SUÇ VAR AMA SUÇLU YOK; AHLÂKSIZ, HAYSİYETSİZ, ŞEREFSİZ TROLLER YİNE İŞ BAŞINDA

Ahmet ÖLÇÜLÜ

Ortada büyük bir suç var.

Bir millet zorla, baskıyla evlerine tıkıldı, maske taktırıldı, aşı yapıldı.

Niye?

Çünkü emperyalizm öyle istedi.

Çünkü işbirlikçi yöneticiler emperyalizmle bir oldular.

Kim yaptı bunu?

Bunu yapan CHP olsa, ahlâksız, şerefsiz, haysiyetsiz troller CHP’ye demediklerini bırakmazlar, ağızlarına gelenleri söylerler; ne işbirlikçiliği, ne Batı’nın köpekliği kalırdı…

Ama o da ne?

Batı ile işbirlikçi olan AKP ve Erdoğan…

O hâlde fiili eleştirmek serbest ama faili ağzına almayacaksın.

Son günlerde pandemi gerçekleri ortaya çıktıkça bu haysiyetsiz, şerefsiz, ahlâksız troller de yazıp çizerek, TV’lerde konuşarak dile getirmeye başladılar bazı gerçekleri mecburen….

Ama…

Sanki o fiil, failden bağımsız, kendi kendine meydana gelmiş gibi davranarak…

Haksızlığı söyleseler de haksızlığı yapanı ağızlarına almayıp, dilsiz şeytan olarak…

Sen nasıl lidersin ki dünyaya kafa tuttuğunu söylüyorsun ama bu kadar basit bir şeyi göremiyor ve Müslüman Anadolu Ahalisini Batının kobay faresi muamelesine tabi tutuyorsun diyemeden, demeden…

Ama başkası olsa, en ağır küfürlerle birlikte o başkasına bunları söylerlerdi:

-“Sen, sen yaptın, senin yüzünden oldu, senden kurtulmak gerek!”

İmânsız İslâmcılık rejimi, evet İmansız İslâmcı AKP rejimi… Bu cezaları başkası değil, bunlar kesti değil mi? O zaman adını söyleyeceksin. Fikir fikir demekle fikir olmaz, fikir namusunun gereğini yaparsan fikir olur. Evet adını söyleyeceksin. İmansız İslâmcılık rejimi pandemide kestiği cezaları iade edecekmiş.

Ya vurdukları aşılardan dolayı meydana gelen ölümler?

Peki gasbettikleri hürriyetlerimiz?

Biri sizi, ailenizi kaçırıp bir yere kapatsa ne olur? Veya evden çıkmayacaksın, çık da göreyim diye tehdit etse ve sizi eve kapanmaya zorlasa?..

Bu alıkoyma, hürriyetinden mahrum bırakma ve tehdit gibi bir dizi suça taalluk eder.

İşte bütün bir milleti, bütün bir Anadolu Ahalisi’ni Haçlı Batı’lı düşman böyle istedi diye zorla evlere kapattı bu İmânasız İslâmcılık, işbirlikçi AKP rejimi.

Erdoğan ve avanesi, Batı’nın istediklerini yapma karşılığı koltuklarını korumaya devam ederken bir yandan da Batı karşıtı olmanın prestijini de bu şerefsiz, ahlâksız, haysiyetsiz troller sayesinde hanelerine yazmaya devam ediyor. Zira bu ahlâksız, şerefsiz, haysiyetsiz troller zorda kalınca, yanlış fiili eleştirir gibi yapsalar da failin adını ağzına almıyor.

Bugün pandemiden dolayı yapılan yanlışlar artık Batı’da çatır çatır konuşuluyor, davalara konu oluyor. Türkiye’de ise geçiştirilmeye çalışılıyor. “Ceza kestiklerimizin paralarını verelim de unutturalım bari”… “Ah ah ah, duydun mu, aşıdan sonra kalp krizleri artmış, vah vah vah, tüh tüh tüh!”…

Pandeminin kendisi gerçek olsa da pandemiyi bahane ederek yapılanlar emperyalizmanın kurguladığı bir senaryoydu ve AKP de bu senaryoda gönüllü olarak yer alarak Müslüman Anadolu Ahalisi’ni emperyal senaryonun kobayı haline getirdi.

Anti-emperyalist mücadeleden bahsediyoruz ya, mücadelede, yani aksiyon açık olmak durumundadır. Yani fiil kadar fail de açıkça ortaya konulmalı, eleştirilmeli ve hedef alınmalıdır. Yanlış olan fiili dile getirip failden bahsetmeyenler, mücadelenin hedefini saptırmak isteyen ahmak veya hainlerdir. “Falan bunu yaptı” demek yerine, “bu oldu” demek, yani cümleyi öznesiz kurmak, mücadeleden kaçmaktır aslında. Kavgadan kaçmaktır. Bu oldu da, kendi kendine olmadı değil mi, bunu biri yaptı, bu belâyı başımıza biri sardı, işte bu belâyı başımıza saranı bulmadan, tespit etmeden, bu belâların başımıza sarılmasını nasıl engelleyebiliriz ki? Bir sokulduğumuz delikten bir daha sokulmamak için deliği ve yılanı bilmek gerekir. Emperyalizmle işbirliği yapan işbirlikçiyi hedef almadan anti-emperyalist mücadele olmaz. Kuru kuru sistem ve yanlışları söylemekle olmaz bu iş. Fikirler şahıslarda tecelli eder, müspet veya menfi; şahısla da mücadele olmadan fikir mücadelesi olmaz. İşte emperyalizmin kullandığı şahıs kimse, emperyalizm işini kimle görüyorsa, içimizdeki “Belçikalı” da odur. Bizi emperyalizma yılanına sokturan kim? Evet sokuluyoruz da sokturan kim? Bu yılanın içimize girip Anadolu’da zehrini akıtmasına kim yol veriyor? Bunu engellemekle görevli olan kimse o, değil mi?

Ahlâksız, şerefsiz, haysiyetsiz trollerin görevi de içimizdeki bu Belçikalıların gerçek kimliklerinin deşifre olmaması için çaba sarf etmek… Belçikalılar bir tana değil, onlar da kliklere ayrılmış ve birbirleriyle de mücadele ediyorlar aynı zamanda. Kimi millîci görünüyor, kimi NATO’cu, kimi şucu, kimi bucu… Ama birbirlerini ne kadar yiyor gözükürlerse gözüksünler, son tahlilde, Batı’nın kritik kararlarında aralarındaki kavgayı bırakıp Batı ile aynîleşiyorlar.

Dünya artık büyük hesaplaşmanın eşiğinden içeri girdi. Yalanlar bir bir ortaya çıkıyor. Yanlışlar kendini gösteriyor. Bir şeyin yanlışı, müntehasında ortaya çıkar. Yani yanlışlar ortaya çıkmaya, ifşâ olmaya başladığına göre, sonları da geldi demektir. Bakalım kim gerçekten Müslüman Anadolu’dan, kim emperyalistlerden yanaymış, göreceğiz…

Hani Kumandan, “Hadiseler Türkiye’yi tarihî misyonunu yerine getirmeye zorluyor!” demişti ya… Evet, tarihî misyonun ifası, bu misyona fikirde ve fiilde sahip çıkacaklarla meydana gelecektir. Hadiselerin zorlaması karşısında bu tarihî misyonu yerine getirmemek için direnenler, mecbur kalınca mış gibi yapanlar, ihanet edenler artık kaçacak delik bulamayacaklar. Yani hem bu misyona sahip çıkıyor görünüp hem de işbirlikçiliğe devam edemeyecekler. Hadiseler bütün bu sahtelikleri de silici bir şidddetle tezahür etmeye başladı.

Ölümsüzlük sınavımız başladı…

Varoluş, fikir namusuna sahip çıkıp, her şeyi adıyla söyleme samimiyet ve dürüstlüğünde tecelli edecektir. Bu aynı zamanda bir ahlâk devrimi de olarak gerçekleşecek; “Emin” ve ahlâki yücelikleri tamamlamak üzere gönderilen “Gaye İnsan – Ufuk Peygamber”in izinde…

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: