“Ayasofya Cami Olsun!”

“Ayasofya Cami Olsun!”

Halk bu sözü her söylediğinde lider çıkıp halkı fırçalıyor. Oyuna gelmekle, provokatörlükle, gaza zam varsa hainlikle suçluyor. Halk bu sözlere anlam veremiyor. Diyebilirsin ki, neyin ne olduğunu, kimin oyununa geldiğini, kime hainlik ettiğini anlamıyor.

Hâlbuki lidere düşen, halka gerçekleri açıklamaktır. Ayasofya konusunda kimlerin kuşatması ve tehdidi altında olduğumuzu, Ayasofya’da namaz kılarsak başımıza nelerin gelebileceğini bilmek isteriz. Açıkça bilmek ve sonra bu bedeli ödemeye hazır olup olmadığımızı düşünmek isteriz.

Lider Ayasofya meselesinden neden bu kadar çok korkuyor? Eğer bu sorunun cevabını bilmezsek, liderin bu korkusunda haklı olup olmadığını da kestiremeyiz. Bir halk liderinin neden korktuğunu ve kendisini neden korkutmak istediğini bilmezse liderinin samimiyetinden şüphe eder.

Millî davalarda böyle gizli saklı iş olmaz. Lider orada şahsî bir hesap yapmıyor. Milletin geleceğiyle ilgili, herkesi ilgilendiren, milletin esareti veya hürriyeti ile sonuçlanacak bir davada kendi başına karar veriyor. Bu kararın gerekçelerini kimse bilmiyor. Ve şüphe doğuyor.

Ayasofya’yı isteyen halka “hain, provokatör” diye fırça atıyor. Sonra çıkıp diyor ki, “biz neyi ne zaman yapacağımızı iyi biliriz.” İyi de bu ülkenin milenyum geçmişi hiç bu sözü doğrulamıyor. “Kandırıldık, aldatıldık, yanlış yaptık, başarılı olamadık” itiraflarıyla dolu geçmiş.

Liderler kendi bekası sözkonusu olunca halkı yardıma çağırıp ülkenin bekası sözkonusu olunca gizli saklı iş çevirirse, tekrar ediyorum, şüphe doğar. Ve şundan hiç kimsenin tereddüdü olmasın: Ayasofya bizim gerçek beka meselemizdir. Ayasofya gizli esaretimizin açık sembolüdür.

Meşhur sözdür: Bu millet büyük düşünenlerle büyük düşünür. Geçmişte bunu defalarca ispatlamıştır. Kimsenin yapamayacağı şartlarda yedi düvelle savaşmıştır. Bütün olmazlara karşı durmuştur. Bu milletin tahammül edemeyeceği bir tek zorluk vardır: Liderinin korkak olması!

Hiç kimse işine geldiği zaman “halka hizmet hakka hizmettir” diye konuşup işine geldiği zaman halkı hainlikle suçlayamaz. Bu halk özünde bir tek şey istiyor: Sırtındaki zincirleri kırıp atmak, emperyalist kuşatmayı yarıp çıkmak. Birine teveccüh ediyorsa bu yönde ümit verdiği için…

Ayasofya meselesinde milli irade doğrultusunda adım atılamıyorsa sebebi halka açıklanmalıdır. Millet’e, tehdidin ne olduğu ilân edilmelidir. Millete düşmanını tanıtmak liderin baş vazifesidir. Yok gizli işler çevrilirse millet düşmanını yine bulur, ama nerede bulacağı belli olmaz.

 

Selim GÜRSELGİL

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: