TERÖRLE TERBİYE VE II. ÇÖZÜM SÜRECİ BASKISI!

TERÖRLE TERBİYE VE II. ÇÖZÜM SÜRECİ BASKISI!

Şu anda ABD ve AB ülkeleri başkentlerinden Türkiye’ye yönelik ısrarlı baskıların başında, hükümetin PKK terör örgütüyle tekrar masaya oturması ve yeni anayasa çalışmalarının hızlandırılması gelmektedir. 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde de sürdürülen bu baskılar, darbe girişimi sonrası süreçte de hacmini ve şiddetini artırarak devam ediliyor…

Hâlâ tehdit mi ve kompliman mı olduğu tartışılan ‘kusura bakmayın ama Türk milletinin ABD’den daha iyi bir dostu yoktur!” şeklindeki mesajıyla öne çıkan ABD’nin ikinci adamı Joe Biden ile yapılan görüşmelerde, sadece Fetö elebaşının iadesi ve Avrasya ekseniyle kurulan yeni ilişkiler değil, bu konuların da gündeme geldiğini düşünüyorum…

Daha önceki yazılarımda önemle vurguladığım gibi, 15 Temmuz sonrası beklenen ‘II. dalga’nın şiddet profili yüksek terör eylemleri ve daha geniş bir alana yayılmış bir ‘meskûn mahal savaşı’ tehdidi ile geleceğini ifade etmiştim… Bu tehdit ve tehlike algılamalarına, ülkeyi yakından etkileyecek olan Cerablus ile Afrin hattı arasındaki muhtemel şedit çatışmalar da eklenecek gibi!

Türkiye, bilhassa 15 Temmuz darbe girişiminden sonra terörle ve terör örgütleriyle terbiye edilerek hizaya sokulmak istenen bir sürecin içerisine girdi.

Bu süreçte tüm dünyaya; Türkiye’nin ciddi bir terör sorunu olduğu ama kesinlikle terör örgütüyle müzakereye ihtiyacı olmadığı, yeniden telkin edilen Oslo-Habur-İmralı benzeri politikaların bu ülkeye ağır bedeller ödettiği ve müstakbel anayasa mimarisinin de ‘dış telkine’ kapalı ‘milli’ çalışma olacağı mesajı ‘net’ bir şekilde verilmelidir.

Yeni bir Çözüm Süreci’ne meşruiyet kazandırmak adına ‘ülkede sanki bir Türk-Kürt savaşı varmış da çare bulunuyormuş’ şeklinde bir seferberlik havası oluşturma politikalarının bu ülkede artık geçersiz olduğu… Geçmişte 3,5 sene yürütülen sahte barış sürecinin Kürtler arasında fiziki bölünmeyi; Türklerde ve diğer anasırda da psikolojik kopuş ve sosyal fragmantasyon ortamını gitgide yaygınlaştırdığını ve dahî Türkiye’nin ‘egemenlik hakları’ ve ‘kamu kudreti’ üzerinde ağır tahribatlar meydana getirdiği, bu baskıcı küresel odaklara net ve açık bir şekilde anlatılmalıdır…

Çözüm Süreci konusunda ısrarlı ABD ve AB ülkeleri yetkililerine; PKK terör örgütü ve türevlerine verdikleri desteklerlerle, bunları bölgesel denklemler içinde jeopolitik çıkar rekabetine açık hale getirmeye çalıştıklarının farkında olduğumuzu, bundan sonra bu çabalarla ve niyetlerle de kararlı bir şekilde mücadele edeceğimiz deklare edilmelidir.

Ayrıca “varlığımızı savaşın sona ermesi için seferber kıldık” diyen HDP’lilerin yalan söylediği, bunların gerçekte “Kürt halkının meşru savunma örgütüdür!” dediği PKK’nın silah bırakmasını istemediğini, siyasi ve demokratik çözümlerin ise, ne PKK tarafında, ne de ‘sahici siyaset’ indinde hiç ama hiç karşılığının olmadığı gerçeği de bu küresel haydutlara hatırlatılmalıdır!

Eğer bu ülkeler ısrarlı bir şekilde bu konularda baskılarını sürdüreceklerse ve bu yüzden Türkiye ile ilişkilerini bozacaklarsa, rahatlıkla ‘buyurun bozun’ resti çekilmelidir!

Hülasa,

65. Hükümet; Türk siyasi sistemini, dış müdahaleye karşı diplomatik-siyasi etkinlikle dirençli hale getirmek ve ‘Kamu Kudreti’ne layık olduğu sadakati ve yüksek hassasiyeti yeniden kazandırmak adına, bilhassa ‘II. Çözüm Süreci’ ve ‘dış müdahaleye açık yeni anayasa süreci’ ile alakalı iç ve dış müdahalelere ve baskılara karşı koymalıdır.

Eğer siyasi iktidar hayli daralan manevra alanını genişletmek adına, tıpkı İsrail’le ilişkilerde olduğu gibi ani ve sert bir dönüş yaparak, hâlâ sırtında taşıdığı geçmiş Çözüm Süreci’nin kötü kargosuna aldırmadan ‘II. Çözüm Süreci’ni tekrar işletirse; bu sürecin doğuracağı kat’i vesayetin altında ezilmekten ve bu sürecin olumsuz siyasi-hukuki sonuçlarından kurtulamaz!  Çünkü çevremizi saran ateşle birlikte değerlendirildiğinde, siyasi iktidarın hem siyaseten hem de idarî tedbirler açısından kötü politikaları düzeltme seçenekleri ve bahaneleri artık tükenmiş vaziyettedir!

Ahmet TÜRK / 28 Ağustos 2016

Kaynak: VahdetGazetesi

Not: İktibas etmeye değer bulduğumuz yazıdaki fikirler yazara ait olup, Adımlar’ın ideolojik ve siyasi anlayışına zıt görüşler sitemizi bağlamaz. -Adımlar-

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: