25 MART “ADIMLAR SALDIRISI” – Zeliha ARSLAN
“ŞEHİDLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ!”
2000 senesinde Metris ve Bandırma Cezaevlerinde gerçekleştirilen linç girişiminin devamı, İbda erlerini yok etme teşebbüsünün bir yenisi 25 Mart 2015’de İstanbul Kâğıthane’de, Adımlar bürosunda yaşandı. Metris gazisi Ünsal Zor bu kez şehidlik mertebesine yükseldi. ALLAH, şehid karı ve kocayı, Nuray ablamız ile Ünsal ağabeyimizi birbirine kavuşturdu. Ne saadettir ki bu dünyada aynı safta yer alarak mücadele eden karı-koca öteki dünyada da aynı safta birleşti. Ali Osman Zor ise ailesi ve dostları ile halen dimdik ayakta. ALLAH’ın ona biçtiği ömür bitmediğinden ve İbda davasının samimi ve yılmaz bekçiliğine soyunduğundan olsa gerek Ali Osman Zor Rabbimiz’in lütfuyla aramızda.
Adımlar dergi bürosunun patlamadan sonraki halini görmek, şehidimize son vazifemizi yapmak ve dost ve gönüldaşlarımıza omuz vermek adına oradaydık. Virane hâldeki Adımlar bürosu; heyecanı pörsüyen, asıl hedefinden sapan, gel geç hevesler, meşguliyetler içinde hayatını heba edenlere ibret olacak, suratına tokat gibi çarpıp kendine getirtecek bir manzaradaydı. Mücadelemizin bu olay ile gölgeleneceğini, tırsıp korkacağımızı düşünenler olmuştur. Adımlar kadrosunu ve başta Ali Osman Zor’u hedef alarak, yok edeceklerini düşünenler, “bir ölür, bin diriliriz” diye bir sözünü gözden kaçırıyorlar. Bu olay vesilesiyle, öfke, kin daha da bilendi. Heyecan, sevinç, coşku kat be kat arttı. Ne de olsa ucunda “ölüm” yok, şehitlik var. Mevzi ve istikamet sabitliği bu olayla tescillendi. Ülkeyi parçalamak isteyenler, Adımlar’ ı aradan çıkararak yoluna devam etmek istedi. “Allah’ın hesabı tüm hesapların üstünde” nihayetinde…
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıldönümüyle aynı tarihe denk gelişi de manidar tabiî bu saldırının. Hatırlanacağı üzere merhum Yazıcıoğlu’nun da ülkemiz üzerine oynanan oyunlarla ilgili bir takım bilgilere sahip olduğu üzerinde durulmuştu. Komploya uğradığı şeklindeki söylemlerin üzeri kapatılmıştı. Ölümündeki sır perdesi halen örtülüdür. Adımlar Dergisi’nin altıncı sayısının kapağına bakmak bilebu iki suikastin sebebine dair malumat sahibi olmaya yetecek.
Fransa’ya gidip dünya liderleriyle en önde saf tutan liderler neredeler? Peygamberimiz’e hakaret eden dergi çalışanlarının yasını paylaşırken, Peygamberimiz’in yolunu yolu benimsemiş bir dergiye yapılan saldırıda kör, dilsiz ve sağır bir rol üstlendiler. “Suç ve suçlu”nun ivedilikle ortaya çıkarılmasındaki “hassasiyet”i, niyeyse Adımlar mevzusunda aynı ölçüde göremedik. Medyada; yolda giderken kaza yapsa basın şehidi olarak ilân edilen gazetecilerin yanı sıra, “özgür basın susturulamaz” sloganlarıyla medya-basın ağına yapılan yasaklamaları, saldırıları kınayanlar, Adımlar Dergisi’ne yapılan bu katliam girişimine sessiz kaldı ve kalıyor. Peki, ya İslâmcı olarak lanse edilen basın grupları, bu şehadete niye şahitlik etmedi? Bu gün dillerde klişeleşen, “Şehidler ölmez, vatan bölünmez!” söylemi, defnedilirken hâlâ bedeninden kan sızan Ünsal Zor gönüldaşımızın şehadetinde ve Adımlar Dergisi’nin kuruluş ve yayın politikasındaki samimiyetle gerçek mahiyetine bürünmüştür.
Ünsal Zor ve diğer şehitlerimizin gölgesinde, korumasında, davamız daha bir bereketlenecek inşallah. Şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimiz Ali Osman Zor, Cem Türkbiner ve Cüneyt Karan’a Allah yolunuzu açık etsin ve gazanız mübarek olsun diyorum.
Zeliha ARSLAN