayat” özlemiyle kıvrandığı, sancılandığı, maddî ve manevî hastalıkların tesiriyle raşeler içinde kendinden geçer gibi olduğu, her bir haksız savaş daha büyük savaşlara kapı açarken, masumların kanının emperyalistlerin hevesi doğrultusunda sebil gibi akıtıldığı ve bütün bunlara çözüm bulması beklenen Anadolu’nun ne yapacağını bilmez şekilde bir oraya bir buraya başını vura vura başındaki başsızlığı ortaya koyduğu bu vasatta;

1444 Üç Aylar ve Regaib Kandili‘ni, bütün bu dertlerimize derman olacak bir şuur inkılâbına yol açması duasıyla selâmlıyoruz!

Allah Azîmüşan’ın rağbet ettiği ve rağbet edilmesini dilediği bu gecede, bizler de İslâm ihtilâl ve inkılâbının gerçekleşmesine olan inancımızla, rağbetin dilendiği bu gece hürmetine rağbet edicilerin en yücesi olan Allah’tan, başta ŞEHİD Kumandanımız’ın muradı olmak üzere tüm Müslümanların ve gönüldaşlarımızın ümit ve dualarına rağbet ve ihsanını dileriz.

İslâm bütünlüğünün tesisi yolunda savaşan bütün mücahidlere zaferler getirmesi;

İşgâlci ve işbirlikçileri olan bozguncuların zelil kılınması;

Bu uğurda, bütün inanan vatan evlâtlarının omuz omuza vermesine vesile olması duâsıyla;

Ya Rab; sen bizleri İslâm ihtilâl ve inkılâbının madde ve mânâ şartlarına erdir!

Sen bizi, İslâm ihtilâl ve inkılâbını gerçekleştirmeye vesile kıl!

Başta Kumandanımız’a yapılan TELEGRAM işkencesi ve suikasti ile şehid edilmesi olmak üzere, Müslümanlara ve tüm insanlığa yapılan zulüm ve işkenceleri bitirip, düşmanlarından intikam almayı bizlere nasip eyle.

Sen bize şehidlik şuuru ver ve o hâl üzere ölümü nasip eyle!

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: