JEOPOLİTİK SATRANÇ TAHTASI: ABD İMPARATORLUĞU YENİLİYOR

Pepe Escobar

Bir vasal devlet, egemen bir devlet olarak muamele görmek istiyorsa, yapılacak ilk şey, Üsler İmparatorluğu’nun önemli kollarını kapatmak ve ABD birliklerini kovmaktır.

Asyalı ve Amerikan diasporalarının bir kısmı da dahil olmak üzere Çinli akademisyenler arasındaki tartışmalarda büyüleyici bir fikir birliği, yalnızca Almanya/AB’nin Rusya’yı, belki de geri dönüşü olmayan bir şekilde kaybetmekle kalmadığı, aynı zamanda Çin’in, ekonomisini büyük ölçüde tamamlayan ve sağlam bağları olan Rusya’yı kazandığı yönündedir.

Pekin’e fayda sağlayabilecek ve ona yardım edebilecek Küresel Güney/Küresel Çoğunluk da bu kazanca dahildir.

Bu arada, bir avuç Atlantikçi dış politika analisti şu anda reelpolitik ilkelerini uygulayarak NATO’ya karşı Rusya anlatısını değiştirmeye çalışmakla meşgul.

Yeni dönüş, Washington’ın Moskova’yı yenmeyi beklemesinin “stratejik delilik” olduğu ve Kiev’deki sweatshirt savaş kışkırtıcısının “inanılırlığını yitirmesi” nedeniyle NATO’nun “donör yorgunluğu” yaşadığıdır.

Tercüme: NATO’nun Ukrayna savaş alanındaki aşağılanması artık tüm Küresel Çoğunluk tarafından görüldüğünden, güvenilirliğini tamamen yitiren NATO’dur.

Ek olarak, “donör yorgunluğu” büyük bir savaşı kötü bir şekilde kaybetmek anlamına gelir. 

Askeri analist Andrei Martyanov’un bıkıp usanmadan vurguladığı gibi, “NATO ‘planlaması’ bir şaka. Ve onlar kıskanç, acı verici derecede haset içinde.”

İleriye yönelik inandırıcı bir yol, Moskova’nın NATO ile müzakere etmeyerek – sadece bir Pentagon eklentisi – ama bireysel Avrupa ülkelerine Rusya ile NATO’ya ait olma ihtiyaçlarını gereksiz kılacak bir güvenlik anlaşması teklif etmesi. 

Bu, katılan herhangi bir ülke için güvenliği sağlayacak ve Washington’dan gelen baskıyı hafifletecektir.

En önde gelen Avrupalı ​​güçlerin bunu kabul edeceğine dair bahisler yapılabilir, ancak Avrupa’nın sırtlanları olan Polonya ve Baltık chihuahuaları kesinlikle kabul etmez.

Buna paralel olarak Çin, Japonya, Güney Kore ve Filipinler’e barış anlaşmaları teklif edebilir ve ardından ABD Üsler İmparatorluğu’nun önemli bir bölümü yok olabilir.

Sorun, bir kez daha, vasal devletlerin barışı sağlayan herhangi bir anlaşmaya uyma yetkisinin veya gücünün olmamasıdır. 

Alman işadamları, (kayıt dışı-off the record), Berlin’in er ya da geç Washington’a meydan okuyacağından ve Almanya’nın yararına olduğu için Rusya-Çin stratejik ortaklığıyla iş yapabileceğinden eminler.

Yine de altın kural hala yerine getirilmedi: Bir vasal devlet, egemen bir devlet olarak muamele görmek istiyorsa, yapılacak ilk şey, Üsler İmparatorluğu’nun önemli kollarını kapatmak ve ABD birliklerini kovmaktır.

Irak bunu yıllardır yapmaya çalışıyor ama başarılı olamıyor. 

ABD, Rusya’nın müdahalesi nedeniyle Şam’a karşı yürüttüğü vekalet savaşını kaybetmiş olsa bile, Suriye’nin üçte biri ABD işgali altında kalmaya devam ediyor.

Varoluşsal bir çatışma olarak Ukrayna Projesi

Rusya, komşusuna ve akrabasına karşı kaybetmeyi göze alamayacağı bir savaşa girmek zorunda kaldı; ve nükleer ve hipersonik bir güç olarak savaşı kaybeden taraf olmayacak.

Moskova stratejik olarak bir şekilde zayıflamış olsa bile, sonuç ne olursa olsun, Çinli bilim adamlarının görüşüne göre, İmparatorluğun kuruluşundan bu yana en büyük stratejik hatasını yapan ABD’dir: Ukrayna Projesini varoluşsal bir çatışmaya dönüştürmek ve tüm İmparatorluk ve tüm vasalları Rusya’ya karşı bir Topyekun Savaşa sokmak.

Bu nedenle barış görüşmeleri yok, ateşkes bile reddediliyor; ABD dış politikasını yöneten Straussçu neocon psikopatların tasarladığı tek olası sonuç, Rusya’nın kayıtsız şartsız teslim olması.

Yakın geçmişte Washington, Vietnam ve Afganistan’a karşı savaşları kaybetmeyi göze alabilirdi. 

Ancak Rusya’ya karşı savaşı kaybetmeyi göze alamaz. 

Bu gerçekleştiğinde ve şimdiden ufukta göründüğünde, Vasalların İsyanı çok uzaklara ulaşacak.

Şu andan itibaren Çin ve BRICS+’nın -gelecek ay Güney Afrika’da yapılacak zirvede başlayacak genişlemeyle birlikte- ABD dolarının altını oymaya turbo güç katacağı çok açık. 

Hindistan bu işte olsun ya da olmasın.

Yakın zamanda BRICS para birimi olmayacak 

Kapsam çok büyük, şerpalar (yol göstericiler) yalnızca ilk tartışma aşamalarında ve geniş ana hatlar henüz tanımlanmadı.

BRICS+ yaklaşımı, iyileştirilmiş sınır ötesi çözüm mekanizmalarından – Putin’den Merkez Bankası başkanı Elvira Nabiullina’ya kadar herkesin vurguladığı bir şey – nihayetinde yolun çok ilerisinde yeni bir para birimine dönüşecek.

Bu, muhtemelen euro gibi egemen bir para biriminden ziyade bir ticaret aracı olacaktır. 

Başlangıçta BRICS+ ülkeleri arasında ticarette ABD dolarına karşı rekabet edecek şekilde tasarlanacak ve hegemonik ABD doları ekosistemini alt edebilecek kapasitede olacak.

Anahtar soru, İmparatorluğun sahte ekonomisinin – Michael Hudson tarafından klinik olarak detaylandırılan – ne kadar süreceğidir. 

Bir başka deyişle asıl soru, bu geniş spektrumlu jeo-ekonomik savaşta Amerikan ekonomisinin ne kadar dayanabileceğidir.

Her şey ‘ulusal güvenlik tehdidi’

Elektronik teknolojisi cephesinde İmparatorluk, fikri mülkiyet haklarını tekelleştirerek ve Michael Hudson’ın belirttiği gibi, “yüksek teknoloji bilgisayar çipleri, iletişim ve silah üretimi için yüksek fiyatlar uygulamaktan ekonomik rant elde ederek, küresel ekonomik bağımlılığı dayatmak” için hiçbir engel tanımadı.

Uygulamada, Tayvan’ın Çin’e değerli çipler tedarik etmesinin yasaklanması ve dünyanın en büyük çip ürteticisi TSMC’den mümkün olan en kısa sürede Arizona’da bir çip üretim kompleksi kurmasını istemesi dışında pek bir şey olmuyor.

Bununla birlikte, TSMC başkanı Mark Liu, tesisin “yarı iletken sınıfı bir tesiste ekipman kurulumu için gerekli özel uzmanlığa” sahip işçi sıkıntısı ile karşı karşıya olduğunu belirtti. 

Yani Arizona’daki çok övülen TSMC çip fabrikası 2025’ten önce üretime başlamayacak.

İmparatorluk/vassal ilişkilerinde NATO talebi, Almanya ve AB’nin Rusya-Çin stratejik ortaklığına ve müttefiklerine karşı bir Ticaret Demir Perdesi dayatması ve böylece “riskten arındırılmış” ticaretin sağlanmasıdır.

Tahmin edilebileceği gibi, American Enterprise Institute cin fikirlileri ekonomik riskten arındırmanın bile yeterli olmadığını kudretli bir şekilde belirterek ABD Think Tankland’i çılgına çevirdi: ABD’nin ihtiyacı olan şey Çin’den sert bir kopuş.

Aslında bu, Washington’un uluslararası serbest ticaret kurallarını ve uluslararası hukuku yerle bir etmesi ve her türlü ticareti, SWIFT’i ve finansal alışverişi ABD’nin ekonomik ve askeri kontrolüne yönelik “ulusal güvenlik tehdidi” olarak ele almasıyla örtüşüyor.

Dolayısıyla önümüzdeki model, Pekin için en önemli ticaret ortağı olmaya devam eden AB’ye ticari yaptırımlar uygulayan Çin modeli değil; Washington’un, ABD öncülüğündeki ticaret boykotunu kırmaya cesaret eden uluslara “tsunami yaptırımları” uygulaması.

Rusya-Kuzey Kore ve Afrika ile buluşuyor

Sadece bu hafta, satranç tahtası, oyunun kurallarını değiştiren iki hamle yaşadı: Rusya Savunma Bakanı Sergei Shoigu’nun Kuzey Kore’ye (DPRK) yaptığı yüksek profilli ziyaret ve St. Petersburg’daki Rusya-Afrika zirvesi.

Shoigu, Pyongyang’da bir rock yıldızı olarak kabul edildi. 

Kim Jong-Un ile kişisel bir görüşmesi vardı. 

Karşılıklı iyi niyet, Kuzey Kore’nin sonunda çok kutupluluğa giden yolu açan çok taraflı örgütlerden birine katılma olasılığının güçlü olmasına yol açar.

Bu muhtemelen genişletilmiş bir Avrasya Ekonomik Birliği (EAEU) olacaktır. 

Vietnam ve Küba ile yapılanlar gibi bir EAEU-DPRK serbest ticaret anlaşmasıyla başlayabilir.

Rusya, EAEU’daki en büyük güç ve DPRK üzerindeki yaptırımları görmezden gelebilirken, BRICS+, ŞİÖ’nün veya ASEAN’ın çok fazla tereddütleri var. 

Moskova için temel öncelik, kendi Uzak Doğusu’nun gelişmesi, her iki Kore ile daha fazla bütünleşmesi ve Kuzey Denizi Rotası veya Arktik İpek Yolu’dur. 

DPRK bu alanda doğal bir ortaktır.

DPRK’yı EAEU’ya dahil etmek, BRI yatırımı için harikalar yaratacaktır: Pekin’in DPRK’ya yatırım yapmasını da kolaylaştıracaktır. 

Bu, daha derin bir BRI-EAEU entegrasyonunun klasik bir örneği haline gelebilir.

En üst düzeydeki Rus diplomasisi, Kuzey Kore üzerindeki baskıyı hafifletmek için var gücüyle çalışıyor. 

Stratejik olarak, bu gerçek bir oyun değiştirici; Rusya-Çin stratejik ortaklığına eklenen ve tüm Asya-Pasifik paradigmasını alt üst eden devasa ve oldukça sofistike Kuzey Kore endüstriyel-askeri kompleksini hayal edin.

St. Petersburg’daki Rusya-Afrika zirvesi, kendi içinde, ortak Batı ana akım medyasını kudurtan başka bir oyun değiştiriciydi. 

Bu devrimci olay, Batı’nın Afro-Avrasya’ya karşı – ve karşılıklı – düşmanca bir toplu Hibrit Savaşı yürütürken, Rusya’nın tüm Afrika ile kapsamlı bir stratejik ortaklık ilan etmesinden başka bir şey değildi.

Putin, Rusya’nın küresel buğday pazarında %20’lik bir paya sahip olduğunu anlattı. 

Rusya 2023’ün ilk 6 ayında Afrika’ya 10 milyon ton tahıl ihraç etmişti. 

Şimdi Rusya, önümüzdeki 3-4 ayda Zimbabve, Burkina Faso, Somali ve Eritre’ye 25-50 bin ton tahılı bedava verecek.

Putin, Afrika’daki yaklaşık 30 enerji projesinden petrol ve gaz ihracatının genişletilmesi ve “tıp da dahil olmak üzere nükleer teknolojinin enerji dışı benzersiz uygulamalarına” kadar her şeyi detaylandırdı; tüm Afrika’ya ihraç edilecek ürünlerle Süveyş Kanalı yakınında bir Rus sanayi bölgesinin kurulması; ve Rus ödeme sistemine bağlantı da dahil olmak üzere Afrika’nın finansal altyapısının geliştirilmesi.

En önemlisi, EAEU ile Afrika arasındaki yakın bağları da övdü. 

“EAEU-Afrika: İşbirliği Ufukları” adlı bir forum paneli, hem BRICS hem de Asya ile daha yakın kıta bağlantısı dahil olmak üzere olasılıkları inceledi. 

Bir dizi serbest ticaret anlaşması yolda olabilir.

Forumun kapsamı oldukça etkileyiciydi. 

“Endüstriyel İşbirliği Yoluyla Teknolojik Egemenliğe Ulaşmak” veya “Yeni Dünya Düzeni: Sömürgecilik Mirasından Egemenlik ve Kalkınmaya” gibi “neokoloniyalizasyondan arınma” panelleri vardı.

Ve tabii ki Uluslararası Kuzey Güney Ulaşım Koridoru (INSTC) da tartışıldı; başlıca aktörler Rusya, İran ve Hindistan, NATO kıyılarından kaçarak Afrika’ya kadar önemli bir uzantıyı teşvik etmeye hazırlanıyor.

St. Petersburg’daki çılgın eylemden ayrı olarak, Nijer bir askeri darbe yaşadı. 

Nihai sonuç henüz görülmese de, Nijer’in dış politikada Paris’ten bağımsızlığını yeniden ortaya koymak için komşu Mali’ye katılması muhtemeldir. 

Orta Afrika Cumhuriyeti (CAR) ve Burkina Faso’da da Fransız etkisi en azından “sıfırlanıyor”. 

Tercüme: Fransa ve Batı, geri dönüşü olmayan bir dekolonizasyon süreciyle her seferinde bir adım olmak üzere tüm Sahel’den tahliye ediliyor.

Yıkımın Solgun Atlarına Dikkat Edin

DPRK’dan Afrika’ya ve Çin’e karşı çip savaşına kadar satranç tahtasındaki bu hareketler, NATO’nun Ukrayna’da yaklaşmakta olan, sarsıcı aşağılanması kadar önemlidir. 

Yine de yalnızca Rusya-Çin stratejik ortaklığı değil, aynı zamanda Küresel Güney/Küresel Çoğunluk genelindeki kilit oyuncular da Washington’ın Rusya’yı Çin’e karşı Topyekun Savaş’a hazırlığında taktiksel bir düşman olarak gördüğünün tamamen farkındalar.

Halihazırda Donbass’taki hala çözülmemiş trajedi, İmparatorluğu meşgul ediyor ve Asya-Pasifik’ten uzak tutuyor. 

Yine de Straussçu neocon psikopatlar yönetimindeki Washington, umutsuzluk batağına giderek daha fazla saplanıyor ve bu da onu daha da tehlikeli hale getiriyor.

Tüm bunlar, BRICS+ “ormanı”, tek kutuplu Batı “bahçesini” kenara atabilecek gerekli mekanizmaları turboşarj ederken, çaresiz bir Avrupa, uçuruma sürüklenirken kendisini Çin’den, BRICS+’dan ve fiili Küresel Çoğunluktan ayırmak zorunda kalıyor.

Bozkır rüzgarının hangi yönden estiğini görmek için deneyimli bir hava durumu uzmanı olmaya gerek yok.

Yıkımın Solgun Atları (*) satranç tahtasını ezip geçmeyi planlarken rüzgar uğuldamaya başlar.

KAYNAK: https://sputnikglobe.com/20230729/pepe-escobar-geopolitical-chessboard-shifts-against-us-empire–1112240929.html

(*) İncil’de geçen mahşerin dört atlısından sonuncusu olan “Solgun at” ölümü simgeler.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: