SİYASAL İ…LİĞİN TEMSİLCİSİ ABD’NİN İSTANBUL KONSOLOSLUĞU LGBT BAYRAĞI AÇTI, AKP SEYREDİYOR

Siyasal-İ…liğin Temsilcisi ABD’nin İstanbul’da bulunan konsolosluğu, sözde onur ayı vesilesiyle konsolosluk binasına dev LGBT bayrağı astı. Twitter’da yaptığı paylaşımda ”50 yılı aşkın süredir insanlar LGBTQI+ bireylerin insan haklarını desteklemek, savunmak ve kutlamak için bir araya geliyorlar. ABD DİB tüm dünyadaki LGBTQI+ bireyleri gururla desteklemektedir.” ifadelerini kullandı.

Adımlar Platformu daha önce LGBT’nin bayraklaştırıldığı ve insan fıtratını değiştirmek gayesiyle bütün dünyaya zor kullanarak dayatıldığı bir süreçte LGBT’yi savunmanın insan haklarını savunmak olmadığını, bilakis bu dayatmanın liberalizm ile neo-nazizmin kesiştiği nokta olduğunu ve Ukrayna’daki neo-Nazi, neoliberal ittifakında ortak payda olduğu ve Rusya’nın bu savaş vesilesiyle insanlığın ortak değerlerini savunduğunu her fırsatta ilân etmişti.

Adımlar Palatformu Başkanı Sayın Ali Osman Zor, kendisiyle yaptığımız ve 25 Mayıs’ta yayınladığımız röportajında konuyla ilgili olarak şunları söylemişti:

“Bu ahlâk sorunu çözülemediğinden dolayı veya karşı tarafın -Batı’nın- teknolojik üstünlüğü, artık bizde kırıntılar hâlinde kalmış olan ahlâkı da bertaraf ettiğinden dolayı biz, nereye gideceğini bilmeyen şaşkın ördekler gibiyiz… Ve bu şaşkınlık içerisinde de her türlü yanlış, her türlü sapkınlık, her türlü yol sapıtma ortaya çıkmakta!.. Çünkü nereye gittiğini bilmiyorsun… Dolayısıyla da burada Millet İttifakı” da gelse, “Cumhur İttifakı” da gelse, bu problemi hâlletmesi lâzım!.. Bu problem halledilsin ki aile yerli yerine otursun, ordu yerlerini yerli yerine otursun, ekonomi yerli yerine otursun, hukuk yerli yerinde otursun, bağımsızlık yerine oturursun… Neydi?.. Ahlâk oluşmayınca, müesseseleşme olmuyor”!.. Ahlâk olmayınca fikir olmuyor!..

LGBT SALDIRISI…

GÖKYÜZÜ İHA-SİHA, DENİZLER GEMİLERLE DOLSA NE FAYDA!

Ahlâk”tan kastınızı biraz açar mısınız?

Ahlâk şudur: Eşya ve hadiseler karşısında insanın, Mutlak Doğru, Mutlak Güzel, Mutlak İyi’ye nisbetle aldığı tavırdır… Eşya ve hadisenin her ân yeniliği içerisinde de insanın bu tavrı her ân yeni olması lazım. Bu da belli bir “ruh”la olur. Belli bir Ruhî Sistem”le olur… Büyük Doğu – İBDA’nın tezi neydi: İslâm’da idare şekli yok, idare ruhu vardır!.. Ruh oluştuktan sonra, o “ruh” kendi şeklini bulur… Dolayısıyla biz şu ân bu “ruh”u kaybettik!.. Biz şimdi Hıristiyan ahlâkına göre mi yaşıyoruz? Kemalist ahlâk diye bir ahlâk mı var, ona göre mi yaşıyoruz? Biz Yahudi ahlâkına göre mi yaşıyoruz? Marksist ahlâka göre mi yaşıyoruz?.. Artık bunu, bizim kendimizi tarif etme zamanımız geldi!.. Biz kendimizi neye nisbetle tarif ediyoruz?!. Bu sadece sözle olmaz müesseseler şeklinde; eğitim sisteminden başlayarak, adalet sistemine kadar “biz hangi ahlâka göre müesseselerimizi kuruyoruz, fert ve toplumumuzu inşâ ediyoruz?!.”

Her iki tarafın da geldiği nokta burası… Hâ bunu genişletirsek, aslında dünyanın konuştuğu mevzu bu!.. Şimdi Ukrayna üzerinden Rusya’nın dünyaya açtığı çok kutupluluk”la tartışılan nedir?..

Bugün her iki taraf da… Düşünün şimdi toplumumuzda ilk önce kadınlar üzerinden başladı, şimdi ise LGBT” denilen bu sapkınlık üzerinden devam ediyor. İnsan evindedir, tercihleri vardır. Kimse kimsenin evine girip bakmıyor. Ama sen bayrağını çekmişsin!.. Bayrağın var, derneğin var, palazlansan parti kuracaksın. Ve dayatıyorsun bunu!.. Bu artık “insan hakları”, “özgürlük”e filân girmiyor! Bilâkis bunun karşısında erkeksiliği muhafaza etmek, yani “fail olma”yı, “fetih sahibi olma”yı ve neslin koruyucusu olmayı temsil etmek insan hakkına girer… Tek tek de herkes bunu anlayacak!.. Bu mevzu zaten bütün partilerin ve iki ittifakın sorumlu olarak buralara kadar geldi. Şimdi “Ukrayna Savaşı”yla bu mevzuun ne alâkası var? Ama aynı yerde işleniyor mevzu. Rusya’nın direniş gösterdiği en büyük alan bu ahlâk alanı!

Aile…

Tabiî ki “aile” müessesesinden tut da, ordudaki disipline kadar… Buraya geldiğinde… Bir dönem neydi? İşte her partide %10 kadınlar olsun”… E şimdi birisi de çıkıp %10 bu tiplerden olsun!” derse, iş oraya gelip de bir “meşruiyet zemini” kazanırsa, senin İslâmî düşüncen nereye gitti?!. Demin o söylediğiniz İslâm’ın son kalesi” filân mevzuu ne olacak?.. Zaten gitmiş! Ortada İslâm filân kalmamış! Bunu görmüyor musunuz siz?!. Bu tür sapkınlığın topluma dayatılmasının -ki Liberalizmin, Neo-Nazizm’le birleştiği noktadır bu LGBT mevzuu, onu da söyleyeyim! Dayatmadan dolayı- bunun dayatılmasının, onlara soralım: İslâmî olarak bir karşılığı yok mu?!. İslâm’da nedir bunun cezası?!. Yok mu bunun bir cezası?!. Niye bu açıkça söylenmiyor?!.

Bizim sistemimizde, bizim özlediğimiz bir sistem içinde bunların hepsi -Üstad’ın tabiriyle- Hayırsız Ada’ya gidecek!”… Orada hayatlarının sonuna kadar, yok olana kadar dursunlar… Çünkü erkeksi toplumlarda buna izin verilemez!.. “Erkeksi” derken ne demek istediğimi herhâlde anlıyorsunuz: Ruh”a ait bütün direniş unsurlarını kırıyorlar! Zaten ahlâkî ne kadar direniş noktan varsa, hepsi gidiyor!.. “İnanç”a dair neyin varsa… Çünkü kanıksadığın zaman, bir müddet sonra onu kabul ediyorsun… Meşrû görüyorsun onu… Şimdi dikkat edin; reklâmlardan tutun televizyon dizilerine kadar her tarafa bir şey sıkıştırıyorlar!.. Ve ne gariptir ki(!) -birkaç televizyon dizisinde gördüm- oradaki en müşfik”, “en adil”, “en akıllı”, “en hak yemez” insan tipi de bu (LGBT tiplemeleri) oluyor!.. Sergilenen erkek tipi de kazma, maganda, kaba saba tipler… Yani onlardan bir hayır gelmez, ama bundan bir hayır gelir”, “insanlığa faydalı olan tip”… Bugün toplumların hepsinin yaşadığı en büyük tehdittir bu bizim açımızdan! Onu da söyleyeyim…

Ahlâk davası” derken hepsini bir bütün olarak ele almalı. Yani ahlâkın, fikrin işine işlemiş, işletici sıfat” olduğunu unutmadan meseleleri değerlendirmemiz lâzım. Yoksa işin bu kısmını bıraktıktan sonra bütün gökyüzü İHA olsa SİHA olsa, bütün denizler gemi olsa neye yarar?.. Ki olan ülkeler var zaten!..”

Bu röportajın tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:

Amerika, açtığı bu bayrakla açıkça Türk-İslâm değerlerine karşı da bayrak açmış oluyor ki, AKP iktidarının yıllardır bu açılan bayraklara sessiz kalmasını da ibretle izliyoruz. ABD bu bayrakları her sene açıyor.

AKP, LGBT’lere, meydanlara çıkıp kendisine karşı siyasî bir hareket olarak tezahür ettiğidne karşı çıkıyor. Diğer yandan Bülent Ersoy Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki davetlerde baş konuk olarak yer alırken, cinsiyet değiştirmek isteyenlerin ameliyat ücretleri ise devlet tarafından karşılanmakta.

AKP’nin demek istediği kısaca şu:

Bana karşı siyasî bir hareket olarak görünürseniz bunu kabul edemem ama bana biat ederseniz en üst davetlere de katılır, saraylarda bile ağırlanırsınız…

HABERİMİZLE İLGİLİ BİR DÜZELTME: ABD bayrak açtı, AKP seyrediyor dedik ama, işin aslı öyle değil. Başlık şöyle olmalıydı: ABD, AKP koruması ve kollaması sayesinde bu bayrağı açtı. Şimdi biri çıksın da o bayrağı indirmek için konsolosluğun kapısına dayansın bakalım, herkesten önce AKP’li İçişleri Bakanı’na bağlı emniyet teşkilâtı, bu İbne Amerikalıların emniyet ve güvenliği için müslümanların önüne çıkmayacak mı?

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: