KÖPEK VE YAHUDİ TERÖRÜ KARŞISINDAKİ TUTUMLAR AYNI

Alâaddin Bâki AYTEMİZ

Depremden hemen sonra, bizim ortanca oğlanı köpek ısırmıştı. Depremden dolayı evlere giremeyince sitenin hemen karşısında sığındığımız Anaokulu’ndan biraz uzaklaşınca, akşam karanlığında bir köpek bacağını ısırmış. Koştuk hastaneye. Her taraf ölü ve yaralı… Bize sıra gelmesi için epeyce bekledik. Köpek dişlerini geçirememiş… Doktor da bir şey yapmaya gerek yok deyip yolladı.

Önceki hafta bakkaldan dönerken yine köpekler saldırmış… Bizimkisi ve sitedeki diğer çocuklar önde, köpekler arkada… Depremden dolayı sitedeki bloklardan biri de yıkıldığı için, sitenin dış duvarlarının bir kısmı da bu esnada yıkıntı altında kalınca, köpekler de yıkıntıdan geçip sitenin içine dalarak çocukları ta bloklara girinceye kadar kovalamışlar… Belediyeye haber verenler olmuş. Gelmişler, küpesiz ve yavru olanları toplayıp götürmüşler…

Birkaç gün önce, ameliyat sonrası kontrol için hanımı hastaneye götürmek üzere evden çıkmışken, sitenin avlusunda bir köpek… Komşularımızdan biri köpeği kovaladı; derken, sitenin karşısındaki boş arsadan 9-10 tane köpek havlayarak koşa koşa üzerimize doğru gelmeye başlamasın mı! Bunlar bizim çocukları kovalayanlar olsa gerek… “Hoş-huşt” diyerek köpekleri ürkütüp üzerimize saldırmasını engellemeye çalışırken, köpekler bize değil de kovalanan köpeğe doğru seyirttiler… Biraz önce komşunun kovaladığı o köpeğin başına toplandılar, hırlaşmalar ve o tek köpeğin uzaklaşmasıyla kargaşa sona erdi. Sürü boş arsaya çekildi. Biz, hastaneye gitmek için, bahçede, sürü tehlikesinin geçtiğinden emin olmak üzere beklemeye devam ediyoruz. Biraz sonra yine köpek havlamaları ve koşuşturan aynı sürü. Hedef yine o tek köpek: Uzaklaşmıştı ama tekrar yakınlaşmış ve bunu fark eden sürü yine harekete geçmiş… Yine etrafına toplandılar, yine hırlaştılar, tek köpek yine uzaklaştı ve ortalık yine sakinleşti…

Çocuklar okula, bakkala gidiyor, dışarı çıkmaları gerekiyor ama bizlerin elleri yüreğinde… Haf yüreğim haf…

Bırakın çocukları, kendimiz tedirginiz…

Geçenlerde Ankara’da bir çocuğu köpekler parçalayarak neredeyse öldürüyormuş…

Bir çocuğun köpeklerce parçalanması ne demek?

Buna tedbir alınamaz mıydı?

Bal gibi de alınırdı.

Çocuklarımızın canları bizi yönetenlerin umurunda olsaydı elbette tedbir alınırdı.

Zira bu hadiseler artık istisna da değil…

Bakın bu vahşet daha dün yaşandı… Bu vahşetin yaşandığı yerdeki insanlar daha önce de saldırılara uğrayıp yaralanmışlar ama haber olması için hadisenin vahşet boyutuna ulaşması gerekmiş:

Köpeklerin saldırıp parçaladığı çocuk hayatta kalma mücadelesi veriyor

Ankara’da, boş arazide köpeklerin saldırısına uğrayan çocuk ağır yaralandı. T.Y’nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

Vildan Nurettin Demirer İlkokulu 4’üncü sınıf öğrencisi T.Y, Keçiören ilçesi Kafkas Mahallesi’ndeki evinden sabah saatlerinde okula gitmek için çıktı.

Kafkas Ortaokulunun arkasındaki boş arazide çok sayıda sahipsiz köpeğin saldırısına uğrayan T.Y. ağır yaralandı.

Olayı görenlerin taş ve sopayla müdahale ederek köpeklerin saldırısından kurtardığı çocuk, ambulansla Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

Durumunun ağır olması nedeniyle Hacettepe İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesine sevk edilen ve yoğun bakımda tedavi altına alınan T.Y’nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

‘Üç beş günde bir çocuğun ölmesi mi lazım?’

Evinin balkonundan köpeklerin saldırısını gören Mehmet Dafdaf, olayı şöyle anlattı:

“Önce köpekler birbirine saldırdı zannettim. Hava da biraz pusluydu. Bir baktım ortada bir çocuk. ‘Kaçarlar, kaçmazlar’ derken, çocuk baya uğraştı, çantayla, elindekilerle falan vurdu. O anda çocuğu ileriye kadar getirdiler. Balkondan üstümü falan da giymedim, yalın ayak fırladım. Komşum da çocuklarını okula götürüyormuş, onların arabasına bindim. Çocuğu oraya yıktıklarını gördüğümü söyledim. Komşumla oraya gittik, arabaya da saldırdılar, bizi de indirmediler. Çocuk panikledi. Vatandaşın telefonundan ambulansı, polisi aradık, taşlarla, sopalarla köpekleri kovaladık ama 20 saniyenin içinde yetişemedim. Çocuğun durumu iyi değildi. Böyle bir şey olamaz. Bunlar bir hafta önce de burada bir çocuğa saldırmış. Üç, beş günde bir çocuğun ölmesi mi lazım.”

Mahalle sakini Yasemin Çelen ise sahipsiz köpeklerin bir hafta önce kendi çocuğuna saldırdığını, parmağından ve bacağından yaralanan çocuğun, öğretmeninin müdahalesiyle köpeklerin saldırısından kurtulduğunu anlattı. Çelen, başka çocukların da zarar görmemesi için bölgede acilen önlem alınmasını, köpeklerin toplatılmasını istedi.

‘Köpekleri şikayet etmiştim başıma geldi’

Şaziye Ateş de 6 ay önce kızına, dershane çıkışı parkta 2-3 köpeğin saldırdığını belirterek, “Isırılmadan önce sahipsiz köpekleri şikayet etmiştim, başıma geldi. Gözümün önünde çocuğumu ısırdı. Bir ay hastanede mücadele ettim, rapor aldım. Biz çocuklarımızı gönderirken aklımız kalıyor. Buraya okul yapılıyorsa güvenliği de sağlanmalı.” diyerek tepkisini dile getirdi.

Ateş, kızının saldırının ardından psikolojisinin bozulduğunu, minik bir köpek bile görse paniklediğini anlattı.

Bir başka mahalle sakini Melek Aslan da okula giden iki çocuğunu, sahipsiz köpekler nedeniyle sürekli kendisinin okula götürüp getirdiğini söyledi. Aslan, “Bu köpekleri belediyeye bildirdik, küpeli oldukları için bir şey yapamayacaklarını söylediler. Bugün o çocuğun başına, yarın benim çocuğumun başına… Köpekler okulun açık kapısından içeri giriyor, tellerinden de atlıyorlar. Çok tedirginiz. Aileler olarak buna bir çözüm bulunmasını istiyoruz. Çocuklarımızı bakkala bile gönderemiyoruz.” diye konuştu.

Sahipsiz köpeklerin çocuğa saldırmasının ardından olay yerinde toplanan mahalle sakinlerinin tepkileri sürüyor. Bölgede zaman zaman başka çocukların da saldırıya uğradığını dile getiren mahalle sakinleri, boş arazideki alanda sahipsiz 50’ye yakın köpek bulunduğunu belirterek, köpeklerin acilen toplatılmasını istiyor.

Köpekler bizim yavrularımızı parçalamaya devam etsin, yetkililer bir şey yapamayacaklarını söylüyor…

Yahudi terörü ve köpek terörü…

AKP iktidarı, lafta karşı çıktığı Yahudi teröristlerine nasıl buradan gemiler dolusu mal gönderiyorsa, köpek teröründe de durum aynı…

Hayır, mesele yerel yönetimleri değil, herşeyden önce bu konuda kanuni düzenlemeler yapması gerekirken yapmayan iktidarı, AKP’yi ilgilendiriyor ve mesul tutuyor… Yetkililerin gerçekten birşeyler yapması için illâ kendi nefslerine dokunması mı gerek? Yetkili demek, zarar olmadan engellemek demek… Demek ki aslında yetkili yok. Yetkililer milletin zarar görmemesi için değil, kendi cukkalarını doldurmak için o kadar meşgûller ki… İster Yahudi terörü, isterse köpek terörü karşısındaki tutumları hep aynı…

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et