UNUTMADIK!.. ŞEHÂDETİN KUTLU OLSUN SADDAM!
Bundan ondört sene önce, Kurban Bayramı sabahına denk gelecek şekilde, kahraman Irak halkının Haçlı emperyalizmi ve bölgedeki işbirlikçilerine karşı savaşına öncülük eden, Arapların Son Şövalyesi, yiğit Saddam Hüseyin, Haçlı emperyalizmi ve bölgedeki işbirlikçilerine karşı açtığı savaşta esir düştükten sonra, tiyatro mahkemelerde tarihi duruşunu sürdürdükten sonra, asılarak şehid edildi
Bugün, bütün dünya üzerinde, ülke ülke, cephe cephe emperyalizme karşı büyük bir Kurtuluş Savaşı veriliyor ki, işte bu savaşlar, Şehid Saddam Hüseyin’in, “Savaşların Anası” diye tesmiye ettiği, Irak Kurtuluş Savaşı’ndan ilhâm ve cesaret almaya devam ediyorlar. Onun Haçlı-Yahudi Emperyalizmine karşı yaktığı isyan ve bağımsızlık ateşi, sönmek bir yana, her geçen gün daha da alevlenerek, dünyayı emperyalist işgalci ve yerli işbirlikçilerinden temizlemek üzere yayılmaya devam ediyor.
“Gözümüz büyük İslâm ihtilâl ve inkılâbında!”
Saddam Hüseyin’in bizim için ne ifâde ettiğini, değerlendirmesini 91 Irak işgâli öncesinde, 1990 yılında İBDA Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu röportajlarında yapmıştır.
Kitleler ve düşman nazarında ilk olarak meydan yerine çıkmamıza vesile olan Haçlı-Yahudi saldırı karşısında, 25 Ocak 1991 Cuma günü yapılan Tarihî Eylem, Irak’a yapılan saldırıya denk bir karşı koyuş olarak, devrin Batı işbirlikçisi Özal iktidarı tarafından “Irak’a girmemizi istemeyen güçler var” sözüyle ve Irak sınırımızdan savaşa girilmesi, işgâle ortak olunması ihanetine engel olmakla karşılığını bulmuştu.
İBDA Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun şahsında yürüyen mücâdele, O’nun, 25 Ocak 1991 ayaklanmasının hemen ardından gözaltına alınması, işkence görüp tutuklanmasıyla;
28 Şubat Süreci’nde Müslüman Anadolu insanında oluşan öfkenin İBDA’ya teveccüh hâlinde bir devrime yol açacağı gerçeği karşısında, “Ilımlı İslâm-Amerikancı İslâmcı” tipini iktidara taşıyabilmek ve Irak’ta “yarım kalan” işgâli tamamlamak, BOP Sürecini başlatabilmek için, bütün bu hesaplarını bozucu mücâdele anlayışı sebebiyle Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun tekrar 1998 yılında tutuklanmasıyla;
Ve nihâyet, 2001’de kurulup 2002’de Amerika tarafından iktidara taşınarak BOP Eşbaşkanlığı görevini üstlenen “İslâmcı” bir iktidar (AKP) eliyle Irak, Libya, Afganistan, Somali, Sudan, Suriye, Filistin’i paramparça ederken, bu işgâller karşısında insanımızda Amerika Terör Örgütü’ne karşı biriken öfkeyi yalan ve aldatma politikalarıyla örseleyenler, 16 yıl boyunca Salih Mirzabeyoğlu‘nu zindanda tutarken, onu öldürmeye, öldüremeyince de TELEGRAM İşkencesi’yle etkisizleştirmeye çalıştılar. Ve nihayet 4 Mayıs 2018 tarihinde —20, 25 gün öncesinde “ses kaydı” ile kaydettirdiği konuşmasında ifâde ettiği şekilde— TELEGRAMCILAR’ın bir suikastle Kumandan’a saldırmaları ve 16 Mayıs 2018‘de şehîd olması…
Irak ile başlayan BOP Saldırıları sürecinde ADIMLAR olarak biz, İBDA Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun şahsında yürüttüğü mücâdelesini takib eden bir hareket tarzı içerisinde olduk.
Bu çerçevede ADIMLAR olarak biz, Irak İşgâli karşısında Kumandan’ın 1990’da çizdiği esaslar üzerinde ve o esaslara bağlı kalarak, o günlerden bu güne kesiksiz olarak politikamızı yürütmeye çalışmaktayız. 25 Ocak 1991’de, Haçlı-Yahudi güçleri ve işbirlikçileri tarafından Irak’ın işgâline karşı İBDA adına tuttuğumuz mevziden sapmamış olarak; bugün de, bölgeyi ve gelişmeleri değerlendirirken, o esaslara bağlı kalarak ve doğrulayıcısı olmaya çalışarak değerlendirmelerimizi yapmakta ve tavrımızı almaktayız.
Bölgemizde 30 yıldır süregelen bu HESAPLAŞMA’da, artık Batı saldırganlığı karşısında safların tam mânâsıyla netleştiği son aşamaya gelinmiştir.
Gerek on yıllardır Kurtuluş Savaşı veren bölge insanımızın Amerika’nın bölgede hâkimiyet kurmasına izin vermez direnişi, gerekse Irak Kurtuluş Savaşı‘nın ekonomisine verdiği ağır yük altında ÇÖKEN ve artık bölgeden çekilen Amerika açısından süreç, tam da Trump‘ın dediği gibi, “artık kim kiminle savaşırsa savaşsın, umurumuzda değil” aşamasına gelmiş ve İsrail’le birlikte bölgedeki İşbirlikçi Hükümetler’i Anti-BOP Devrimcileriyle Başbaşa bırakarak “mahallesine geri çekilmek” durumunda kalmakta…
İradelerini işgâlcilere teslim etmeyerek savaşı bugünlere taşıyan, başta Ebedî Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin olmak üzere, tüm şehitlerimizin dökülen kanlarının hesabını İşgâlci Hıristiyan-Yahudi Batı Koalisyonundan ve onların topraklarımızdaki işbirlikçilerinden sormak;
Allah’ın Muntakîm olan İsm-i Celîl’inin hürmetine, başta Batı saldırganlığı karşısında coğrafyamızdaki İSYAN ATEŞİ‘ni tutuşturan Kumandanımız olmak üzere, bu süreçte şehîd olan Saddam Hüseyin, Kaddafi gibi Devlet Başkanları’nın, tüm mücahid liderlerinin, mücahidlerin ve mümin kardeşlerimizin intikamlarını almak azim ve kararlılığını kaybetmeksizin;
GELİYORUZ!..
ADIMLAR Fikir Kültür Siyaset Plâtformu