AKP, HAÇLI AB KAPILARINDA YENİDEN ÜYELİK DİLENMEYE BAŞLADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Michel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla arayarak, yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesi dolayısıyla tebrik etti

Bölgesel konuların da değerlendirildiği görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa açısından büyük stratejik değeri olan Türkiye´nin AB’ye tam üyeliği doğrultusunda somut ve olumlu bir gündemle temasları tüm seviyelerde artırmak gerektiğini ifade etti.

Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisinin sağlanması, göçün idaresi ve terörle mücadele alanlarında iş birliğinin önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye gösterilecek adil muamele ve tam üyelik perspektifinin desteklenmesinin ilişkilerde yeni ufukların açılmasını temin edeceğini belirtti.

Gümrük Birliği, AB üyeliği, Türkiye’nin Avrupa açısından büyük stratejik değeri…

Turgut Özal laininden başlayarak bu güne kadar gelen bütün işbirlikçi liderlerin Batı’dan dilenme adına dilinden düşmeyen kavramlar…

Oysa Erdoğan daha seçimlerden hemen önceye kadar Haçlı Batı’ya kafa tutan Müslüman lider profili çiziyor, AB’ye rest çekiyor, “yolumuza sizsiz devam ederiz!” diye güya kafa tutuyordu.

Bunların örneği o kadar çok ki, google’a “rte batıya rest” yazın, bakın isterseniz…

Batı’da bu durum nasıl değerlendiriliyordur dersiniz?

Batı’lı mahfillerde şu tür konuşmalar geçiyor:

“Yönettikleri ülkeyi soyup soğana çevirdiler, 5 sente muhtaç hâldeler ve şimdi de iktidarda kalabilmek için bizim vereceğimiz paraya muhtaçlar.”

Mehmet Şimşek bakan yapıldı, niye?

Şimşek görevi kabul etmeden önce bu mahfillerle görüşmedi mi?

Mesela şöyle konuşmadılar mı:

– Ben bakan olacağım ama siz destek verir misiniz?

– Destek olmamız için senin bakan olman yeterli değil, bakalım istediklerimizi yapacaklar mı yoksa karışacaklar mı?

– Karışmayacaklarına dair söz veriyorlar.

– O zaman göreve başla da bakalım. Para veririz ama şu her büyük ihalede değiştirdikleri ihale kanununu değiştirmelerine, yani bizim verdiğimiz paraları da iç etmelerine müsaade etmeyiz, bu paraları da yerlerse, bize olan borçlarını hiç ödeyemezler. O açıdan ihale kanununun dürüst ve şeffaf olması gerek. Sonra, hazine ve maliyede sıkı yönetim şart. Bunun yanında Varlık Fonu gibi para kaynaklarının da kontrol altına alınması gerek. Yani harcayacakları her sentin nereye ve nasıl harcanacağına biz karar vereceğiz. Sen de bizim adımıza orada bu işleri takip etmiş olacaksın.

Evet, yeni Duyunu Umumiye’miz hayırlı olsun…

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et