AYDINLAR SINIFI VE SERDAR AKİNAN’IN GÖZALTINA ALINMASI
Şevket KORAY
Hangi ideolojiden olursa olsun, onurlu insanların yaşadıkları ortak problemler vardır. İnsan ruhunu köleleştirmek isteyen düzen sahipleri; dik duruşlu, ilkeli, fedakâr insanlardan nefret eder. Sistem bir meritokrasi değildir. Liyakati öncelemez. O halde bu aydın düşmanı bir sistemdir. Bugün nasıl Fransız sokaklarında eylem yapan göstericiler kendilerini bir demokrasinin içinde hissetmiyorlarsa, giderek verdikleri oyların sorunlarını çözmediğini fark eden kitleler dünyanın her yerinde seslerini yükseltiyor. Çünkü bilhassa Batı dünyasında demokrasiler giderek oligarşik bir biçime evriliyor.
Sartre’ın “Aydınlar Üzerine” adıyla Türkçeye çevrilen ve konferanslarını içeren önemli eserinde belirttiği gibi aydınlar mülkiyete sahip olmayan insanlardır. Raymond Aron’un “Sınıf Mücadelesi” eserinde de Sovyet sosyologlarına atıfla söylenilen aydınların (SSCB toplumunda) “bir sınıftan ziyade statü” oluşturduğudur. Bu, Marksizmin sınıf tanımıyla ilgilidir. Büyük Doğu-İbda dünya görüşünde ise aydın tarihin öznesi olan sınıfıtır. Bu çağın ideal rejimi, aydınlardan oluşan bir aristokrasidir. Bu aynı zamanda siyaset ile özel mülkiyet arasındaki ilişkinin radikal bir biçimde değiştirildiği kapitalist olmayan bir sistem teklifini ifade eder. Burada özel mülkiyetin iktidarı ortadan kaldırıldığında aydını serveti yönünden tahlil etmenin bir anlamı da kalmaz. Ama belirtelim ki, bir yandan ücretsiz kaliteli eğitim eliyle bu sınıf herkese açık olacak ve bu yolla sistemin bir oligarşiye ya da kast sistemine dönüşmesi engellenecek, diğer yandan da aydınlar bugünkü gibi sefalete mahkûm edilmeyecektir.
O hâlde, özetle, demokrasilerin güç kaybettiği bu dönemde iki rakip sistem teklifi vardır. Birincisi sömürenlerin oligarşisi, ikinicisi aydınların aristokrasisi. Bugün güç, bilgiyi üreten emekçilerin değil, bu bilgiyi patentleyen sermayenin elindedir. Gazeteci değil, medya patronu güçlüdür. Bu aydınlar aristokrasisi fikrinden uzaklaşmanın ve oligarşi fikrine doğru yakınlaşmanın tabiî bir neticesidir. Aydın fikri üretir ama yayınevleri, televizyonlar gazeteler, sinema salonları ve sosyal medya platformları patrona aittir. Hatta patron neredeyse billboardlar aracılığıyla sokakları bile satın almıştır denilebilir. Sokaklarda patronlar hariç ilân yapıştırmak yasaktır. Sartre’ın belirttiği gibi aydın mülksüzdür, düşük bir gelire sahiptir ve aydın, sisteme karşı faaliyet gösteren kişi olma özelliği ile diğer analitik bilgi uzmanlarından ayrılır. Paranın putlaştırıldığı bir toplumda aydın olmak zordur. Oligark, aydının amansız düşmanıdır.
Serdar Akinan’ın hayatı boyunca yaşadığı çile bizim tarih görüşümüzle büyük ölçüde paraleldir. Hiç kimsenin haber yapamadığı kişiyi kendi programına davet eden ve onunla röportaj yaptıktan sonra gözaltına alınan bir gazeteciye yapılan hakaretler insanın adalet duygusunu incitiyor.
Özellikle, bilgisayarına el konulması noktasında da bir iki kelime etmeliyiz. Her şeyden önce Serdar Akinan’ın “harddiski alın bilgisayarı ve telefonu teslim edin” talebi, son derece haklıdır. Bilgisayarın harddisk dışındaki herhangi bir parçasının yargılama süreciyle ilgisi yoktur. Bu parçalara neden el konulduğu Akinan ve avukatlarına açıklanmalıdır. İkinci olarak, Serdar Akinan, şerefiyle yaşayan milyarlarca insan gibi, bu elektronik eşyaları almakta güçlük çekmektedir. Üstelik ona karşı uygulanan güçlü sermaye ambargosu hayatını zorlaştırmışken, laptop almakta zorlanmasına şaşırmıyoruz. Bizce aksine mevcut döviz kuru ve vergi yükü altında laptop almanın kolay olduğunu düşünenlere dikkat etmek gerekir. Üçüncü olarak, bir sosyolojik realite olarak, bugün dünyada pek çok aydının (aralarında zengin ve güçlü ailelerde yetişenler de vardır) faturalarını bile ödemekte zorlandığını söylemeliyiz. Dördüncüsü peygamber efendimiz yoksulluğu ile iftihar etmiştir. Yoksul olmak değil, beytülmalı yağmalamak utanç vericidir. “Beytülmalden bir hırka çalan”ın savaşta ölse bile şehit olmayacağı bize bildirilmiştir.
Bu durumda Akinan’ın gazetecilik faaliyeti için laptop temin etmeye çalışmasıyla alay etmek, ahlâksızlıktır. Hayatı boyunca insanlık için hiçbir mücadeleye katılmamış oportünist tiplerin Akinan’dan nefret etmesi bizi şaşırtmıyor.
Biz Serdar Akinan’a büyük haksızlıklar yapıldığı kanaatindeyiz. Haksızlıkların karşısında durmaya ve her kesimden samimi insanları desteklemeye devam edeceğiz.