İSTANBUL VALİSİ GÜL: SOKAK HAYVANI DİYE BİR ŞEY YOK, SEVENLER SAHİPLENECEK
İstanbul Valisi Davut Gül, sokak hayvanlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
İstanbul Valiliği’nin düzenlediği medya temsilcileri buluşmasında konuşan Gül şu ifadeleri kullandı:
“Hayvanların bir sahibinin olması lazım. ‘Ben çok seviyorum, dolayısıyla da sahipsiz olsun, mahallede dolaşsın, zaman zaman da insanlara zarar verebilir, hoş görelim’ deme lüksümüz yok. Belediyelere kanunen bir görev verilmiş. Belediyeler görevini yaptığında bu konuştuğumuz problemler ortadan kalkmış olur. Belediye görevin yapmazsa bu sefer vatandaşın yaşam kalitesi düşüyor, can kayıpları oluyor. Gaziantep’te şahit oldum yasaklı ırklardan birisi 4 yaşındaki bir çocuğun kafatasını yemişti. Bunu hayvanseverlikle karşılayacağımız bir mesele değil. Hayvanların birer sahibi olacak. Bunları sevenler de bunun sahiplenecekler. Onun dışındakileri de belediyeler görevini yapacak. Herkes görevini yaptığında sahipsiz hayvan problemi kalmamış olacak.”
Sayın Gül, bu mesele o kadar büyük ki belediyelere bırakılamaz ve zaten belediyeler de altından kalkamaz.
Terör meselesini belediyelere mi havale ediyorsunuz?
Bu da bir terör.
Öyle barınaktı, beslemekti…
Geçiniz…
Bu millet kendi açlarını doyuramayacak haldeyken köpekleri beslemek ne demektir?
Öncelikle kanun çıkartılmalı, sahiplenilmeyenler itlaf edilecek diye. O kadar çoklar ki, öyle barınaktı, kısırlaştırmaydı diye uğraşarak çözülecek mesele değil yani. Dolayısıyla meseleyi belediyelere havale etmek, çözümsüzlüğe terk etmekle eştir. Bugün yeniden idamın tartışıldığı ortamda, köpek itlafı niye ağza alınmaktan imtina ediliyor? Buna cesaret gösterilemiyor?
Her şeyimizde olduğu gibi burada da uluslararası emperyalizmin devrede oluşundan olmasın? Öyle ki bu itçilik mezhebi üzerinden büyük bir ekonomi döndürülüyor ve emperyalizma buradan da Türk milletini söğüşlemeye devam ediyor. Köpek itlafı demek, emperyalizmanın hortumlarından birini kesmek demek.
Yetkilileri samimiyete davet ediyoruz her şeyden önce.
Ve bilinsin ki cesareti olmayan korkaklar hiçbir meseleyi çözemez. Esas mesuliyet mahallî idarelerde değil, icra makamındadır. Belediyelerin önünü açması ve yol göstermesi gerekenler de yasama ve yürütme organlarıdır.