DEPREM VE HALİFE İNSAN
Selim GÜRSELGİL
Bu deprem ve etrafında yaşananlardan ilk çıkaracağımız sonuç: Bu millet, zorluk karşısında nasıl büyüdüğünü, nasıl güzelleştiğini gösterdi. Ruhunda, ruhunun derinliklerinde yatan cevherle Anadolu, istikbâlimizin hâlâ en önemli teminatidir.
Tabiî ki aramızda soysuzlar vardır.
Ama onlar hep vardı. Dün, istidadımızdaki en yükseklere çıkarken de vardılar. Yeni ortaya çıkmadılar. Bugün belki biraz daha çoklar. Günlük hayatımızda göstere göstere hüküm sürüyorlar. Dün mağluptular, bugün galipler; ama deprem etrafında gördük ki, bu topraklarda onları bekleyen akıbet yamandır.
İkinci olarak tabiî ki yönetim zaaflarını konuşmalıyız. Bu korkunç tablo nasıl ortaya çıktı? Şimdi iki müteahhiti tutuklayınca sorumluların yakasına yapışmış mı olacağız? Ben bu sorulara cevap vermeyeceğim. Burada birtakım ruh hastalarının pusuya yatmış ve gak diyeni yetkililere şikâyet etmesinden değil. Geçmişten bu yana yeterince konuştuğum, daha doğrusu yeterince konuşulduğu için. Artik bir şey söylenecek zaman değil.
Adımlar’da 2017’de Baki Aytemiz’in beklenen Maraş depremi hakkında yazdıklarını okudunuz değil mi?
Dün Maraşlının durumu neyse, bugün İstanbullunun durumu o. İnsanlar, evlerinin en küçük sallantıda başlarına yıkılacağını biliyorlar. Ama imkânları olmadığı için evlerini yenileyemiyor ve değiştiremiyorlar. Korkunç bir tevekkülle başlarına gelmesi kaçınılmaz olanı bekliyorlar.
Bu son derece trajik bir tablodur. Trajik kelimesinin felsefî anlamıyla, bir o kadar asil bir tablodur. Fakat deprem olmadan önce halk arasında yaşanmakta olan bu trajik asaleti kimse görmemektedir. İhtimal iş işten geçtikten sonra görecekler. Ama yine kendilerinden şikâyet hakkı tanımadan, en küçük hâlinden sızlananı “vatan haini” diye cellâtların önüne atmak için pusuya yatacaklar.
Üstad, Cihan Harbinden bahsederken, milletin korkunç şartlara katlanmaktaki asaletini bir müddet tasvir ettikten sonra, “bu milletin tek suçu bu şartlara tahammül etmesi, isyan etmemesidir” der. İngilizler de bu korkunç tahammülü görür ve “Türkler, deve tabiatında, isyan etmesini bilmeyen kimselerdir” diye alay ederler. Bu millet böyledir.
Gelgelelim, bir afet evvelinde, eğer ülkenin zenginleri paçayı kurtarma ümidi içinde, yoksulları Allah’tan başka sığınacak kimse bulamamanın huzursuzluğundaysalar, o ülkede eleştirilmesi gereken bir şeyler vardır; sosyal adaleti sağlamakla mükellef mekanizma iyi çalışmamaktadır.
Hâlbuki Allah, insanı halife olarak yaratmasının hikmetini “ne yapacağınızı görmek için” diye açıklar. Halife, seçme yapabilen, karar alabilen, otonom demektir. Bu yüzden insan, hayvanlardan farklı olarak, yapıp etmelerinden sorumludur. Hesap vardır.
Ne denir ki? “7.7 yetmedi mi?”
15 Şubat 2023