PUTİN’İN İMPARATORLUK İNŞASI

Suat KÜRŞAT

Adımlar olarak yazar ve okuyucularımızla meseleleri tartıştığımız, konuştuğumuz, hasbihal ettiğimiz bir vatsap grubumuz var. O grupta dün Rusya üzerine hararetli bir sohbet yaşandı. Yazarımız Suat Kürşat, Rusya üzerine yapmış olduğu okumalar çerçevesinde, kapakta görülen 3 kitap özelinde kimi bilgiler aktardı, fikirlerini paylaştı. Süleyman Turan gönüldaşımız sorularıyla dahil oldu. Yazılanların orada kalmasına gönlümüz razı olmadığından sizlerle de paylaşıyoruz.

Öncelikle Eski Rusya Başbakanı Yevgeni Primakov: “Sovyet zamanında müslümanlar diğer din mensupları ile birlikte, ayrımcılığa maruz kaldılar…”

Putin dönemi Rus siyasetinin federasyon içindeki çeşitliliğe yönelik ayrımcılıkları kabul ve bu kabul ile beraber onarmaya yönelik olduğunu görüyoruz. Primakov, Putin öncesi Rus siyasetinin içinde bir isim. Sovyet sonrası Rusya’nın idarecilerinden. Bu ismin deneyim ve tespitlerinden Putin yönetimi de faydalandı, faydalanıyor. “1917’ye kadar Rus imparatorluğu topraklarında yaklaşık 30 bin cami vardı. 1980’de rsfsc bakanlar kurulu dinî kuruluşlar bölüm başkanı G. Mihaylov’un ifadesine göre Rusya topraklarında 335 mollanın faaliyet izni vardı, 1245 kişi ise kayıtsız olarak imamlık yapıyordu.” Putin’in 1917 vurgusunu hatırlatayım… Bu vurgu sadece kaos ve iç savaş düzleminde değil Müslümanlar ile beraber yaşama ve birlikte var olma iradesi olarak da okunmalı. Putin de Primakov gibi Sovyet dönemi yapılan hataları kabul ediyor ve onarmak için gerekeni yapıyor. Bu, tam olarak bir imparatorluk aklıdır.

Burada bu “imparatorluk aklı” derken Kissinger’den bir not düşmek isterim… “Soğuk savaşın bitmesi, uluslararası çevreyi Amerika’nın imajına göre yeniden oluşturma yönünde daha da büyük bir heves yarattı.” İmparatorluk aklı ile kast ettiğim tam olarak bu imajın karşısında konumlanan bir akıl. Emperyal mânâda değil, bilâkis birlikte yaşamak mânâsında bir kullanım! Dün yaşadığımız hadiseye de bu açıdan biraz bakmak lâzım! Putin, Amerikan imajına uymuyor! Amerikan imajında doğuya biçilmiş role! Sadece uymuyor değil aslında, kendi içinde bu imaja uygun hareket edeceklere de müsaade etmiyor! Savunma bakanını, genelkurmay başkanını Rus olmayan unsurlardan tercih edebiliyor! Kadirov (ki burada konumuz sevip sevmemek değil!) gibi aktörleri ön plâna çıkarabiliyor ve ortak bir hareket sahası oluşturabiliyor!

Putin’in Wagner karşısında geri adım atmamasını, bir Rus milliyetçiliğine pirim vermemek olarak da okumak da mümkün değil mi?

Nursultan Nazarbayev’in Avrasya Misyonu’nda Aleksander Dugin’in, “Putin ve Nazarbayev’in Avrasyacı pozisyonunda durdukları ve Avrasya yolunda ilerledikleri her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Bu yolda tek başına ilerlemek olanaksız, çünkü burada değişik ülkelerin, halkların, kültürlerin, ekonomilerin, sosyal sistemlerin birbiriyle yakınlaşması söz konusudur.” tespitininde dün ki hadiseye Putin’in bakışını da görebiliriz!

Bu çeşitlilik içerisinde sorunların ne şekilde çözüleceği!

Putin, Rus olduğu gerekçesiyle Wagner için tırnak içinde pozitif ayrımcılık yapmış mıdır?

Dün biz bunu gördük aslında. Putin, bu çeşitliliği koruma konusunda samimi!

Dolayısıyla, kendi içindeki çeşitliliğin haklarına riayet edemeyen bir ülkenin başka ülkelere “bir berber bir berbere gel beraber” tekerlemesinden öteye gidemeyecek bir davet yerine, Putin, “bakın biz meselelerimizi bu şekilde çözüyoruz. Hem dış dünyanın karışmamasını sağlıyoruz hem de içimizdeki çeşitliliği dikkate alıyoruz…” demiş oldu sanıyorum!

Burada son olarak şunu diyeyim. -Tabi bu yazdıklarım üzerinden konuşabiliriz.- Dugin, Türkiye için Yeni Avrasyacılık önerisi yaparken, “Biz, tek kutuplu bir dünyanın, yani doğrudan Amerikan kontrolünde ve Anglo-Sakson siyasî, iktisadî ve dinî değerlerin hâkimiyetindeki küresel Atlantikçi imparatorluğun kuruluşu eşiğinde bulunmaktayız.” diyor… Bugün yaşadığımız bu eşik çatırdıyor! Anglo Sakson değerlerin reddi var! Amerikan imajının reddini dün gördük biz aslında! Putin, Batı kafasından fırlama cenin-i sakıt bir ırkçılık yapmak yerine bütün unsurların varlığını temin edici bir hamle ile hadiseyi çözerek bize de bunu ispatlamış olmadı mı?

Son bir not Kissinger’den olsun! Amerikan imajında kurtların yediği koyunlar olmak yerine… “Roosevelt (…) Kasım 1918’de, bir mektubunda şöyle yazıyor: Kendisinden çok şey beklememek kaydıyla böyle bir Milletler Cemiyeti’ne taraftarım. Fakat Aesop (Ezop)’un kitabındakikahramanın rolünü üstlenmek istemem. Aesop, kitabında kurtların ve koyunların silâhsızlanma konusunda nasıl anlaştıklarını, koyunların bir iyi niyet gösterisi olarak çoban köpeklerini nasıl uzaklaştırdıklarını ve sonuçta nasıl kurtlar tarafından yenildiklerini hikâye ediyordu.” (Kissenger, Diplomasi)

S. T.: Wagner Mevzuu Slav avrasyacılar için sorun olur mu? Yada Prigojin Turanî bir Avrasya düşüncesi mi görüyor ufukta?

Wagner mevzuu derken, hedefteki iki ismin ortak özelliği olan Rus dışı unsur olmaları üzerinden meselenin arka plânında Rus milliyetçiliği “olabilir mi?” diye soralım dedik! Bu ise meselenin arka plânı, Putin’in hamlesi bize ne söylüyor?

S. T.: Avrasyacılık düşüncesinde Wagner Slav tarafında yer alır. Bu eylem Nazarbayev avrasyacılıgında karşılığı nedir? Slav-Turan ortak Avrasyacılık anlayışı bu durumdan sonra mümkün olabilir mi? Prigojin’in bu harekâtı cephedeki Turanî ırkları nasıl bölmez? Putın Turanî ırklardan daha fazla destek mi?

Nazarbayev artık siyasî bir aktör değil fakat Kazakistan’ın rolü var mıdır; elbette vardır! Ülkede ciddi bir Rus nüfusu olduğunu da unutmamak lâzım! Bu nedenle Türkistan’da bu teze yakın siyaset üretecek de Kazakistan. Slav-Turan ortaklığına da RF dışında burada ihtiyaç görülür en çok! Wagner’in yaptığı hareket sonrası Moskova’nın sorunu çözme biçimi, diğer unsurları dışlayıcı bir Rus milliyetçiliğine izin verilmediğini göstermez mi? Putin, destekten ziyade, imparatorluk inşa ediyor gibi!

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: