TANKLARIN DEVRİ BİTTİ Mİ?

Ayhan SÖNMEZ

Bu “tankların devri bitti” lafı hangi maksatla ortaya atıldı ve bu saçmalıktan da halkın ekserisi etkilendi ve öyle kabullenildi; Memet Emminin Kıraathanesinde duyarsınız bunu.

Altay’a konan motor ambargosu mu bu komplekse sebeb oldu, yoksa tv’lerde sihaları cilâlayan hükûmet dalkavuğu yorumcuların dillerine dolaması mı böyle bir kanaate meydan verdi veya Altay’ı banttan indirme umutları mı tükendi?

Her ne ise, en başta sorulması gereken, tank ve zırhlı araçlar devrinin bittiğine dair hangi emareler var ortada? Bilakis ısınan Doğu Avrupa ve Pasifik nedeniyle tekrardan popüler oldular. Sovyet Rusya’ nın dağılışıyla tehdit algısı değişince gerek duyulmayan hafif tank konsepti bile tekrar gündeme geldi ve öyle ki küllerinden tekrar doğdu. Bugün Amerika ve Çin kendi tankını ve hafif zırhlıları üretmeye veya tedarik etmeye hız verdi. Bu tank devri bittiyse, bittiğini anlayamamış mı bunlar?

Öncelikle tankın pilini bitirdiği iddia edilen ihaların ve füzelerin savaşın nihai merhalesinde belirleyici olmadığını belirtmek isterim. İkinci Cihan Harbi’nden misal vereyim: Alman hava kuvvetlerinin uçak ve hava savunması tamamen felç olunca, Alman şehirleri başta ABD olmak üzere müttefik hava kuvvetleri tarafında tabiri caizse taş üzerinde taş kalmayacak şekilde bombalandı. Buna rağmen başkent Berlin’e askerler ayak basana dek Almanya teslim alınamadı. Rakam vereyim, sırf İngiltere ve Amerika 2 buçuk milyon tondan fazla bomba attı Başkent Berlin’e. Bombardıman ve avcı uçağı sortisi ise toplamda 4 milyon civarı. Bu hesaba bir de Kızıl Ordu’nun hava bombardımanlarını eklediğimizde korkunç manzara ortada.

Teferruatta boğulmaya lüzûm yok. Tüm bu devasa hava bombardımanına rağmen savaşın son ânlarına kadar Berlin içinde sokak çatışmaları, hatta Panther tanklarıyla müttefik tankları arasında muharebe oldu. Tankların savaş içindeki fonksiyonu üzerine, devrinin bitmediğine dair bir sürü destekleyici misaller çoğaltılabilir.

Özetle, bombardıman yoluyla moral çökertilip teslimiyete zorlamak bir yoldur ama savaş tarihi öğretiyor ki düşman ülkenin topraklarında hâkimiyet kurmak ancak o bölgeye kara askerinizi sokmakla mümkün ve bugün de tank ve zırhlılar dışında askerinizi en güçlü, en iradeli, en motive şekilde düşman hedeflerine yürütebilmenin desteğini sağlayacak tank ve zırhlılardan başka kara platformu yok. Asker havada tepesinin üzerinde bilmem kaç irtifada uçan uçaktan değil, arkasında yürüdüğü tanktan cesaret alır. Her ne ise, zayıf olduğun tarafı başkaca tarafla telâfi düşüncesi makûl, ancak, “eve çamaşır makinesi aldık bari bulaşıkları da onla yıkayalım” olmaz…

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: