NEREDEN ÇIKTI BU AFGANLAR?
Alâaddin Baki AYTEMİZ
Amerika’nın Afganistan’da tarihî bir mağlubiyet almasından sonra Türkiye içinde inanılmaz bir Afgan nüfusu patlamasına şahit olduk. Herkes soruyordu:
Nereden çıktı bu Afganlar, neden Türkiye’deler?
Hadiseyi baştan ele alalım…
Amerika 11 Eylül 2001’de -bu darbenin asıl değeri psikolojik ve Amerika’nın dokunulmazlık imajını bozmuş olmasından dolayı semboliktir ve maddî olarak Amerika’ya verdiği zarara nisbetle bu tarafı çok daha önemlidir- yediği ağır darbeden sonra bu darbeyi vuranlara gününü göstermek ve dokunulmazlık imajını kurtarabilmek için, ABD Başkanı Buşt oğlu Buşt, “Terörizme karşı Haçlı seferi başlatıyoruz.” dedi ve terörist dediği müslümanlara karşı Afganistan’a saldırdı. Amerika’nın “Sonsuz Özgürlük” adını verdiği bu saldırıda Haçlı ordusu içinde Türkiye de yer aldı. O zaman AKP iktidara gelmemişti ama MHP iktidardaydı. Hem de “SOLCU” Ecevit’in DSP’si ile beraber. (Bahçeli, Amerika Afganistan’dan kaçarken şu açıklamayı yapıyordu: “Afganistan’ın bugünkü alacakaranlık tablosunun yegane müsebbibi, bu ülkenin özgürlük ve demokrasi getirme iddiasıyla toplumsal denge ve değerleriyle oynayan emperyalist ülkeler olmuştur.” Türkiye’nin Afganistan’da kalmasını savunan Bahçeli, “Türkiye’nin Afganistan’daki varlığı meşrudur… Askerî unsurlarımızın burayı terki düşünülemeyecektir. Afganistan Müslüman bir ülkedir ve tüm Afganlarındır. Bu tartışılmaz gerçeğe saygı duymak, gerek ve icaplarına riayet etmek insanlık onurunun bir farikası, bir faziletidir… Taliban’la görüşmek dahil her seçenek dikkate alınmalıdır.” derken askerlerimizin çekilmesini isteyenleri ise “cehalet”, “cüretkâr korkaklık”, “mefluç ve müflis bir siyaset düşünkünlüğü” ile suçladı. Bahçeli’nin Amerika’nın Haçlı saldırısında Amerika’ya destek olmak adına Türk askerinin Afganistan’a gitmesi için basına verdiği demeçler ve Meclis’te yaptığı konuşmalar da hafızalarda ve kayıtlarda yerini koruyor elbette.) Afganistan saldırısı Ekim 2001’de başladı, AKP Kasım 2002’de iktidara geldi. İktidara geldikten sonra da öncekilerden daha Amerikancı bir çizgi izleyerek, Amerika’nın dünyaya Haçlı mantalitesi ile düzen vermek üzere plânladığı BOP’un Eşbaşkanı olmakla övünmeye başladılar. Dolayısıyla kendinden öncekilerin Amerika’nın müslümanları katletmek üzere Afganistan’a saldırısına verdiği desteği devam ettirdiler. Hem de 2012’de ABD askerleri Bagram hava üssünde Kur’an-ı Kerim’i yakıp birçok yerde -aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu- sivilleri katlettiği hâlde!..
Nihayetinde 20 yıllık bir savaştan sonra Amerika Afganistan’da yenildiğini kabul ederek kaçmak zorunda kalırken geride işbirlikçilerini bırakıyordu.
İktidarda olan AKP dahil artık bütün dünya Amerika’nın kaçacağını biliyordu ama bu kadar hızlı kaçacağını kimse tahmin edememiş ve Amerika bu konuda Haçlı NATO ortaklarına bile bilgi verme gereği duymamıştı. Hulusi Akar o zamanlar Amerika’nın kendilerine haber vermeden kaçıp gitmesine olan kırgınlığını dile getiren röportajlar vermekteydi. Bu süreçte AKP, Afganistan’dan çıkmayı istemeyip kalarak, ABD adına Kabil Havalimanı’nın yönetimini üzerine almaya hevesli olduğunu gösterdikten sonra bu konuda ABD’den yardım ve destek istedi.. Artık bunların Amerika ile yaptığı bu pazarlığa ne denir takdir sizin… “Pazarlık” dediğimize bakmayın; zaten Erdoğan-Biden 14 Haziran 2021’de Brüksel’de anlaşmış, üç gün sonra da Beyaz Saray, Kabil Havalimanı konusunda “Mutabakata varıldı.” açıklamasını yapmıştı.
Daha sonra, 2021 Ağustos ayı başında, ABD’nin Türkiye’yi Afganistan’dan kaçan işbirlikçileri için istasyon olarak kullanmak istediği Amerika tarafından açıklandı. Bu açıklamaya göre Afganistan’da Amerika için çalışan işbirlikçiler kendi imkânları ile Türkiye’ye gelecekler ve Türkiye’de en az bir sene kaldıktan sonra isterlerse Amerika onları alıp götürecekti…
AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un bu plâna tepkisi şu oldu:
“Afgan göçmenlerin nereye gönderileceğine ilişkin hesap yapan emperyalistler, önce Afganistan’ı on yıllardır süren işgalleriyle ne hale getirdiklerinin hesabını versinler. ABD yönetiminin ülkemizi bir göçmen istasyonu olarak kullanma planını reddediyoruz, kabul edilemez.”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye kimsenin bekleme odası değildir, olmayacaktır. Sınır güvenliğimizi muhafaza etmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
Dışişleri Bakanlığı, “ülkemizin yeni bir göç krizini üstlenecek kapasitesi bulunmadığını” vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, “Türkiye olarak ABD’nin sorumsuz ve ülkemize danışmadan aldığı kararı kabul etmiyoruz.” dedi.
Bu açıklamalardan sadece bir gün sonra Erdoğan, Amerika’nın yaptığı açıklama doğrultusunda Afganistan’dan kaçacak Amerikan işbirlikçilerini kabul edeceklerini üstü kapalı şekilde şöyle ifade ediyordu:
“Şu anda eğer Türkiye’de 4 milyon ağırlıklı olarak Arap ve Kürt mülteci varsa, onlar bizim korumamız altındaysa, göçmenleri koruması altına alan Türkiye herhalde zayıf bir ülke değil. Güçlü olduğu için bu insanları koruması altına alıyor, alırken de bunu mevcut imkânlarıyla alıyor, finansmanı iyi yönettiği için bunu başarıyor. Bundan sonra da yine finansı iyi yönetmek suretiyle bu tür adımları atacağız ve bundan da hiçbir çekincemiz yok. Çünkü biz güçlü Türkiye’yiz, biz darda kalana elini uzatan, koşan bir Türkiye’yiz.”
AKP yetkililerinin reddedip Erdoğan’ın üstü kapalı şekilde itiraf ettiği Afgan işbirlikçileri kabule dair Amerika ile anlaşmaya varılması üzerine bir başka belge de geçenlerde ortaya çıktı.
Ağustos 2021’de yayınlanan ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkililerinin yapmış olduğu bir telekonferansın tutanaklarında, Afgan ‘sığınmacı’ların Türkiye’ye gelmeleri konusunda AKP iktidarı ile anlaşmaya varıldığı belirtilirken, tutanakları yayınlayan İYİ Parti Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın, tutanaklar hakkında, “AKP/Erdoğan ile ABD arasında ABD’ye hizmet etmiş Afganların Türkiye’de geçici koruma altına alınacağına dair bir anlaşma yapıldığını kanıtlamaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kısacası, bu Afganlar öyle “kardeş” diyeceğimiz ve Müslüman Anadolu Ahalisinin gözünde Afgan deyince canlanan mücahid tipi değil.
Bilakis, ne kadar ipten kazıktan kurtulma, sapık, kriminal ve Amerikan işbirlikçisi, milletine düşmanlık yapmış ve bu düşmanlıkla semirmiş ve artık Afganistan’da barınamaz hâle gelmiş ne kadar ahlâksız varsa, AKP hepsine kucak açtı.
AKP, Amerika ile bu konuda yapmış olduğu anlaşmayı hiçbir zaman alenen itiraf etmedi. İnkâr üzerine inkâr ettiler, hatta milletin karşısına çıkıp Amerika’ya atıp tutmayı bile ihmal etmediler.
Ama netice ortada ve bu neticeyi doğrular şekilde Amerikalı yetkililerin kendi aralarındaki konuşmaların tutanakları da AKP’yi yalanlıyor.
Oysa AKP yetkilileri emperyalist filân diye Amerika’ya ne güzel sallıyorlardı değil mi? Sanki işin başından beri Haçlı Amerika’nın yanında yer almamışlar gibi.